Çocuğu okula başlayacak ailelere öneriler

Sistem Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Uz. Dr. Mürsel Sağlam yaptığı açıklamada '' Okula başlama süreci, çocukların yaşamlarının başında önemli deneyimlerden biri olmasından dolayı çocuğu ve aileyi heyecanlandıran özel bir durumdur. Okulların başlayacağı şu günler çocukların ve ailelerin çok farklı duygular yaşamalarına sebep olur. Çocuklar yeni bir ortama giriyor olmaktan dolayı kaygı ve heyecan duyabilirken, aynı şekilde aileler de bu yeni başlangıçta çocuklarının güvende olup olmadıklarına dair endişelenebilirler.''dedi

 
UzmanDoktor Mürsel Sağlam,okulların açılmasıyla ilgili olarak velilere uyarılarda bulundu. Sağlam , şunları söyledi''
 
Okul, çocuğun yaşamında bireyselleşmesini sağlayan ilk toplumsal kurumdur. Çocuğa yaşamında gerekli olacak değerleri ve bilgileri kazandırırken, aynı zamanda topluma uyum sağlaması için gerekli sosyalleşme becerilerini de kazandırmaktadır. Okula mutlu bir başlangıç yapmak, ilerleyen süreçte çocukların okul hakkında olumlu hisler beslemelerine ve okula daha kolay uyum sağlamalarına yardımcı olur. 
 
Her çocuğun kendine özgü karakteri ve özellikleri vardır. Yani her çocuk kendine özeldir. Bu durum okula başlayan çocukların ailelerinin unutmaması gereken önemli bir özelliktir. Dolayısıyla ebeveynlerin çocuklarını olduğu gibi kabul etmeleri, daha dikkatli gözlemleyerek, mevcut ve geliştirilebilecek yetenekleri üzerinde durmaları, mutluluğu ve başarıyı yakalamanın en önemli etkenlerin başında yer almaktadır.  Okula başlama sürecinde bazı çocuklar duygusal ve davranışsal tepkiler ortaya koyabilir; Tepkilerini dışa vuran ve açıkça ortaya koyan çocuklarda sürekli gerginlik ve huzursuzluk, ağlama, arkadaşlık kurma ve bunu sürdürmede güçlük, özgüven eksikliği, saldırgan davranışlar, okul kurallarına uymada güçlük, okula gitmek konusunda zorluk yaşama gibi sorunlar yaşarken tepkilerini açıkça ortaya koyamayan yani içe kapanık daha pasif çocuklarda ise sessizlik, içe kapanma, uyku sorunları görülebilir. Kaygı düzeyine bağlı olarak ayrıca baş ağrısı, mide bulantısı, kusma gibi bazı psikosomatik belirtiler de görülmektedir.  Aynı zamanda bu tür çocuklar öğretmenlerine ve arkadaşlarına karşı saldırganca tutum sergileyebilmekte veya çevresine ve derslere karşı oldukça ilgisiz davranabilmektedirler. Aslında çocuğun yaşadığı heyecanla karışık kaygısının temel nedeni bilinmezliğe doğru attığı adımdır. Bu tür problemlerle karşılaşıldığında ailelerin üzerine düşen en önemli görev bir uzmandan profesyonel bir destek alarak sorunun duygusal travma boyutuna ulaşmadan çözülmesini sağlamaktır.  Başlangıçta küçük sorunlar olarak karşımıza çıkan bu olumsuz davranışlar müdahale edilmediği takdirde çocuğun yaşam başarısına olumsuz şekilde yansıyabilmektedir.  Anne ve babalar böyle bir durumla karşılaştıklarında paniğe kapılmadan, okulla birlikte işbirliği içinde hareket ederek, tutarlı bir şekilde sorunu çözümlemeye çalışmaları uygun bir yaklaşım olacaktır.     Okul, çocuğa karşı asla bir tehdit unsuru olarak kullanılmamalıdır. Mesela  ” Okullar açılsa da şu yaramazlıklarından kurtulsam veya yaptığın bu davranışları okullar açılınca öğretmenine anlatacağım sana ceza versin…” gibi yaklaşımlar çocuğun okuldan uzaklaşmasına neden olabilen yaklaşımlardır. Başarının arttırılabilmesi ve devamlılığının sürdürülebilmesi için eleştirel yaklaşımlar yerine daha motive eden ve başarabileceğine karşı inanç arttıran yaklaşımlar çocuk üzerinde olumlu etkiler yaratacaktır.     Aslında okula başlamadan önce çocuğu duygusal açıdan hazırlamak, yaşayacağı durumlar hakkında bilgi vermek kendisini iyi hissetmesini sağlayacaktır. Okulda çok sayıda arkadaş edineceğini ve onu seven öğretmenleri olacağını söyleyebilir, kendi okul anılarımızı anlatıp okula giden çocuklarla ilgili hikayeler okuyabiliriz.  Yaşadığı duyguları ifade etmesine izin vermek ve bunların doğal olduğunu hissettiren ifadeler kullanmak, çocuğun okul deneyimlerini sizinle paylaşarak rahatlamasını sağladığı gibi okula uyum sürecini de hızlandıracaktır. Özellikle bu dönemde evi okuldan daha cazip hale getirmemeye özen gösterilmelidir. Okulun ilk günlerinde ve takip eden günlerde anne-babaların sınıfta veya salonda bulunması, çocuğun okula alışmasını güçleştiren bir faktördür. Anne baba çocuğu öğretmenine teslim ettikten sonra olabildiğince çocuğun görüş alanının dışında kalmaya özen göstermelidir. Çocuktan ayrılırken vedalaşma süresini uzatmamak, çocuğunuzun okula adaptasyon sürecini hızlandıracaktır.  Yaz boyunca geç yatan ve geç kalkan, istediği şekilde hareket etmeye alışan çocuk, okulların açılmasıyla beraber daha düzenli olma zorunluluğundan dolayı bazı sıkıntılar yaşayabilmektedir. Uzun bir tatil sürecinin sonrasında çocuklar yatış ve kalkış saatlerinde zorluk çekebilirler. Aşamalı bir süreçle saat düzeninin rutine oturtulması okula uyumun yanı sıra onların verimli öğrenmelerine de olumlu katkı sağlayacaktır.  Çocuklar yeni şartlara büyüklerden daha kolay ve rahat uyum sağlarlar. Çocukların yaşayabileceği güçlükleri onlarla yapacağımız işbirliği ile ortadan kaldırabiliriz. Bu süreçte size güvenmesi ve sizi yanında hissetmesi onun en önemli yardımcısı olacaktır.  Duygusal bağ söz konusu olduğunda pek çoğumuz büyük olasılıkla objektifliğimizi kaybedebiliriz, fakat okul aile işbirliği her konuda olduğu gibi bu süreçte de oldukça önemlidir. Psikolojik danışma ve rehberlik birimi,  öğretmenler ve okul yönetimi ve gerektiğinde psikolog ve psikiyatr ile işbirliği içinde hareket edilmesi, öğrencilerin okula uyum sürecini, öğretmenlerini ve arkadaşlarını benimsemesini kolaylaştıracaktır.''
 
 
 
                                                                   
 
 

Diğer Haberler