CHP Parti Meclisi önümüzdeki günlerde toplanarak, ‘kongre takvimi´ni ilan edecek. Ama genel merkezde yapılan değerlendirmelerde Büyük Kurultay´ın ocakta, bilemediniz şubatta mutlaka yapılması planlanıyormuş. Böyle bir durumda CHP Tüzüğü´ne göre, mahalle, belde, ilçe ve illerde neredeyse ‘hızlandırılmış bir takvim´ devreye sokulacak...

Parti Meclisi ülkemiz gerçeklerini de göz önünde bulunduran bir takvimi karara bağlamak zorunda. Önümüzdeki ay için herhangi bir işlem yapılacağını sanmam. Zira ağustos, insanların tarlada, bağda, bahçede ve tatilde olduğu en yoğun ay... Muhtemelen bu gerekçe ile üye listelerinin askıya çıkması en erken eylül ortasında olur. Listelere itirazlar vs. derken mahalle ve beldelerde delege seçimlerinin yapılması eylül sonu, ekim başını bulacaktır. CHP Tüzüğü´ne göre ilçe delegeleri ‘mahalle bazlı üye esası´na göre seçiliyor. Özellikle ilçe delege seçimlerinde Kayseri´nin merkezdeki bazı mahallelerinde kıran kıran bir yarış yaşanıyor. ‘Parti büyükleri´nin ikamet ettiği Erciyesevler, Alpaslan, Köşk, Gültepe, Yıldırım Beyazıt gibi mahallelerde ilçe delegesi olabilmek için çok ciddi kulislerin yaşandığını biliyoruz.

Özetle, CHP´de bağ veya tatil dönüşü başlayacak kongre takvimine göre ekim gibi ilçe kongreleri kasım aralık başı gibi ise il kongresi yapılır. Yani yıl çıkmadan tüm kongreler biter CHP´de...

Aslında CHP bir süredir alttan alta hareketli. Yerel seçimler arefesinde üç ayrı listeden oluşan il yönetimindeki bazı isimler istifa etmişlerdi. Hatta o isimler ve destekçileri, o kadar ileriye gittiler ki, yerel seçimlere 2 ay kala İl Başkanı Ümit Özer ve yönetiminin görevden alınacağını dillendirip durdular.

Ben dahil bir çok isim, ‘dere geçerken at değiştirilmez´ misali ‘seçime bir-iki ay kala yönetim değişikliği olmaz´ yorumlarını yaptık. İl Başkanı ve yönetiminin değişmeyeceğini anlayan ‘parti içi muhalifler´ seçim öncesinde Mühendisler Lokali´nde geniş katılımlı bir toplantı yaptı. Yeri gelmişken ifade edeyim, keşke CHP yönetimleri ilçe ve illerde belli aralıklarla ‘Danışma Kurulu´ toplantısını yapsalar, parti yönetimini dışarda, yani sokakta eleştirenler de o toplantılarda, basına kapalı oturumlarda ‘kurtlarını dökseler´...  Mühendisler Lokali´nde yapılan toplantıya eski il ve ilçe başkanları, milletvekili adayları dahil ‘kalbur üstü´ bir grup katılmıştı...

İşte o grubun mevcut yönetimin karşısına mutlaka bir il başkan adayı çıkartacağı kanaatindeyim. Yani CHP´de parti içi muhalifler Milletvekili Çetin Arık ve O´nun açık desteğini alan İl Başkanı Ümit Özer´in karşısına  güçlü bir liste ile çıkma hesabında. Bu noktada çok sayıda ismin aylardır şu veya bu gerekçe ile bir araya gelip birbirlerinin muhalefet direncini diri tutmaya çalıştıklarını biliyorum.

CHP´nin (Kayseri´de olmasa da) yerel seçimlerde ülke genelinde yükselen trendi, muhtemelen parti içi muhalefetin kongrelere daha fazla asılmasına neden olacak. Milletvekili Çetin Arık´ın iki dönemdir tek başına Meclis´te gayretli bir çalışma ortaya koymasına rağmen, özellikle Muharrem İnce´nin başlattığı olağanüstü kurultay toplama sürecindeki ‘ikircikli tavrı´ nedeniyle yıprandığını söyleyelim. Olası bir erken seçimde ve yine olası bir milletvekili adaylarının ön seçimle tesbiti halinde, Arık´ın karşısında çok ciddi bir muhalafet blokunun olacağı kesin. Henüz bunları konuşmak erken olmakla birlikte, merkez yoklaması halinde dahi Arık ciddi bir ‘blok direnişle´ karşılaşacaktır.

Geçen dönemde mevcut İl Başkanı Feyzullah Keskin´in yeniden aday olmaması, son anda İbrahim İlbasmış´ı aday göstermeleri, üç listeli bir yarışta ‘ancak´ kazanabilen Ümit Hanım´ın ve en büyük destekcisi Milletvekili Arık´ın bu kez strateji değiştirmemeleri halinde işlerinin pek de kolay olmadığını söylemem gerek. Arık ve Özer muhalefet blokunu uzatacakları zeytindalı ile bölmezlerse işleri zor.

Merkez ilçelerden Kocasinan´ın yıllardır muhalif tavrı, yerel seçimlerdeki liste savaşı hatta genel seçimlerdeki sıralama nedeniyle Melikgazi Örgütü´nün de kısmen ‘muhalif duruşu´hesaba katılırsa, mevcut iktidar cenahının (Arık- Özer ikilisinin) işinin daha zor olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Geçtiğimiz genel seçiler öncesinde İYİ Parti´ye giden ‘emanet vekiller´ listesinde yer almanın ve örgüte hakim olmanın avantajını kullanan Çetin Arık´ın, şimdilerde ‘blok hareket etme´ kararı alan muhalefet cephesinde mutlaka ‘surda gedik açacak´ stratejileri ortaya koyması lazım. Aksi takdirde hem kongrede hem de kongre sonrası başlayacak ‘vekillik hesabı´nda işi hiç de kolay değil. Sonbaharla birlikte CHP´yi yakından takipte yarar var.

Mış… Miş… Muş…

00- Kayseri´yi de etkilemesi beklenen ikili kararname ile atanacak bürokratlarla ilgili tüm hazırlıklar tamamlanmış.

00-Cumhurbaşkanı´nın beyanına rağmen AK Parti´de her alanda değişim bekleniyormuş.

00- AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özhaseki´nin Kayseri´ den ayrılmadan önce kimlerle ‘özel´ görüşmeler yaptığı merak ediliyormuş.

00- Vali Günaydın ve Başkan Büyükklıç´ın dün sabah erken saatlerde Omurlu Şelalesi´nde kaybolan genci arama çalışmalarına refakati takdir görmüş

00- Büyükşehir´in İşletmeler ve İştirakler Eski Daire Başkanı İlyas Yıldırım, Kocasinan´a Başkan Yardımcısı olmuş.

00-İpek Grup´un sponsorluğunu yaptığı ‘İpeksi Dokunuşla Madalyaya Uzanan Eller´Projesinde çocuklarımız başarılarını artırıyormuş.

KULİS BULVARI

AK PARTİ´NİN RÜYACILARINA...

Abdulgani bin İbrahim En Nablusi´nin ‘Tadir-ül Enam, Fi Tabir-ül Menam´ isimli bir eseri var. Bu eserde, ‘rüya ilmine´ dair önemli bilgiler mevcut. Bu kitabı 35 yıl önce almıştım. Lazım oldukça bakarım. Rüyanın bizde, hem tıbben, hem sosyolojik, hem de itikadi açısıdan önemli bir yeri var. Özellikle İslam alimleri ‘sahih rüya´nın zorunlu olmadıkça anlatılmamasını, anlatılacaksa da ‘yoruma ehil´ kişilere anlatılmasını salık verir. Tabi ‘sahih rüya´ görebilmek de her baba yiğidin harcı değil. İslam´da bir de ‘istihareye yatmak´ tabiri mevcut... O da rüya ilmiyle alakalı. Bu günlerde AK Parti´de rüya gören (sahih mi değil mi bilemem) bazı isimlere yazının girişindeki kitabı  öneririm. Haa, gördükleri rüyayı da mutlaka ehil birine yorumlatsınlar. Artık Özhaseki´ye mi, Elitaş´a mı, Yıldız´a mı, yoksa Büyükkılıç´a mı yorumlatırlar bilemem. Erkan Kandemir´e anlatabilen de anlatsın tabi...