İŞYERİNDE VE GÜNLÜK YAŞANTINIZDA STRESLE BAŞA ÇIKABİLİYOR MUSUNUZ?

Stres, hayatımızın kaçınılmaz bir parçası olmuş maalesef.  Hepimiz devamlı stres deneyimi yaşıyoruz, çünkü yapılacaklar listesine devamlı bir şeyler ekliyoruz. Aklımızda sürekli uçuşan fikirler,bitmeyen işler güçler ve meşakkatler.

Stres, bir takım hastalıkların da kronikleşmesine, hata yapma payımızın  artmasına, tahammül eşiğimizin  düşmesine neden oluyor hatta  günlük hayatımızda  başarımızı  engelliyor belkide  .  Stresi kontrol edemediğimizde ilişkilerimiz  zedeleniyor, konsantrasyonumuz  dağılıyor  ve verimimiz  düşüyor .

Tansiyon yükselmesi, terleme, nefes alıp vermenin değişmesi, baş ağrısı, yorgunluk ve uykusuzluk stresin fiziksel belirtileri arasında sayılırken, gerginlik, sürekli endişeli ruh hali, konsantrasyon eksikliği, yetersizlik duygusu, performans düşüklüğü, sosyal ilişkilerde bozulmalar da stresin sosyal ve psikolojik etkileri olarak adlandırılıyor uzmanlarca.

Peki ne yapmalıyız stresi yönetmek için ?

 

Stresi bir problem olarak kabul edip bununla başa çıkmayı istemek stresi yönetmenin ilk kuralıdır belki de . Stresi oluşturan durumları tespit edip bunların üzerine gidebilecek stratejiler oluşturmalıyız . 

Birtakım kişisel iyileştirmelerle belki de  stressiz bir iş ortamı sağlayabiliriz .İş yerinde yaşanılan stres gündelik yaşamın en önemli sorunlarından  biridir çünkü. İyi organize edilmiş  huzurlu bir iş ortamında çalışmayı kim istemez ki? 

İş yerinde güçlü sosyal desteğin olması, iyi ve güvenli ilişkiler kurulması stresi azaltır.   Yoğun iş temposunda vereceğimiz mini molalar tükenmişlik  sendromunu engelleyebilir ,hatta masa başından kalkıp oda içinde dolaşmak dahi stres faktörlerinden uzak kalmamıza yardımcı olabilir.

Stresin en önemli etkeni zaman baskısıdır. Zamanı ne kadar iyi yönetirsek, stresimiz  o denli azalacaktır . Bu nedenle öncelik sıralaması yapmamız ve  bir listeleme yöntemi belirlememiz stresimizin azalmasını sağlayabilir.

Biz  kendimizden ödün verdikçe insanlar bizden daha fazlasını ister. Daha fazlasını yapamayacağınızı söyleyemediğimiz her an beklentiler artar. Beklenti arttıkça taşıdığımız yük ve kendi içimizdeki mükemmele ulaşma sınırı da giderek artar. Her gün artan beklentileri karşılama çabası, bizim için en büyük stres kaynağıdır. Yapmamız gereken dengeli ve eşit bir düzlemde hareket edip bize fazla gelen her şeyden yavaş yavaş kurtulmaktır.

Yoğun temponun vermiş olduğu kaygıyı azaltmak için arada bir derin nefes almak, kendimize İş dışında mutlaka boş bir zaman aralığı yaratıp, arkadaşlarımızla keyifli sohbet ortamları,  hafta sonu için ayarlanmış kısa mini  tatiller ya da kişisel hobilerimize vakit ayırmak , haftaya enerjik şekilde başlamamıza yardımcı olacaktır.

İşe yönelik gerçekçi hedefler koyup  işi zamanında bitirebilmek ve baş edebileceğimizden fazlasını eklememek en iyi motivasyon olacaktır.

Mükemmeliyetçi yaklaşım, işimizdeki en ufak duruma dahi aşırı detaycı yaklaşmamıza, dolayısıyla zaman kaybı yaşamanıza neden olur.

Kısa ve uzun vadede daha yüksek performans gösterebilmek ve işin zorluklarının üstesinden gelebilmek için işimize, çalıştığınız ortama bakış açımızın “iyimser” olması, artı yönleri görmenizi sağlar. Çünkü olumsuz baktığımız her durum , yeni olumsuzlukları görmemize neden olur . Olumsuzluklara toleransımızın yüksek olması için bakış açımızı değiştirmek ve pozitif düşünmek  bizi  rahatlatacaktır.

Bakış açımızı etkileyen önemli unsurlardan biri de çalışma partnerlerimizdir . İşin bize uygunluğu, yöneticilerin bize yaklaşımı ve çalışma şevkimizi etkiler.  Mesela, yöneticimiz yeteneklerinizi biliyor mu? Nelerin motivasyonumuzu yükselttiğini ya da bozduğunu  farkındalar mı ? Tüm problemleri  yöneticimiz  ile konuşabilmek, kendimizi  ifade edebilmemize , yüklerin azalmasına ve endişe hallerimizin  giderilmesine katkı sağlayacaktır.

 Ancak konuşulmayan durumlar, karşılıklı birçok durumun birikmesine ve zaman içinde yıkıcılığa yol açacaktır. Bu nedenle yöneticilerimizden, yardım ve yönlendirme istemek stresi yönetmemize ve daha sağlıklı iletişim kanalları kurmamıza katkı sağlayacaktır.

Her kadar hayatımızın içine girerse girsin stresle  başa çıkabiliriz

Atacağımız ilk adım kendimize  zaman ayırmak ve kendimiz için bir şeyler yapmaktır. Günlük telaşlar ve sonu gelmeyen işler içinde ne kadar yoğun olursak olalım , sadece kendimize  ait olan zaman dilimleri yaratalım. Bu zaman diliminde kendimizi şımartalım, stresten olabildiğince uzak tutacak aktiviteler yapmayı deneyelim. Hobilerinize vakit ayıralım, spora başlayalım .Kendimiz için bir şeyler yaptıkça bir çok stres kaynağından uzak kalabilir ve stresin kalıcı bir problem olmasını önleyebiliriz .

Sorunun ne kadar kötü olacağını düşünmek yerine her şeyin üstünden kolaylıkla gelebileceğinizi düşünün. Bu mesajı tekrarladıkça hem kendiniz hem de beyniniz bu fikre alışacaktır. En sonunda kazanan siz olacaksınız.

 

 

Diğer Makaleler