15 TEMMUZ'U KAYSERİ TELGRAF'A YAZDILAR

 

DİRENİŞİN ÖYKÜSÜ

15 Temmuz 2016 tarihinde yaşadığımız hain darbe girişimini unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. 15 Temmuz’un üçüncü yıldönümünde şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyorum. Gazilerimize sıhhat ve selamet diliyorum. Aziz milletimize şükranlarımı sunuyorum.

15 Temmuz; Türk tarihinin gördüğü en büyük hıyanete karşı destansı direnişin öyküsüdür.

15 Temmuz; hıyanete dur denişin, silaha göğüs gerişin, darbeleri zihniyetlerde de bitirişin tarihidir.   

15 Temmuz; dünyada en büyük gücün silah değil yürek olduğunu gösteren şanlı Türk Milletinin tarihe altın harflerle yazdığı bir destandır. 

15 Temmuz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kazanılmış demokrasi zaferidir.

15 Temmuz’da 64’ü polis, 5’i asker, 181’i tankların karşısında göğsünü siper eden sivil vatandaşımız olmak üzere 250 şehit verdik. 36’sı asker, 283’ü polis ve 2 bin 397’si sivil vatandaşımız olmak üzere 2 bin 716 gazimiz var. Her birisine ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Hainlere karşı vatanına, bayrağına, milletine, devletine, inancına sahip çıkan her bir vatandaşımıza bu vesileyle bir kez daha teşekkür ediyorum. Rabbim hepsinden razı olsun.

Bir takım şer güçlerle beraber olan içimizdeki hainler hak ettikleri cevabı almışlardır, almaya da devam ediyorlar. İnşallah, bu milletin her ferdi ömrünün son anına kadar “Elif” gibi dimdik olacaktır. İnşallah bu milletin her ferdi, can bedenden çıkıncaya kadar haklının yanında zalimin karşısında duracaktır. Çünkü Türkiye, sadece Türkiye değildir. Bu güçlü devlet ve bu aziz millet, mazlum milletlerin ümididir. Bu ümidi söndürmek isteyenlerin Türkiye’ye getirmek istedikleri sözde bahar onların kışı olmuştur.

Mücadelemiz bitmedi. İçimizdeki hainleri kullanarak bize diz çöktürmek isteyenler farklı terör unsurları ve ekonomik terörle saldırıya devam ediyorlar. Şükürler olsun ki, bu saldırılara karşı yılmadan, yorulmadan devletinin ve milletinin hizmetinde olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve bu kutlu davada O’nun yanında yer alan aziz milletimiz var. Üzerimize oynanan tüm oyunları bir ve beraber durarak, tek yürek olarak bozacağız. Birlik ve beraberliğin gücünü 15 Temmuz’da gösterdik, göstermeye devam edeceğiz. Bizi hiçbir saldırıyla yıkamayacaklarını anlayacaklar. 2001 yılında Anayasa kitapçığıyla çıkarılan, 15 Temmuz’un yanında çok basit kalabilecek bir olayın ekonomimizi ne hale getirdiğini herkes hatırlıyor. Ancak 2002 sonrası uygulanan siyasi ve ekonomik politikalar, 15 Temmuz gibi pek çok ülkeyi krize sokabilecek bir olayın karşısında sağlam kalmamızı sağlamış, ekonomimizin raydan çıkmasını önlemiştir. Türkiye her yönüyle ne derecede güçlü olduğunu göstermiştir.   

Saldırılar sürer, sürecektir. Zorlu bir coğrafyada yaşıyoruz ve bu coğrafya ile ilgili emelleri olanları biliyoruz. Bizim olmazsa olmazımız bellidir. Bu cennet vatan ve bu aziz millet. Birlik, beraberliğimiz daim olduğu müddetçe Rabbim yar ve yardımcımızdır.    Memduh BÜYÜKKILIÇ

 

 

15 TEMMUZ VE MİLLİ İRADE

“15 Temmuz günü Türk Milleti önemli bir sınavdan geçmiş   ve meydanlara çıkarak demokrasiyi ve Cumhuriyeti sahiplenmediğini gibi gelişen ekonomiye desteklediklerini ve hizmetler ile yatırımlara da devamını istediklerini beyan etmişlerdir.

Hızlı trenler, enerji ve sulama barajları, 3. Köprü, 3. Havalimanı, otoban yollar ve köprüler, açılan üniversiteler ile bilimin gelişmesi, tarım ve esnaf desteklenmesi ile artan üretim ile Türkiye’yi dünya da lider ülkesi durumuna gelmiştir. İşte tüm bu gelişmelere yüce Türk milleti aslında en manidar cevabı ve davranışı meydanlar da tek yürek, tek ses ve tek vatan ile vermiştir.  

15 Temmuz akşamı gerçekleştirilmek istenen darbe girişiminin milletin geleceğini ipotek altına almak isteyenlere meydanlara sabahlayarak vermek isteği mesajı aslında açık ve net şekilde göstermiştir.

Türkiye bulunduğu coğrafi yapı ile birçok ülkenin lideri ve dayanağı hatta umudu durumundadır. Son 17 yılda halktan aldığı güç, güven ve destek ile siyasi istikrar sonucu Türkiye artık eski Türkiye değildir. 2023 hedeflerine her geçen gün daha da yaklaşmakta ve gerçekleştirmektedir. Son yılları hatırlayalım 3. Boğaz köprüsü, 3. Hava alanı, sulama barajları ile artan tarım alanları, üreteci ve esnafın desteklenmesi ile ekonomik gelişme; yüce Türk Milletince sahiplenilmiş ve uzun dönem de birçok engellemelere rağmen elde edilen kazanımlar milletçe canı pahasına desteklenmiştir.

Kısaca 15 Temmuz akşamı milletimiz sadece demokrasiye ve Cumhuriyete sahip çıkmakla kalmamış bunun yanında hizmet ve yatırımlara da sahip çıkarak geleceğine sahiplenmiştir. Çünkü bu tür demokrasi kesintilerin ekonomiye verdiği zarar, kapatılan işleri ve fabrikaların geçmişte nasıl olduğunu bire bir yaşamıştır. Bu açıdan durmak yok yatırım ve hizmetlere her kurum olarak devam demiştir. Yüce Türk Milleti her şeyin en iyisine ve güzelliği hak etmektedir. 3 kıta da hüküm süren bir medeniyetin devamıyız.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları ile meydanlara çıkan ve terk etmeyen her an ve her yerde göreve hazır olan Kayserili hemşerilerimize de teşekkür ediyorum. 

 Aziz 15 Temmuz şehitlerimizi rahmetle, Kahraman Gazilerimizi de minnet ile anıyorum”   Mustafa PALANCIOĞLU

 

VATANA İHANET

ASKER DEĞİL, TSK'nın ÜNİFORMALARINI GASP EDEN ŞEREFSİZ HAİN TERÖRİSTLER!!! Bu teröristler linç edildi! O masum dediğimiz askerlerin sivillere yaptığı dehşet verici işkenceler var. İnsanların beyinleri parçalanmış, kafaları kopmuş, bağırsakları dışına akmış korkunç korkunç... Basit şeyler değil bunlar, kafası kopartılmadığı halde koparılmış gibi provokasyon malzemesi yapan asker de rütbeli ve sadece bilinen tarafıyla 2 kişiyi öldürdü. Bu halk bu linci yapar, yaptığı için bu ülke yeniden darbeyi halk darbesiyle bastırıp ayağa kalktı. Provokasyon için kendinizi malzeme yapmayın. Hiç birini karşı karşıya düşünmesek keşke, ölümlerden ziyade beni üzen tek şey Peygamber ocağının adını lekelemiş olmaları. Ama onlar asker değil TSK'nın üniformalarını gasp eden alçak teröristler. Kendini kandırılıp bir anda darbe girişiminde bulan masum dediğimiz erler olayı farkettiklerinde canından olma pahasına, ihanet gibi bir günaha girmemek yerine vatan namustur diyerek namusunu kurtarmak için canını feda etmek uğruna bir çok arkadaşının yaptığı gibi başından teslim olmalılardı. Peygamber ocağında kendi milletini tankla ezmek yoktur; Ne Mutlu Türk'üm diyene nidalarıyla tekbirlerle insan gibi ikna etmeye çalışanları helikopterlerle, F16’larla, ağır silahlarla vurmak yoktur herhalde. Yakışan yapılmalıydı. Bu önümüzdeki geceleri de atlatalım felaha ereceğiz inşallah. Sayının önemi yok can candır ama 200'e yakın candan bahsediyoruz; bu millete kemerin lafını dahi etmeyin!!! Tatbikat diye götürüldü diyorsak neden daha operasyon başlamadan sahilde gezen insanlara erler; evlerinize gidin, silahlı kuvvetler yönetime el koydu diye sivil halka korku salıyor!  Elbette bilenler vardı! 20 yaşında diye sakın ola küçümsemeyin, 20 yaşında diye küçük gördüğünüz saf bulduğunuz kandırıldılar dediğiniz TSK'nın üniformasını gasp eden şerefsiz teröristler küçük yavrular da karşısına vatanını milletini savunmak için evinden helalleşip silah olarak abdestini kuşanan 15-16  yaşındaki çocuklar küçük yavrular değil mi!!! Mantığın vatan sevgisinin yaşı yok! 20 yaşında ecdad fetihler yapmış, 20 yaşındaki insan neyin ne olduğunu, bunun vatana ihanet olduğunu anlamaz mı! Hainlikte yaşa bakılmaz!! Yazıklar olsun! Şehadete erenler şehadetiniz kutlu olsun, şehadet yerine hainliği tercih edenlerinse yatacak yeri yok!  Mustafa YALÇIN

 

 

15 TEMMUZ’DA DÜNYA ÖĞRENDİ; VATAN NEDİR?

15 Temmuz 2016 günü bu vatanın bekası için 250 şehit verildiğini, iki binin üzerinde vatanseverin ise gazi olduğunu söyleyen Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, “Aziz Türk Milletinin tarihte defalarca ortaya çıkardığı o asil ruhu, 15 Temmuz’da Türkiye’nin dört köşesinde yeniden göstermiştir.” Dedi.

Başkan Özdoğan sözlerini şöyle sürdürdü;

“15 Temmuz Cuma gecesi hain FETÖ tarafından ülkemize, vatanımıza ve milletimize karşı darbe girişiminde bulunuldu. Ama önce Allah’ın inayeti, Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dik durması ve milletimizin kutsal vatanını sahiplenmesi ile çok şükür darbe girişimi engellenmiş oldu. 15 Temmuz’u unutmadık, unutturmayacağız. Çocuklarımıza, torunlarımıza bu hainliği anlatacağız. Tıpkı kişiler gibi, milletlerin de karakteri vardır. Bizim milletimizin karakteri, gerçekten erdemlerle donatılmıştır. Bu erdemlerden biri de yeri geldiğinde vatanını korumak için canından vazgeçmeyi göze alabilmektir. İşte bunların sonuncusu, 15 Temmuz 2016’da millet olmanın asaletini, birlikteliğini ve gücünü gösterdiğimiz Demokrasi Zaferi’mizdir.Türk milletinin demokrasiyle yaşama özgürlüğüne, Türkiye Cumhuriyeti‘nin içte ve dışta bağımsızlığına, ülkemizin huzur ve refahına göz dikenlerin bir temmuz gecesinde yapmaya çalıştığı kalkışmayı, sokaklara dökülen genç yaşlı, kadın erkek, Türk milletinden milyonların bastırdığı bir destandır 15 Temmuz. Bizler o gece, demokrasimizi kimsenin eline bırakamazdık. Milletimizin refahını ve huzurunu, darbeyle başa geçmeyi düşünenlere terk edemezdik. İman gücümüz, millet olmanın verdiği inanç ve devlet büyüklerimizin verdiği güvenle bayrağımıza, bağımsızlığımıza ve devletimize sahip çıkarak, Türk milletinin gücünü yeniden gösterdik.”

“ÇANAKKALE RUHU İLE HER ZAMAN HAZIRIZ”

 

Şanlı bayrağımızla, 80 Milyon nüfusumuzla bizlerin güçlü ve büyük Türkiye olduğumuza vurgu yapan Başkan Özdoğan, “FETÖ, PKK, DHKPC, DAEŞ, PYD ve gibi terör örgütlerini kullanarak, Türkiye’ye diz çöktürmek, parçalamak ve bölmek isteyenlere, aziz milletimiz ve cefakâr, vefakâr, vatansever askerimiz, polisimiz ve güvenlik görevlilerimiz fırsat vermeyecektir. Tek bir terörist kalmayana kadar mücadelemiz devam edecektir. Birlik, beraberlik ve Çanakkale ruhu ile birbirimize sarılıp, destek olup daha güçlü olacağız.” Dedi.  Bilal ÖZDOĞAN

 

 

DEMOKRASİ VE KAHRAMANLIK DESTANI

Milletimiz, 15 Temmuz’da, tıpkı Çanakkale gibi, Milli Mücadele gibi, bir kahramanlık, özgürlük ve demokrasi destanı yazmıştır. 15 Temmuz, Türk Demokrasi Tarihine kazınacak bir demokrasi zaferinin kazanıldığı, kararlılık direniş ve diriliş gecesidir. Türk Milleti; imanıyla, inancıyla birlik ve beraberlik ruhu içerisinde tek yürek olarak sokaklara dökülmüş, canı pahasına mücadelesini sürdürerek vatanın bölünmez bütünlüğünü bir kez daha tüm dünyaya göstererek demokrasiden yana olan güçlü tavrını ortaya koymuş,  milli iradenin dışında hiçbir gücü kabul etmeyeceğini bir kez daha tüm dünyaya ilan etmiştir.

15 Temmuz akşamı sözde asker kıyafetli teröristler, bazı küresel güçlerin uşakları, efendilerinin talimatları ile,  Gazi  Meclisi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni, Genelkurmay Başkanlığını, Emniyet Genel Müdürlüğü ve bağlı teşkilatları, hatta bizzat milletin kendisini, camileri, milletin-devletin sahibi olan uçaklarla bombalayarak, tarihimizin en alçak ve satılmış ihanetine maşa olduklarını göstermişlerdir. 15 Temmuz 2016 tarihimizin en alçak darbe girişimlerinden biridir. Asker kılıklı (kıyafetli) hainler, bazı küresel güçler ve beyinlerini, ruhlarını sattıkları efendilerinden aldıkları talimatla Cumhurbaşkanımızı öldürmek istemiş, hükümetimizi, Meclisi dağıtmak, dolayısıyla ülkemizi işgal edip adeta iç savaşa sürüklemek istemişlerdir. Milletin sahibi olduğu uçakları, tankları, hiçbir yaratığın yapamayacağı alçaklıkla milletin üzerine süren ve bomba yağdıran bu satılmışlar, belliki tarihimizden, ecdadımızdan bihaberdi.Onlar kontrol ettiklerini düşündükleri üç-beş uçak ve tankla devleti ele geçirip, milleti esir alacaklarını sanıyorlardı. Bilmiyorlardı ki, bu millet, 100 yıl önce Çanakkale’de ve Milli Mücadele dolayısıyla yurdun dört bir köşesinde, ‘Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli’ diyerek dün nasıl bağımsızlık için can vermişse, bugünde tıpkı ataları gibi şahadet şerbetini içmeye hazırdı. Dün Çanakkale’de  ülkesinin bölünmez bütünlüğü için  253 bin yiğit nasıl gözünü kırpmadan şahadete koşmuşsa, 3 yıl önce  15 Temmuz gecesi de, siyasi görüş ayrımı yapmadan, nesep ve mezhep hesabına girmeden,  demokrasi  ve ülkesinin birliği adına sokaklara çıkıp tanklara, uçaklara adeta meydan okuyan milyonlardan 250 yiğit, tıpkı ecdadı gibi şahadet şerbetini içmiştir. Bu vesile ile 15 Temmuz’un 250 şehidini rahmetle,  yaklaşık 2 bin 200 kadar gazisini ise minnet ve şükranla anıyorum.

15 Temmuz gecesi Polis Özel Harekat’ın bombalanması ile, birlikte okuyan, birlikte üniforma giyen, 23 yaşındaki iki hemşerimiz, şehitlerimiz  Bünyanlı Cennet Yiğit ve Yeşilhisarlı Kübra Doğanay’ı da asla unutmadığımızı, onların  ve tüm şehitlerimizin ailelerinin baş tacımız olduğunu ifade etmek isterim. O gece tüm Türkiye gibi Kayseri’ de dimdik ayaktaydı. Yüz binlerce Kayserili günlerce Cumhuriyet Meydanı’nda ‘Demokrasi Nöbeti’ tuttu. Kayserili her meslek mensubu darbe girişiminde bulunan alçaklara lanet okurken, demokrasiden ve bağımsızlıktan yana olduğunun altını gür bir sesle bir daha haykırdı. Uzun süredir bulunduğumuz  coğrafya adeta yanıyor. Türkiye, devleti ve milleti ile bu yangından en az zarar görmek için tarihi sorumluluk ve milli menfaatleri doğrultusunda adımlar atıyor. Irak’ta, Suriye’de yapılanları, Doğu Akdeniz’de, İran’da yapılmak istenenleri görünce, 15 Temmuz’da ne yapılmak istendiğini 82 milyon olarak daha iyi anlıyoruz.  Tarihimizin en alçak darbe girişiminden ders çıkararak, hepimiz kenetlenmeliyiz. Gerçekten, 15 Temmuz’un demokrasimiz ve  milli birliğimiz açısından önemini  bir daha kavramalıyız ve  asla siyasi bağnazlık içerisine girmeden  birbirimizle kenetlenmeliyiz. Türkiye, Türk Milleti 15 Temmuz’dan sonra da her alanda güçlü olduğunu gösterdi.  Daha da güçlü bir Türkiye için, birlik ve beraberlik içerisinde  çok çalışmalıyız. 15 Temmuz darbe girişimine karşı yapılanlar, milletimizin ve devletimizin tarihinde kahramanlık ve demokrasi destanı olarak yerini almıştır.” Ömer GÜLSOY

 

 

DARBE ÖTESİ İŞGAL GİRİŞİMİ

15 Temmuz gecesi vatanımızı, milletimizi, demokrasimizi ve geleceğimizi yok etmek isteyen vatan hainleri, milletin silahlarını yine bu aziz millete doğrultmuş ve kalleşçe bir darbe girişiminde bulunmuşlardı. Bizler 15 Temmuz’u unutmadık, unutmayacağız. Çünkü bu alçak saldırı, darbenin ötesinde bir işgal girişimiydi.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde Çanakkale ruhuyla o gece sokağa çıkan Aziz Türk milleti, demokrasimiz ve vatanımız uğruna şehitlik mertebesine ulaşmaktan bir an bile tereddüt etmeden bu girişimi bertaraf etmişti. Zira geçmişte yaşanan darbelerin ve demokrasimize yönelik müdahalelerin zulmünü ve utancını yaşayan milletimiz, bir daha böyle bir zillete asla rıza göstermeyeceğini, hâkimiyetin asıl sahibinin vesayetçi zihniyetler değil, milletin kendisi olduğunu ilan etmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti’ni, milletin iradesi dışında hiçbir güç yönetemez. Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik her türlü müdahalenin karşısındayız. Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Türkiye’nin gücü, bölgesinin tek demokrasisi olmasından, küresel ekonomiye entegrasyonundan, serbest piyasa ekonomisi çerçevesinde rekabetçiliği ve girişimciliği teşvik etmesinden ve daha da önemlisi hukukun üstünlüğüne dayalı anayasal sisteme bağlılığından kaynaklanmaktadır.

Bugün işadamları ve sanayiciler olarak bize düşen, daha fazla yatırım ve daha fazla istihdam hedefiyle, refah seviyemizi artırarak, teknoloji yoğun ürünler üretmek için çalışmaya devam etmektir. Ülkemiz ve milletimiz için daha büyük bir azimle çalışarak, Türkiye’yi büyük hedeflerine taşımaktır. Darbelerin, vesayetin ve terörün tarih olacağı yeni dönemde, Türkiye’nin yeni başarı hikayeleri yazacağınainancımız tamdır.

Ülkemizin birliğine ve beraberliğine karşı yapılan bu haince saldırıyı bir kez daha kınıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğüne yönelik yapılan bu alçakça girişimler, hiçbir zaman amacına ulaşamayacaktır.

Bu vesile ile başta 15 Temmuz şehitlerimiz olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize şifa diliyor, 15 Temmuz Destanının üçüncü yıldönümünde vatanımıza, milletimize ve devletimizekast eden FETÖ terör örgütü ve işbirlikçilerini bir kez daha lanetliyorum. Mehmet BÜYÜKSİMİTCİ 

 

UNUTMAYACAĞIZ

Hain Fetö örgütünün 15 Temmuz 2016'da, kalkıştığı başarısız darbe girişimi ve milletin meydanları doldurmasının üzerinden 3 yıl geçti. 

Türkiye 15 Temmuz gecesindeki halk direnişi ile yeni bir tarih başlattı. Halk ilk defa tanklara, toplara ve kurşunlara direnerek demokrasi ve milli irade mücadelesi verdi. Türkiye ve Dünya tarihinde benzer bir olayın örneği yoktur.

Darbeye halkın gösterdiği direnişi aslında Türkiye tarihi açısından bir devrim olarak nitelendirmek mümkündür.

 

Bu millet demokrasiyi 15 Temmuz'da tüm dünya'ya göstermiştir. 15 Temmuz gecesi milli iradeyi hiçe sayanlar bir tek şeyi hesaba katmadı ; egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Bayrağımızı indirtmeyelim, ezanımızı dindirtmeyelim.

Darbe girişimine izin vermeyen Türk Milleti hep var olsun. 15 Temmuz Şehitleri unutulmasın.

15 Temmuz'da Türkiye Cumhuriyetine kast edenlerin hain planına canını siper ederek karı-şı koyan şehitlerimizi rahmetle ve dualarla anıyoruz.

Allah bize bir daha 15 Temmuz gibi bir ihanet yaşatmasın.

 

15 Temmuz'daki o hain kalkışmayı unutma, unutturma ! Recep BAĞLAMIŞ

 

15 TEMMUZ UNUTULMAZ BİR DESTANDIR

15 Temmuz 2016 tarihinde vatan hainleri tarafından milletin iradesine ve demokrasiye yapılan hain darbe girişimi karşısında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına uyan milyonlarca insanımız meydanlara inerek darbeye dur demiş, istikbaline ve istiklaline canı pahasına da olsa sonuna kadar sahip çıkarak vatan hainlerinin amaçlarına ulaşmasına izin vermemiştir.

Şüphesiz ki Milletimizin bu üstün cesareti bir ve beraber olduğumuz müddetçe Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile kimsenin başa çıkamayacağının açık bir göstergesidir.

15 Temmuz, yüce Meclisin ve aziz milletimizin tek vücut olarak hain namlulara direndiği, vatandaşlarımızın teröristlere geçit vermediği unutulmaz bir destandır.

Sonuç olarak, bu hain darbe ve işgal girişimi bir kez daha gösterdi ki, ülkemiz 2023 hedeflerine ulaşmasını, bu ve benzeri hainler asla engelleyemeyecek. 15 Temmuz ülkemize yeni bir çağın kapısını açmıştır.  15 Temmuz ülkemize yeni bir çağın kapsını açmıştır. Türkiye büyük bir devlettir. Milletimiz büyük bir millettir. Çalışmaya, üretmeye devam eden bir ülke olarak, her türlü zorluğun altında kalkacağımıza inancımız sonsuzdur.

 

Siyasi tarihimizin bu en kanlı darbe teşebbüsüne canları pahasına karşı koyan ölümsüz kahramanlarımızı, o gece ölümü öldüren yiğit evlatlarımızı, şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Gazilerimize sıhhat ve afiyet diliyorum. Tahir NURSAÇAN

 

15 TEMMUZ; BÜYÜK TÜRK MİLLETİNİN EMPERYALİZMİ VE YERLİ UŞAKLARINI YENDİĞİ GÜN

Zamanımızda dünya üzerinde yaşayan 8 milyara yaklaşan insan nüfusu; Birleşmiş Milletlere üye 193 ve gözlemci 2 olmak üzere 195 devlet bünyesin de yaşamaktadır.

 Bu devletler içerisinde köklü bir mazisi ve uzun geçmişi olanlar var olduğu gibi, yeni kurulan devletler de bulunmaktadır.

Dünya; küçük-büyük devletlerin gizli, açık her türlü mücadelesine sahne olmaktadır. Asırlardan beri dünya üzerinde devam edip gelen savaşlar, darbeler ihtilaller bunun en açık delilleridir. Dünyada devletlerin ve milletlerin bir hakimiyet mücadelesi devam etmektedir.

Osmanlı devletinin son dönemlerinde ve yıkılışından sonra dünya; emperyalist güçlerin ve devletlerin etkin hakimiyetinde yönetilmektedir. 195 üyeli Birleşmiş Milletlerin güvenlik konseyinin 5 daimi üyesi dünya ile ilgili kararları birlikte alabilmektedirler.

Emperyalizm; hakimiyetini tesis etmek veya daha da güçlendirmek için akla hayale gelmeyecek yöntemler uygulamaktadır. Büyük savaşların olmadığı veya gerek görülmediği durumlarda, iç kargaşa, isyan, darbe veya ihtilallerle devletler çökertilmekte ve kendilerince kabul edilebilir yöneticilerin iş başına gelmesi sağlanmaktadır.

 İşte 3 sene önce bugün 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan kalkışmayı bu kapsamda değerlendirmeliyiz.

 Emperyalizm uşaklığına soyunmuş bir takım uşak beyinli soysuzlar; Türk Devletini yok etmek, Türk Milletini parçalamak için alçakça bir darbe girişiminde bulunmuşlardır. FETÖ adı ile örgütlenen emperyalizmin uşakları ihanetleri ile Türk Milletini tarih sahnesinden silmek istemişlerdir.

İşte Türk Milleti böyle bir durumla karşılaşınca; Büyük Millet olma genlerini hatırlamış ve emperyalizmin ve uşakları FETÖ’ cülerin oyunlarını bozarak büyük bir ders vermiştir.

Araf suresi 155. Ayette şöyle buyrulmaktadır; “Musa dedi ki; ……içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak edecek misin? Bu iş senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletirsin…”

 15 Temmuz hain kalkışması; Büyük Türk Milleti için bir imtihandı. İçimizdeki beyinsizler ve onları yönlendiren Emperyalistlere karşı boyun eğmeme, bağımsız olabilme, dik durabilme imtihanı. Bu imtihanı büyük milletimiz yüz akı ile kazandı. Büyük Millet olduğunu dünyaya bir kez daha gösterdi.

Birleşmiş milletler bünyesindeki devletlerin büyük çoğunluğu böyle bir alçakça kalkışmayı bertaraf edemezdi. İşte Türk milleti bunun için Büyük bir Millet,  Türkiye bu nedenle büyük bir devlettir. Allah zeval vermesin.

15 Temmuz günü Devletimizi bu beladan korumak için şehit olan vatan evlatlarına Allah’dan rahmet, gazi olanlara da sağlıklı bir hayat diliyorum. Hüseyin AKAY

 

NASIL UNUTURUM 15 TEMMUZ’U

Akıl ermez memleketin kışına

Karlar yağdı Erciyes’in taşına

Temmuz günü çıkamadım başına

Nasıl unuturum 15 Temmuz’u

Köprüler tutuldu yollar kesildi

Koç yiğitler tanklar ile ezildi

O gece her şeyden umut kesildi

Nasıl unuturum 15 Temmuz’u.

Temmuz ayı kara geldi Eylülden

Bülbülü ayırdı tomurcuk gülden

Millet vatan dedi hem de tek dilden

Nasıl unuturum 15 Temmuz’u.

Bir avuç eşkıya bir karar aldı

Beklenmedik bir kargaşa çıkardı

Milletin gönlüne korkular saldı

Nasıl unuturum 15Temmuz’u.

Millet meydanlarda el ele verdi

Birliğini bir kez daha gösterdi

Darbeciye karşı göğsünü gerdi

Nasıl unuturum 15 Temmuz’u.

Milletin kendisine kurşun sıkıldı

Milletin meclisi yandı yıkıldı

Aramıza büyük nifak sokuldu

Nasıl unuturum 15 Temmuz’u.

Temmuzda kış geldi bozuldu hava

Bu bozuk havada soğudu yuva

Ayaklar altına alındı dava

Nasıl unuturum 15 Temmuz’u.

 

O gece çok acı çaldı sirenler

Her ne yapsan tutmuyordu frenler

Temmuz gününde de üşüdü tenler

Nasıl unuturum 15 Temmuz’u.

Millet vatan dedi çıktı meydana

Tavrını koymuştu devletten yana

Hain darbeciler kıydı çok cana

Nasıl unuturum 15 Temmuz’u.

Millet darbeciden kaçıp sinmedi

Herkes ‘Ya İstiklal Ya Ölüm’ dedi

Günler geçti öfke hala dinmedi

Nasıl unuturum 15 Temmuz’u.

Tavrını koyunca bayraktan yana

Türk milleti örnek oldu cihana

Darbeci hainler doymadı kana

Nasıl unuturum 15 Temmuz’u.

Darbeciler bombaladı her yanı

Bir meczup uğruna akıttı kanı

Birbirinden ayırdı canı cananı

Nasıl unuturum 15 Temmuz’u.

Karlar yağıyordu bir Temmuz günü

Soldurdu bahçede tomurcuk gülü

Allah yaşatmasın böyle bir günü

Nasıl unuturum 15 Temmuz’u.

Darbeci yürüdü yerden havadan

Bomba yağdı mermi yağdı havadan

Büyük tehlikeden kurtuldu vatan

 

Nasıl unuturum 15 Temmuz’u.

Rifat AÇIKGÖZ

 

Bugün  15 Temmuz 2019... Yani “İkinci kurtuluş zaferinin” yıl dönümü. Üç yıl önceydi.

Yıllarca içimize sızmış, paramızı, pulumuzu aldıkları yetmiyormuş gibi, “dinimizi ipotek altına” alıp, her türlü dayatmalarla bizleri kendilerine “mecbur” bırakamaya çalışan “hainler sürüsünün” püskürtüldüğü gündür. O gece başlayan “halk destanı” Türkiye’yi uçurumun eşiğinden alarak bugünlere getirdi. Allah’a şükürler olsun ki bu halkın feraseti hainlere fırsat vermedi.

Üç yıl önce gizli ya da açık tüm darbe sevicilerinin, utangaç ya da açık, açık darbeleri sahiplenen darbe sevdalıların ‘’şaşkınlığını’’ izah edecek tek neden var. Halkın sokakları kuşatıp kendi iradesi ve egemenliğinden başka bir irade ve egemenliği kabul etmeyeceğinin yüreğiyle, bedeniyle ve sesinin en gür tonuyla ilan etmesidir.

 

Türkiye tarihinde ilk kez “halk sokağın gerçek hakimi” olduğunu dosta düşmana ve bütün dünyaya gösterdi. Bütün darbe kalkışmaları onur kırıcıdır; çünkü darbecilerin neredeyse tümü aslında halkın maaşlı çalışan memurlarıdır. Halkın parasıyla, halkın satın aldığı silahlarla, halkın iradesine ipotek koymak olabilecek “en onursuz” davranıştır.

 

Halkın oluşturup olgunlaştırdığı imkanlarla “halkın özgür iradesini susturmaya” çalışmak olabilecek en düşkün, en sefil kişilik davranışıdır. Bütün darbeciler aslında “karaktersiz nankör” ve hiç de hak etmedikleri imkanlara göz diken zavallı ev beslemeleridir.

İşte bu gözü dönmüş “ırz düşmanları” 15 Temmuz gecesinde katilleşerek, ülkenin yönetimine el koyma cüretini gösterdiler ve elbette bu onurlu halktan hak ettiği tokadı yiyip, misli ile hak ettikleri bir muameleyle derdest edildiler. Halkın zaferi demokrasinin zaferidir.

 

Artık demokrasimizin üstünde altında ya da doğusu ve batısında hiçbir korkuluk kalmadı.

Bir halk için en değerli olan şey verdiği kararların yaptığı tercihlerin saf ve eksiksiz olarak uygulanmasıdır. İnsanlık bunun için demokrasiyi icat etti. Başka da güç odaklarına muhtaç hale gelmeden onların mücadelesiyle karşılaşmadan özgürce gelişip serpilmek için “demokrasi çok gerekli ve zorunlu bir siyasi rejimdir.”

Demokrasimizi göz bebeğimiz gibi korumalıyız ve bu halk 15 Temmuz gecesi bu kararlılığının pratik uygulamasını herkese gösterdi. Ama bitmedi.

Dün olduğu gibi bugün de vatanımıza, milletimize, birliğimize, dirliğimize daha çok sahip çıkmalıyız.

Bu coğrafyada dün olduğu gibi bugün de yarın da hainler bitmeyecek.

Bize düşen; TEK VATAN, TEK BAYRAK, TEK MİLLET ve TEK DEVLET şiarımızı “ilelebet” korumaktır.

Metin KÖSEDAĞ

Diğer Haberler