Fırat ENSARİ

Varsın Öyle Olsun…

Caddelerde sokaklarda gözlemişsinizdir; son model bir arabanın toz ve pislikten görünmeyen kaportasının üzerine işgüzar demesek de duyarlı bir vatandaş, kargacık burgacık bir şekilde yazmıştır ‘beni yıka’ diye.

Parmağının pisleneceğine aldırmadan, yüksünmeden;

Kendisine ait olmayan arabaya kiri pasağı yakıştırmadığından mı?

Görünmeyen kaporta boyasını merak ettiğinden mi?

İçinde ki temizlik aşkının metale yansımasından mı?

Yoksa sahip olamadığı bir nesneye dokunup, en azından sahibiyle dalga geçmek istemelerinden midir bilemem ama hiç bilmediği ve görmediği aracın üzerine ‘beni yıka’ diye yazmak, temizliğe vurgu yapma gerekliliğini de içerir mi, ona da aklım ermez.

Lakin her şeyin kirlendiği şu dünyada arabayı temiz görme isteğimiz nedendir?

Oysaki çevre kirleniyor, düşünceler kirleniyor, duygular kirleniyor, sevinçler hüzünler kirleniyor, tabi ki tüm bunların eşliğinde kalpler yani anlayacağınız biz insanların özü kirleniyor.

Yaşama sevincimiz çıkarcılığımızla,

Düşüncelerimiz şartlandırılmalar ve baskılarla,

Duygularımız ön yargılarla,

Umutlarımız boş beklentilerle kirleniyor,  kirletiliyor.

Doğan güneşle başlayan güne gülümseyebilme halimiz dahi delilikle eşleştirilebilecek kadar her şeyimiz o kir ve pasağın içerisinde kaybettirilip, bize ait olan renklerimizgörülmesin diye, kire pasağa bulandırılıyor.

Üzerimize ‘beni yıka’ diye yazacak birilerini beklemek bile abesle iştigal etmeye dönüşüyor.

Nihayetinde deterjan reklamlarında da olsa kirlenmek güzeldir sözü aslını yitiriyor, ruhumuza, benliğimize kısaca insana dair olan her şeyin içine işliyor, hem de hiç çıkmamacasına.

Nasıl ki arabanın üzerini toz, toprak, pasak kirletiyorsa biz insanları kirleten temel olgu ise; sahip olma tutkumuz olarak beliriyor.

Beynimizi, ruhumuzu, kaplıyor, üzerine ‘beni yıka’ sözünü yazamayacak kadar yapışırcasına, vıcık vıcık.

Evim, arabam, işim, malım, mülküm, olsun.

Rahat ve kolay olsun.

Hatta haram kazançtan olsun, olsun ki helale bakan zaten keriz, dangalak olsun.

Olmasıyla bitse bide aşk olsun.

Bir daha olsun, hatta bir daha, bir daha, binlerce defa daha.

Ne kadar olursa, o kadar var olup, o kadar saygı görüp, o kadar ciddiye alınacağız.

Olması için her yol mubah, her yol açık, her haksızlık olağan.

Tüm bunların normal karşılanacağını bilmenin rahatlığıyla, kirlenmeye devam mı devam.

Bu kadar kirlenmeyi, bu kadar gayri insanlığı temizleyecek deterjan var mı bilmiyorum.

Haa, böyle bir deterjanı icat etmenin bana nasip olmasını elbette diliyorum.

Bulursam kirlenen insanlığı temizleyeceğimi mi sandınız bre gafiller.

Yooo hiç de değil.

Temizlenip arınmak isteyen, kendisi rahat fakat vicdanı rahatsız tüm insanlara satacağım.

Zaten amaç çok para kazanıp çok şeye sahip olmak değil mi?

Hem de ne pahasına olursa olsun.

Varsın öyle olsun…

Diğer Makaleler