'Sulak Alan' mektupları

Dünkü yazımda Kayseri OSB´ nin özellikle ikinci gelişme bölgesinde faaliyet gösteren 500 kadar sanayicinin ‘Sulak Alan Belgesi´ alıp almaması ile ilgili bir konuyu tartıştığını yazmıştım.

Yazı üzerine OSB Basın Danışmanı Recep Yıldırım epeyce bilgi ve belge gönderdi. Hatta OSB´nin yayın organı Marka Dergisi´nde yayınlanan, ‘Sulak Alan Sorunu İle İlgili Yapılan Çalışmalar´ başlıklı haberin fotoğrafını da göndermiş Recep Yıldırım... Aslında Recep Bey, ‘Bak Veli Bey, biz bölge olarak bu noktada ilgili bakanlara, hatta dönemin başbakanına kadar dilekçe verip, mektup yazdık, bu konuda da sanayicimizi bilgilendirdik. Uğraşımız da hala sürüyor. Biz konuya bigane değiliz. Ama biraz da ilgili büyüklerimiz bu sorunun çözümü için bize katkı versinler´ demeye getirmiş.

Dünkü yazımızı okumayanlar olabilir; Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, OSB genişleme alanında bulunan 500 kadar fabrikanın Hürmetçi Sazlığı´na sınır olması hasebiyle bu işletmelerin 20 bin liraya kadar harç ödeyerek, ‘Sulak Alan Belgesi´ almasını istiyor. OSB yönetimi de konuyu çözebilmek için üç yıldır bu uğraş içerisinde.

OSB yönetimi bu noktada ilk yazıyı dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki´ye yazmış. Bakan Özhaseki´ye hitaben 25 Ekim 2016 tarih ve 071229 sayılı yazı ile Kayseri Organize Sanayi Bölgesi İlave ve Yer Seçimi onayının 11.11.2003 tarihinde kesinleştiğini ve 2006´dan itibaren yürürlüğe giren ‘Sulak Alan Belgesi´ istenmesine ilişkin yönetmeliğin kendilerini kapsamaması gerektiğini yazmış.

O yazıda bu harçların dışında her bir sanayiciye 122 bin lira ceza yazılacağı da hatırlatılarak ‘Emir ve delaletlerini, yüksek takdirlerinize sunarım´ demiş, OSB Başkanı Tahir Nursaçan dönemin bakanı Özhaseki´ye...

Tabi yazının ekinde epeyce bir evrak da var.

Belli ki Özhaseki ile Nursaçan arasında yapılan görüşmelerden sonra dönemin Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu´na hitaben aynı ay içerisinde iki yazı daha yazılmış. Bu yazılardan ilkinin tarihi 13 Mart  2017, ikincisinin tarihi ise 23 Mart 2017...

Sanırım bu yazışmalardan bir sonuç alınamamış. Daha doğrusu Bakanlık ilgili Genel Müdürlük´ten, taleple ilgili görüş sormuş, bürokratla alışık olduğumuz gibi ‘Nuh deyip, peygamber´dememişler.

Ve son çare dönemin Başbakanı, son başbakan Binali Yıldırım´a bir mektup göndermeye karar vermiş OSB Başkanı Nursaçan.

O yazıda 31 mart 2017 tarihli. Bu yazıda uzun uzun gerekçe ve taleplerde bulunuyor OSB yönetimi. Başbakan Yıldırım´a gönderilen mektupta daha önce ne kadar yazışma yapılmışsa bunların birer kopyası da ‘ilgi´ verilerek gönderilmiş.

Anlaşılan o ki, bir yandan OSB Yönetimi, ‘Biz yapacağımızı yaptık, görüşmelerimizi de sürdüreceğiz´ diyor. Diğer yandan devlet uygulamaları gereği bir evrak kayda girdiği zaman memur istediği sürece o evrakın ‘gereğinin yapılmasını´ isteyebiliyor.

Sorun çözülmüş değil. OSB yönetimi haklı olarak ‘Bizim sınırlarımız ilgili bakanlığın da uygun görüşleri ile 2003´de onanmış. 2006´daki bir mevzuat bizi niye bağlıyor. İlla ki bağlayacaksa hiç olmazsa ‘tek tesis´ olarak sorumlu tutulsak´ diyor...

Henüz bir anlaşma-uzlaşma yok. Sanayici bırakın 122 bin liralık cezayı (bu rakam da iki sene önceki) ödemeyi 10-20 bin lira arasındaki harca ödeyecek halde değil.

Dilerim ekonomik bir mücadele içerisinde bulunan sanayiciler, şu günlerde bir de ‘Sulak Alan Belgesi´cezası ile karşı karşıya kalmasın..

Mış… Miş… Muş…

00- Kayseri heyeti, İstanbul´da 4 ekip halinde kapı kapı gezip Yıldırım´a oy istiyormuş.

00- Koramaz Vadisi´nin turizme açılması ile ilgili, Büyükşehir kurmayları mahalinde gözlem yapmış.

00- Jandarmanın kuruluşu bugün kutlanacakmış.

00- Vali Günaydın, 112 Acil Çağrı Merkezi ile bazı okulları denetlemiş.

00- Sarız, yeni bir emniyet binasından sonra, hastane binasına da kavuşabilirmiş.

00- Karpuzatan´da bazı işyerleri hijyen kurallarını ihlal ediyormuş.

00-Bayram öncesi OSB´ye ‘gelip-giden´ müfettişin daha kalabalık ve uzman bir heyetle bugün-yarın uzun sürecek bir denetim başlatması bekleniyormuş.

 

KULİS BULVARI

KARNE KİMİN NOTLARINI GÖSTERİR

 

Hepimiz karne aldık. Yani o heyacanı okuyup da yaşamayanımız yoktur. Özellikle sayısal dersleri çok sevmeyen bendeniz bu derslerden ya zayıf alır ya da kılpayı geçerdim. Bugün de milyonlarca öğrencimiz karne alıyor. Kayseri´de ilk ve orta öğretimde okuyan öğrenci sayısı 300 bin civarında. Bu sayı ülke genelinde 18 milyon gibi. Bu rakama üniversitede okuyan 8 milyon civarındaki öğrenciyi de eklersek 25 milyonun üzerinde öğrencimiz var. Muhtemel ki bu nüfus dünyanın 150 kadar ülkesinden fazla... Keşke bu öğrencilere çok iyi eğitim verebilseydik. Türkiye her alanda üç-beş kat daha gelişirdi. Bugün vereceğimiz karneleri öğrencilerin başarı-başarısızlığı olarak görürsek yanılırız. Yıllardır söylerim; her karne 100 üzerinden yapılacak bir değerlendirme ile, % 40 öğrencinin, % 30 velilerin (anne-baba), % 30 da öğretmen ve okulun başarısıdır. Lütfen karneyi böyle okuyalım.

Diğer Makaleler