ERCİYES’İN SICAK SUYU KÂRA DÖNÜŞECEK!..

Biliyorsunuz, “Erciyes’in karını kâra” döndürmüştük. Sıra şimdi, yerin derinliklerindeki “sıcak suda”. Bu sayede Erciyes, kış turizminden sonra “termal turizme” kavuşacak. “365 gün 24 saat” hizmet verecek; Bu sayede; “Erciyes’in sıcak suyu da kâra dönüşecek!”. Zira, efektif olarak 2-2,5 ay verilen kış sporlarının yanı sıra, termal işletmeleri de hayatımıza girecek. Tabii, bu suyun “neye faydası” olduğu, çıkınca, analiz yapınca belli olacak. Bir de bakmışsınız, kimyasal ve fiziksel açıdan, kullanılamaz!..

Tabii, Başkan Özhaseki, “mutlaka çıkacak!” demiyor. “Çıkarsa!” diye kapıyı açık bırakıyor. Umarız ve temenni ederiz su bulunur ve “termal turizme” açılır, Tekir.

Şimdi, isterseniz, konu ile ilgili önce haberi okuyalım sonra değerlendirmemizi yapalım: “Kocasinan ilçesinde yapılan Ümit Antepli Aile Sağlığı Merkezi açılışında konuşan Mehmet Özhaseki, Erciyes'te sıcak su çıkarma çalışmalarıyla ilgili bilgiler vererek; "Buradan sıcak su çıkarsa bizim buradaki 4-5 aylık mevsimimiz 12 aya çıkacak. Söz verdi, önümüzdeki Cuma günü geliyorlar. Protokol imzalayacağız inşallah. Eylül, Ekim gibi de Erciyes’te delme başlayacak. Sıcak suyu çıkardığımızda 12 ay dolu dolu bir Erciyes karşımıza çıkacak" dedi.

Sanırım, değerli Başkanımız, Ankara’da ki yoğun işleri nedeniyle, Kayseri’de olup bitenlerden pek haberdar olmadı. Doğaldır da…

Sevgili Başkanım, bundan iki yıl kadar önce, KASKİ, yıktırılan, “sığınağın” hemen üzerindeki düzlükte, “termal su” için, yaklaşık 2.200 metre sondaj yaptırttı… Bir şey çıkmayınca, yüklenici, sessizce, “pılını-pırtısını” toplayıp gitti. KASKİ de güzelce kamufle etti, bunu…

Tabii, sondajın sonucu olumsuz. Olsa, (Gobels)’e taş çıkartacak, propaganda yöntemleri ile duyurur; muhtemelen Tayyip Beyin yaptığı “toplu açılışlara” dahil ederlerdi…

Biz sorduk; “ne oldu, kaç lira harcadınız!” diye ses soluk çıkmadı. Bir de siz sorun bakalım, eski Başkanları olarak, bu çalışmanın akıbeti ve parasal yükü ne oldu?

Değerli Başkanım, Tekir havzası yeraltı-yerüstü sularlı bağlamında pek zengin değil. Ağustos ortalarına geldiğimizde pınarlar kurur, yeraltı suları da çekilmeye başlar. Sağ olsun KASKİ, Koçdağı ve Lifos pınarlarının sularını toplayıp tesislere verdi. Bu sayede, “habitat” kurumaya; “börtü-böcek”, Türkmenlerin sürüleri su bulamamaya başladı…

Sorduk; siz, Tekrir Projesi’nin içme ve kullanma suyunu nereden ve nasıl temin edeceksiniz? O günden beri bir yanıt alamadık… Üstelik, Tekir Göleti’nin üçte bir suyuna da el koydunuz, yapay kar için… Haliyle bağ ve bahçelerin kaderine terk edilmesine vesile oldunuz. Kıranardı Kent Ormanı için Öküz-Çaylak çukurları sularının dörtte birine el koydunuz. Bizim bahçe de dahil kurumaya başladı ağaçlar…

***

Ha. Unutuyordum… Bir de biten iki çim sahanın sulama suyunu KASKİ şebekesinden alıyorlarmış. Buna su mu dayanır. Bir de buna altı saha daha ilave edin, bakalım nereden bulacaksınız çime suyu?

***

Sulama suyu azalınca, ahali mecburen KASKİ sularına göz dikti. Bunu gören KASKİ, içme suyuna zam yaptı… Çoğu kırsal bölge yaklaşık 60 metreküp limitli suyu yaklaşık 2 liradan kullanırken, maalesef Hisarcık ve Kıranardı’nın muhterem ahalisi, 20 metreküp limitli suyun metre mikabini 6 liraya kadar kullanıyor. Rol model aldığınız Necip Fazıl’ın ifadesi ile; “Kuzulara şah olsa, kurt yapmaz bu taksimi!”

***

Değerli başkanım: Jeolog, jeomorfolog falan değilim, sıradan bir mühendisim onun duyarlılığı ile konuşuyorum: Yapısı nedeniyle Erciyes ve yamaçlarında (Tekir) öyle kolay kolay su ve sıcak su çıkmaz, sondajla… Belki, 3 bin metre inilirse bir şeyler çıkabilir.

***

Mesela, bizim 300 metre kadar altımızda, Hisarcık Kayadibi Camii yanında, KASKİ, içme suyu amaçlı bir kuyu vurdu, su elde ettiler ama jeolojik yapı nedeniyle, kuyuda devamlı çökme olduğundan verim alınamadı. Sanırım kapatıldı. Bu da sorgulanmadı, hiçbir zaman… Öyle ya, bir etüt yapmadan yapılan yatırımların parası, karar vericilerin cebinden çıkmıyor ki, “ciğerleri yansın!”

***

1969’da İller Bankasında ve akabinde Elektrik Şirketi’nde görev başladığım yıllarda gerek selefiniz Hacı Mehmet Çalık ve gerekse Hisarcık Belediye Başkanları Mustafa Erdoğan ve Mehmet Uçmaz’dan duyduğum bir lafı aktarayım, Erciyes ve etekleri bağlamında:

“Sakın ha, bu bölgeye ağır ve titreşim yapan iş makinelerini sokmayın… Makinelerin titreşimi ve ağır çalışma şartları mevcut pınarların suyunun ‘kaçmasına’ vesile olur? “ O nedenle, Tekir’de bırakınız iş makinesi çalıştırmayı, kazma vururken bile korkarlardı!..

***

Değerli Başkanım, bilmem haberiniz var mı? Beş sene öncesi, Koçdağı eteğindeki Öküz Çukuru (Kıranardı)Göleti bitti ama bir türlü, belirli seviyeye gelen suyun basıncı nedeniyle, su kaçırıyor; bir türlü su tutmuyor. Şimdi ise, sızdırmazlık için 5,5 milyon lira yatırım bütçesine kondu ama DSİ ihaleye çıkamıyor. Nedeni ise şu: “Ödenek” serbest bırakılamıyor haliyle ihaleye çıkartılamıyor… Sanırım haberiniz yok.

Olsa, öyle ya, resmi ve gayrı resmi borcu 350 milyonu bulan Kayserispor’a kol kanat geren, Tekire en az 3 bin metrelik sondaj yaptırta bilen Özhaseki için, 5,5 milyon  çerez parası gelir… Tabii, bu saatten sonra ihaleye çıkılsa bile, inşaat sezonunun sonuna geldik. Kullanılmayan para da “tenkis” olur gider… Seneye de susuz kaldık… Umutlarımız da bir başka bahare kalır…

***

Değerli Başkanım, vaziyetimiz bu… “Mega Projelerle” uğraştığımızdan “küçük işlere” ayıracak vakit bulamıyoruz…

Diğer Makaleler