Oktay ENSARİ

KASABANIN ŞERİFLERİ

Gazetecilikte büyüklerimizin ilk öğretilerinden birisidir, 'Kasabanın Şerifi'  olmayın. Veya 'Kasabanın Şerifliğine soyunmayın'

Her yıl kutladığımız 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü yaklaşırken, bu mesleğe çok genç yaşta gönül vermiş, yerelinden genel medyasında gazetecilik ama sadece gazetecilik yapmış, meslekte yarım yüzyıla yaklaşan bir emekçi olarak bir şeyler karalamak istedim, tabi anlayana…

Gazetecinin öncelikli görevi, olayları,çevresinde yaşananları doğru, dürüst, tarafsız, adalet terazisinde tartıp kamuoyuna sunmaktır. Yani  Atatürk’ün de dediği gibi "Basın, milletin müşterek sesidir".

Gazeteci, kamu vicdanını sızlatacak, nalıncı keseri gibi "Rabbena, hep bana" anlayışı içinde olamaz.

Meslek etiği, toplumun kabul ettiği değerler dışında ahkam kesip,bulunduğu kenti, ilçesi, beldeyi yönetme, racon kesme, bundan dolayı çıkar elde etme, nemalanma, üstü kapalı tehdit, şantaj, aba altından sopa gösterme, bunu maddi güce dönüştürme gibi bir anlayışın içinde asla olamaz.

Olaylara ayna tutar, ışık tutar, eleştirel yaklaşır, öneride de bulunur. Ancak, mesleğin olmazsa olmaz kuralı olan haberin namusunu, kalemini, objektifini, mikrofonunu birinci derecede korur.

Gazeteci güvenilir, kişilikli, tarafsız, kişi hak ve özgürlüklerine, karşı tarafın görüşlerine yer veren,namus şeref, aile ve özel yaşama saygılı, kul hakkını gözeten, maddiyatı ikinci planda tutan, toplumun sorunlarını dile getiren, bunu yaparken 'Kasabanın Şerifliğine' soyunmayan, habere haber gibi yaklaşıp, bundan bir çıkar elde etmeyen,"Parayı veren düdüğü çalar" anlayışından uzak, mesleğe paraşütle inenlerin, gece rüyasında medya sektörünü görüp veya medyanın gücünü kendisine kalkan olarak kullanmak isteyenlerin, mesleğimizle uzaktan yakından ilgisi ve bağlantıları yoktur.

Bunlar olsa olsa 'ayrık otudur'. Hasbelkader aramıza sızmışlardır. Tek amaçları paradır, puldur. Veya toplumda kendilerine yer edinmektir.

Bu çakma ve sonradan olma gazeteciler kerametleri kendiliğinden menkul, egolarını, komplekslerini ,maddibeklentilerini, gazetecilik adı altında  karşılamaya, toplumda kendilerine bir yer bulmaya, icra etmeye çalışan, güzelim ve ulvi mesleğimizi ne yazık ki kendi çıkarları doğrultusunda kullanmakta bir beis görmeyen 'sözde' veya 'naylon' gazetecilerdir.

İster patron, ister çalışan olsun, bu gazeteci bozuntularının birinci tercihleri güç veya ekonomik çıkardır. Bu gücü siyasette de kullananlara da sık rastlanır. Hatta sızdıkları medya organlarında, sosyal medyada paylaştıkları fotoğraflara bakarsanız, kendilerini öne çıkarma, bir başka deyimle çok ama çok önemli kişilik  olduklarını ima eden paylaşımlarına sıkça rastlarsınız.

Gazeteciliği bir silah gibi , tehdit, şantaj veya kendi çıkarlarına hizmet amacıyla kullananların tek amacının, ekonomik rant, siyasi güç veya toplumda kendilerine bir yer ve  bir dokunulmazlık, imtiyaz kalkanı oluşturmak olduğunu görürsünüz. Günümüzde o kadar olumsuz gazeteci ve gazetecilik örnekleriyle karşılaşıyoruz ki, ne yazık ki  kutsal mesleğimizden utanç duyar hale geldik.Yüce Allah bizi ,camiamızı ve mesleğimizi böylesi tiplerden korusun ve arındırsın.

Bu vesileyle, gazeteciliği, gazeteci gibi yapan, mesleğimize hasbelkader sızmayan,kullanmaya kalkmayan, gerçek emekçilerin '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü' şimdiden kutlu olsun.

Diğer Makaleler