CEM UZAN SAHNEDE

Cem Uzan’ı anımsamışınızdır her halde… Uzan, iş dünyasın ünlü isimlerinden… Genç Parti kurucusu… Girdiği seçimlerde, “ekmek arası döner ve bir bardak ayran dağıtarak”, ünlü sanatçıları sahneye çıkartarak taraftarlarını coşturan, sandıkta, aldığı yüzde 7’lik bir oy ile Tansu Çiller ile Mesut Yılmaz’ı tarihe gömen, AK Parti’nin yüzde 34 oy ile iktidara gelmesinin önünü açan, sonra ülkeden kaçan, aile varlığına el koyulan adam. 

***

Giriş biraz uzun oldu, biliyorum ama meramımı anlatabildiysem, mesele yok… Sonra yargı süreçleri, ithamlar vs. Tabii, itham edilenler de o dönemin AK Parti ileri gelenleri…

***

Geçenlerde Uzan, gündeme geldi. Sosyal medya hesabından dikkat çeken bir video paylaştı. "Yakında belgeleri de açıklayacağım" diyen Uzan, paylaşımında Abdullah Gül ve ekibini hedef alarak şunları yazdı:

 “Bugün tam 16 sene oldu @aptullahgul ve FETÖ çetesi ve polislerinin arasına daldım simdi hepsi firari @aptullatıfsener (bugün CHP) Ahmet Ertürk ve TMSF denen hırsızlar ordusu!! Ali Babacan ve diğer FETÖ çete mensupları. Ailemin 50 senelik mazisine 218 şirkete 40 bin çalışana tecavüz ettiklerinde. Yüce Allah hepsinin belasını versin.

İman sahibi hiç kimse bunu bir insana yapmaz. Yakında belgeleri de açıklayacağım. Kim TELSİM satışından rüşvet aldı? Kim Star TV’den ve çimento fabrikalarından rüşvet aldı. Star gazetesinin TMSF’den alan kişi kim? Hapiste mi hala? Her şey açıklanacak. Aydın Doğan ve damadı!!”

***

Tabii, bireyler için söylenen “hırsız”, “çete” gibi yakıştırmalarına katılmamız mümkün değil. Bir kere benim hukuk ve hukuk devleti anlayışıma yakışmaz. Metni tamamen almamın nedeni, konunun daha iyi anlaşılabilmesi içindir. O nedenle, köşeme taşıdığım için adı geçen kişilerden özür dilerim.

***

Tabii, Uzan’ın Sayın Abdullah Gül, Ali Babacan ve Abdüllatif Şener’i hedef alıp ama dönemin Başbakanı Sayın Tayyip Erdoğan’ı ve dönemin Enerji Bakanı şimdi AK Parti Ordu Belediye Başkanı Hilmi Güler ile halefi, basın önünde en fazla kavga ettiği Taner Yıldız’dan hiç söz etmemesi manidar. Muhtemelen unutmuştur…

***

Oysa, hele hele Yıldız’ı nasıl unutur anlamak mümkün değil. Asıl kavgayı onunla yapmıştı. Tabii, kendileri unutsa bile, “Google Amca” unutmuyor. Arzu eden “Google Amca”ya bir girsin “Uzan-Yıldız” yazsın, görsün önüne gelen onlarca haberi.

***

Öyle bir haberler ki, öyle sözler ki, vallahi, mesela, bir “kabadayı mahallesinde” yapılsa bu kavga, kan gövdeyi götürür…

***

Yıldızaçmıştı ağzını, yummuştu gözünü… Karşılığında Uzan da açmıştı ağzını, yummuştu gözünü… Bunları hafızamı tazelemek için tekrar gözden geçirdim. Tekrar tekrar okudum, çıkan haberleri… İşin ilginç yanı; bu kavgalarda Babacan ve Şener konunun hiç öznesi yapılmamış.

***

Son mesajında Uzan’ın; "Yakında belgeleri de açıklayacağım. Kim Telsim satışından rüşvet aldı? Kim Star TV’den ve çimento fabrikalarından rüşvet aldı?" ifadesi, muhterem ahalinin kim ya da kimler bunlar diye dikkatlerini hiç mi çekme?

***

Yani bu olay ya da yapılan ithamlar, bir ilçenin CHP’li belediye başkanının; yine Kılıçdaroğlu’nun bir “danışmanının”  “FETÖ”den suçlanması, haliyle bu tekil örneklerden hareketle Kemal Beyin “FETÖ’nün siyasi ayağı!” olmasına karine teşkil etmesi kadar da mı önemli değil?

***

Merakla bekliyoruz Uzan’ın ülkesine dönmesini ve açıklama yapmasını!.. Bakalım “Uzan-Babacan/Şener” meydan savaşı nasıl sonuçlanacak.

***

Peki, Cem uzan, gerek Davutoğlu ve gerekse de Babacan hareketine karşı, siyaset piyasasına sürülen bir piyon olmasın!.. Öyle ya, “aile mallarına  el konulan” dönemin Başbakanı Tayyip Bey, Enerji Bakanı Güler ve halefi Bakanı Yıldız… Onlar neden “es geçilmiş!” acaba? Niye bunlar yok da diğerleri var?

***

Yoksa bu, İstanbul Belediye seçimlerinde mesajı, TRT’de ve diğerlerinde yayınlanan “Bebek Katili” Öcalan ve yine TRT’ye çıkartılan, kardeş Öcalan mizanseninin bir benzeri olmasın? Unutmayın, o tutmadı, bu ise hiç tutmaz.

***

Mesela Baba Kemal Uzan’ın, telefonla arayıp tehdit ettiğini, kendisinin de buna nasıl karşılık verdiğini, her vesile ile anlatmıştı Taner Bey… Cem Uzan için; "Eğer Türkiye'de seçim vaatleriyle iş yürüseydi dünyanın en büyük hırsızlarından, bunu ben söylemiyorum, mahkeme söylüyor!” dediğini de… O nedenle diyorum ki, girin “Google Amcaya” görün kapışma, karşılıklı suçlama nasıl olur muş?

***

Anlaşılan, Davutoğlu ve Babacan hareketi iyice makes bulmaya başlayınca, birlikte yağan yağmurda ıslananlar, aynı “menzile beraber” gidenler bir bir dökecekler eteklerindeki taşları… Bu taktirde şunu göreceğiz; hiç sırları açığa çıkmayan, birlik, dirlik ve beraberlik içerisinde olduğunu sandığımız kişilerin bir bir itiraflarını. Baksanıza, Başbuğ’un ufak bir “fiskesi” nelere mal oldu; neler döküldü ortaya.

Diğer Makaleler