CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, torba kanun görüşmelerinde yaptığı konuşmada, teklifin üniversitelerin özerk ve özgür yapısına aykırı olduğunu belirterek, “Düzenleme ile Üniversiteler Arası Kurul’un Yükseköğretim Kurulu üyelerini belirleme yetkisi fiilen ortadan kaldırılarak, üniversitelerimiz doğrudan siyasi vesayetin altına sokulmak istenmektedir. Akademik özgürlüğü ortadan kaldıran hiçbir düzenlemeyi kabul etmemiz mümkün değildir. Üniversitelerimizin geleceğini siyasi hesaplara kurban etmeyelim. Bu maddeye karşı çıkarak, demokrasiye, bilime ve Türkiye’nin geleceğine sahip çıkalım” dedi.
Teklifin kabul edilmesi halinde, üniversitelerin özek ve özgür yapısının bozulacağını vurgulayan CHP’li Genç, şunları kaydetti: "İlk bakışta sadece basit bir teknik düzenleme gibi sunulan bu madde, aslında Türkiye'nin eğitim sistemini, demokratik yapısını ve bilimsel ilerlemesini kökten tehdit eden tehlikeli bir girişimdir. Bu düzenlemeyle Üniversitelerarası Kurulun Yükseköğretim Kurulu üyelerini belirleme yetkisi fiilen ortadan kaldırılarak üniversitelerimiz doğrudan siyasi vesayetin altına sokulmak istenmektedir. Değerli milletvekilleri, Anayasa Mahkemesi bu konuda daha önce açık ve net bir karar verdi. Mahkeme kararında, bu tür düzenlemelerin Anayasa’nın temel ilkelerine, demokratik hukuk devletine ve üniversitelerin özerkliğine açıkça aykırı olduğunu belirtti. Bugün önümüze tekrar getirilen bu düzenleme, Anayasa Mahkemesi kararlarına karşı açık bir meydan okumadır. Hukukun üstünlüğü ilkesine, yargının bağımsızlığına ve demokratik değerlere aykırı bu işlem ülkemizi sadece akademik değil, aynı zamanda demokratik olarak da geriye götürmektedir. Saygıdeğer milletvekilleri, üniversiteler bir toplumun en değerli varlığıdır; bilimsel ilerlemenin, yenilikçiliğin, ekonomik kalkınmanın ve toplumsal gelişimin merkezleri olan üniversitelerin bağımsızlığı ve özerkliği bu işlevlerini yerine getirebilmeleri için hayati öneme sahiptir. Bu özerklik olmadan üniversiteler gerçek anlamda bilim üretemezler, ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünü yetiştiremezler. Akademisyenlerin özgürce araştırma yapamadığı, bilimsel çalışmalarının siyasi baskılara maruz kaldığı bir ortamda Türkiye'nin bilimsel ve teknolojik ilerlemesinden söz etmek mümkün değildir. Bu maddeyle amaçlanan şey, üniversitelerde akademik kadroların siyasi sadakat kriterleriyle belirlenmesi ve üniversite yönetimlerinin tamamen siyasi bir vesayet altına alınmasıdır. Bu, üniversitelerin temel fonksiyonlarına ağır bir darbe vuracaktır. Üniversitelerin özerkliğini ortadan kaldıran, siyasi müdahale ve baskıyı olağanlaştıran bu yaklaşım gençlerimizin umutlarını ve akademisyenlerin çalışma azmini kıracaktır. Değerli milletvekilleri, dünyanın gelişmiş ülkelerine baktığımızda, üniversitelerin bilimsel özerkliğinin ve akademik özgürlüğünün ne kadar korunduğunu görmekteyiz. Bu ülkeler bilim insanlarını siyasetin değil, bilimin gereklilikleriyle yetiştiriyor ve destekliyor. Bizim de yapmamız gereken, üniversitelerimizi siyasi müdahalelerden uzak tutmak, bilimsel üretkenliği desteklemek ve akademik özgürlükleri korumaktır. Bu düzenlemeyle akademik kadrolarda liyakat değil, siyasi sadakat aranacaktır. Bu durum sadece bilimin değil, aynı zamanda toplumun da zararına olacaktır. Nitelikli akademisyenler siyasi baskılara boyun eğmek yerine özgür bilim yapabilecekleri ülkelere gitmek zorunda kalacaktır. Bu, Türkiye'nin geleceğini yapılabilecek en büyük kötülüktür, bu ülkeyi bilimden, yenilikçilikten, gelişmişlikten ve kalkınmadan uzaklaştıracaktır. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak üniversitelerin özerk ve bağımsız yapısının sonuna kadar savunuyoruz ve de savunmaya devam edeceğiz çünkü biliyoruz ki üniversitelerin bağımsızlığı Türkiye'nin geleceği açısından kritik öneme sahiptir. Akademik özgürlüğü ortadan kaldıran hiçbir düzenlemeyi kabul etmemiz mümkün değildir. Değerli milletvekilleri, burada alınacak karar sadece bir kanun maddesinin onaylanması veya reddedilmesi değildir; burada alınacak karar ülkemizin geleceğine dair bir tercihtir. Akademik özgürlüklerin korunması, üniversitelerin siyasi baskılardan uzak tutulması ve bilimin gerçek anlamda desteklenmesi konusunda bir duruş sergilemek zorundayız. Bu nedenle, siz değerli milletvekillerine seslenmek istiyorum: Gelin, üniversitelerimizin siyasi vesayet altına sokacak bu maddeyi reddedelim; gelin, tarih karşısında doğru yerde duralım, bilimi savunalım, akademik özgürlüğü koruyalım, üniversitelerimizi siyasi müdahalelerden kurtaralım.
Türkiye'nin geleceğini aydınlatmak, gençlerimizin umutlarını yeşertmek için bu maddeyi hep birlikte reddedelim. Son söz olarak şunu belirtmek isterim ki bugün burada yapacağımız tercihin vebali büyüktür. Üniversitelerimizin geleceğini siyasi hesaplara kurban etmeyelim. Bu maddeye karşı çıkarak demokrasiye, bilime ve Türkiye'nin geleceğine sahip çıkalım."