FETÖ/PYD TERÖR ÖRGÜTÜNDEN 3 YILDA 1543 KİŞİ TUTUKLANDI

KAYSERİ TELGRAF(ÖZEL)-KAYSERİ’DE  3 yıl önceki hain darbe girişimi sonrası Emniyet  Müdürlüğünce başlatılan bir dizi operasyon ve soruşturma sonrası bugüne dek, 5 bin 537 kişi hakkında  FETÖ/PYD terör örgütüne üye olmak, yardım ve yataklıkta bulunmak gerekçeleriyle  1543 kişi tutuklandı. Aynı operasyonlar çevresinde Kayseri polisi tarafından gözaltına alınan ve suç işledikleri illere de 1183  şüpheli gönderildi
 

FETÖ/PYD Kayseri soruşturması ayağındaki en önemli ve 67 sanıklı 771 sayfalık iddianame  Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar  Bürosu tarafından hazırlandı.  Büyük çoğunluğu karara bağlanan  davaların  iddianamesindeki   yüzlerce sayfalık belge, bilgii ve diğer görsel dökümanlarda çarpıcı ifadeler yer alırken, örgütün FETÖ yemini ve kullanılan  çeşitli kodlar da ortaya çıktı

KAYSERİ’DE 5537  KİŞİ YAKALANDI

Ülke genelinde faaliyette bulunan  ve 15 Temmuz’da kanlı darbe kalkışmasında bulunan FETÖ Silahlı Terör Örgütünün Kayseri İlindeki yapılanmasına yönelik olarak 3 yıllık dönemde ;5 bin 537 şüphelidan 4 bin 983’ü yakalanırken, 1543’ü ise tutuklandı. 2 bin 257 kişi ise adli kontrol  şartıyla serbest kaldı. Tutuklanan  zanlılar hakkında  bu örgüte eleman temin edilmesi, Terör Örgütüne Finans Sağlanması, Sahtecilik, Dolandırıcılık, Güveni Kötüye Kullanma suçlarına ilişkin konularda yer aldı, KAYSERİ FETÖ DAVALARINDAKİ
 İDDİANAMELER ÜRKÜTÜCÜ

 Çarpıcı  ve dehşet verici  konuların da  yer aldığı , belge, bilgi ve tanık ifadelerine dayandırılan   Kayseri’de aralarında Boydak kardeşler , işadamları ve önemli memurlarında bulunduğu  67 sanıklı iddianame,  iki  bölümden oluştu. FETÖ Silahlı Terör Örgütünün yapısı, işleyişi, ülke içerisindeki faaliyetlerinin neler olduğu ve  örgütün Kayseri il yöneticileri ve örgüt üyeleri ve eylemleri delillerle tek tek   sıralandı.

İddianamede ‘’Cumhuriyet Başsavcılıklarınca da bu örgütle ilgili soruşturmaların yürütüldüğü anlaşılmış olup soruşturmamıza ışık tutması açısından değişik İl Cumhuriyet Başsavcılıklarınca yürütülen soruşturmaların ve hazırlanan iddianamelerin numaraları birinci bölümde detaylı olarak anlatılmıştır. Bahse konu örgütün silahlı örgüt olduğuna dair Erzincan Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/74 sayılı kararı da dosya ya eklenmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2014/21792 nolu soruşturma dosyasında aşağıda belirtilen soruşturma dosyaları birleştirilmiştir. Bu dosya üzerinden yürütülen soruşturmada, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması, Anayasa’da belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla kurulmuş terör örgütü niteliğinde, örgütlü yapıya sahip bir örgütlenme olduğu ve soruşturma konusu yapılan terör örgütü olarak nitelendirilebileceğinin belirtildiği görülmüştür’’ denildi.
771 sayfada oluşan iddianamede, şu çarpıcı bölümler yer aldı :

AST-ÜST İLİŞKİSİ ASKERİ HİYARŞİDEN DAHA SİSTEMLİ
‘’ Örgütün şemasında  beş bölge; İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep ve Erzurum bölgeleridir. Bölgeler, illerden oluşur ve üstte 'Bölge İmamı', altında ise 'İl İmamları' bulunur. İller de, 'büyük iller' ve 'küçük iller' olarak ikiye ayrılır. Büyük illerde, illerin altında 'en az iki' olmak üzere, eyaletler olur. Her eyaletin 'en az üç büyük bölgesi' söz konusudur. Örneğin Ankara, ilk zamanlar 3 bölgeden oluşurken, daha sonra bölge sayısı 5'e çıkarılmıştır. Büyük bölgeler ise, 'en az üç küçük' bölgeden oluşur. Hiyerarşik düzen; il imamı, eyalet imamı, büyük bölge imamı ve küçük bölge imamı şeklindedir. İmamlar, işin pata kısmından ve maddi anlamda her şeyden sorumludurlar. Küçük bölgelerin parası, büyük bölgenin muhasebecisinde toplanır. Her büyük bölgenin, her eyaletin ve her ilin birer muhasebecisi vardır. Yapı, yukarı doğru bu şekilde sıralanır. Ast-üst ilişkisi, askeri bir hiyerarşiden daha sistemlidir. Toplanan paralar için hiçbir zaman makbuz verilmez. Bölge imamına ve muhasebecisine sonsuz güven vardır. ‘’

ÖRGÜTÜN YEMİN METNİ
 
Örgütün Kuruluşundaki Yemin metninde,’’Gücüm yettiği kadar Kuran'ı hayatıma gaye edineceğime,Kardeşlerime karşı sadakat izinde bulunacağıma, Halkın ve talebe arkadaşların izzet ve onurlarını izzetim ve onurum kadar yükseltmeye çalışacağıma, Kusurlarımın hatırlatılması karşında memnuniyet ihzar edeceğime, Dahilden ve hariçten gelen bilumum  taarruz ve tenkitleri, 'nefsime yapılmış' gibi 'ret' edeceğime, Bilumum karar listesindeki esaslara riayette bulunacağıma, Hizmet adına uhdeme aldığım vazifeleri veya kararla bana tahmil edilen mükellefiyetleri, 'itirazsız' yerine getirmeye çalışacağıma, Kur'an'a sadakatten hiçbir surette ayrılmayacağıma,Münferit hareket edip bu kararlara muhalif davrandığım an, ihtiyarımla bu kadrodan kendimi ıskat edip, 'herhangi bir talebe gibi' dershanede vazifeme devam edeceğime, VALLAH-BİLLAH kasemleriyle yemin ediyor ve bu yeminin 'La Yen Kati' olmasına, 'CENAB-I HAKKI istişhadd bulunuyorum.’’ifadeleri yer aldı

AMAÇ MEVCUT SİSTEMİ YIKMAKTI
‘’ Fetullah Gülen’in 1970'lerin sonunda başlattığı uzun vadeli projenin ilk halkasını eğitim oluştururken, tedrisattan geçenler başta Emniyet, Yargı, TSK ve Mülkiye olmak üzere, devletin önemli kademelerine yerleştirilmiş, bir kısmı ise işadamı olmaya aday gösterilmiştir. Örgüt bir yandan eğitimle kadro yetiştirip bir yandan da diğer alanlarda etkinliğini artırmıştır. Örgütün özellikle, TSK, Emniyet, Yargı, MİT, Mülkiye ve bürokrasideki örgütlenmesi ile yasadışı faaliyetleri, muhtelif tarihlerde resmi kurumlar ve istihbarat birimlerince hazırlanan çeşitli raporlarla devlet arşivlerine girmiştir. F.GÜLEN ilk etapta devlete karşı savaş vererek hedeflere ulaşmanın yıpratıcı olacağını teşhis etmiş; bu nedenle, mevcut sistemi yıkmak yerine, devletin tüm kurumlarını ele geçirmeyi hedeflemiştir.’’
ATATÜRK ÖLDÜ, FETULLAH GÜLEN DOĞDU
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Soruşturma Bürosunca yürütülen 2014/75025-50403 sayılı soruşturmalar ve bağlantılı olarak Türkiye genelinde bu soruşturma kapsamında Tanık/Müşteki/Bilgi Alması yapılan kişilerin  beyanları incelendiğinde; "Ev ağabeyleri bize 'Atatürk öldü, Fetullah GÜLEN doğdu, Allah tarafından Mehdi ya da Mesih şeklinde İslam'ı bu topraklarda ayağa kaldıracak, Peygamber Efendimiz, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında olduğu gibi yeniden İslam alemini ayağa kaldıracak kişinin Fethullah GÜLEN olduğunu ve onun cemaatinin de bizlerin olduğunu anlatıyorlardı."ifadeleri yer aldı

SORU EZBERLETMENİN KOD ADI:’’FETİH OKUTMAK’’

Mülki İdare, Emniyet, TSK ve Yargı gibi stratejik kurumlar için hazırlanacak öğrenciler, daha özel şartlarda seçilip, özel şartlarda hazırlandığı ileri sürülen iddianamede  ‘’ Bunlar özellikle 'dörder kişilik gruplar' halinde hazırlanmakta ve bunların mümkün olduğunca diğerleriyle teması sınırlanmaktadır. Bunlara 'hücre tipi' yapılanma modeli uygulanmakta; askeri okullara, Polis Akademisi ve Polis Koleji'ne sokulacak öğrenciler, kesinlikle kendi dershanelerine gerçek isimleri ile kayıt edilmemektedir. Bu öğrencilere sınav soruları sınavlardan önceden verilir. Buna örgüt jargonunda 'Fetih okutmak' denir. 'Fetih okutmak', "sınavda çıkacak soruların öğrencilere okutulup ezberletilmesi" demektir.         

KAMPLARIN ADI ‘’DÜĞÜNE ÇAĞIRMAK
FETÖ’cü sanıklarla ilğili iddianamede  ‘’’ Örgüte eleman temin etme hususunda düzenli ve sistemli olarak çalışıldığı, örgüte kazandırılması amaçlanan kişiyi İKRAM-İZZET-ZİYAFET yöntemlerinin uygulandığı ve özellikle küçük yaşta başarılı öğrencilerin sahilde deniz evinde ya da kırsal alanlarda bulunan yayla evlerinde yaz kampı şeklinde kampa çağrılarak eğitim verdikleri ve şahısların temaslarının kontrol edilip test edildikleri, planlanan bu kampların "DÜĞÜNE ÇAĞIRMAK", kamp yapılacak evlerin ise "KÖŞK" şeklinde örgütsel olarak kodlandığı, Örgüt mensuplarının faaliyetlerine ilişkin örgüt sorumlularına rapor verdikleri, benzer şekilde örgütsel faaliyet alanları hakkında analiz içeren dokümanlar/raporlar düzenlendiği, Örgütsel faaliyetlerde gizliliğin ön planda,tutulduğu, haberleşme, buluşma, rapor verme, doküman hazırlama, saklama ve arşivlemede  özel şifreleme usullerinin kullanıldığı anlaşılmıştır’’ iddialarına yer verildi. İddianamedeki ifadeler şöyle devam etti:

CİNSEL YAŞAMLAR VERİ OLARAK KAYDEDİLMİŞ
‘’ Bulundukları makam, yetkileri ve görevleri itibariyle yönlendirilmeleri durumunda örgütün amacına ulaşmasında fayda elde edileceği düşünülen şahıslar ile örgütsel faaliyetlerde kullanılan/kullanılması düşünülen kişiler başta olmak üzere yargı mensupları, akademisyenler, TSK personeli, Emniyet Teşkilatı personeli, üst düzey kamu görevlileri, bürokratlar, gazeteciler vb. kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine, ahlakieğilimlerine, cinsel yaşamlarına, iletişim bilgilerine (e-mail, telefon), sağlık durumlarına ilişkin özel ve hassas bilgilerin/verilerin, görüntü, ses kayıtlarının gizli ve bazı teknik donanım uzmanlık gerektiren yöntemlerle usulsüz bir şekilde kişisel veri olarak kaydedilip arşivlendirildiği, söz konusu kişisel verilerin örgütün amaçları doğrultusunda şantaj amaçlı veya gerçekleştirilmesi planlanan eylemlerde kullanıldığı ve kullanılmasının hedeflendiği görülmüştür.

KAMU ÇALIŞANLARI İTİBARSIZLAŞTIRILDI
 Örgütün kullanmış olduğu bazı yasa dışı yöntemler vardır k,i bunlar söz konusu şahsı hem madden hem de manen bitirmeye, yok etmeye yönelik eylemlerdir. Bu yöntemlerle şahıs, aile, sosyal ve iş hayatında yıpratılarak itibarsızlaştırılmakta, kişi bu iftiraların/saldırıların kimden geldiğini bilse de direnememekte, belli bir süre sonra istifa etmekte ya da örgütün istemiş olduğu davranışları sergilemek zorunda kalmaktadır. Bu suçların bir kısmı örgütün legal uzantıları ile koordineli olarak yürütülen planlı çalışmalardır. Söz konusu yöntemlerden bazıları arasında, kamu çalışanını, çalıştığı kurum ve kamuoyu nazarında itibarsızlaştırmaya ve suçlu göstermeye yönelik iftira niteliğindeki iddialar içeren, kim tarafından gönderildiği tespit edilemeyecek şekilde şahsın özel hayatına ya da meslek hayatına dair isimsiz ve imzasız ihbar mektupları ya da elektronik e-postalar göndermek, bunlara dayanarak kamu kurum-kuruluşlarındaki uzantıları aracılığıyla şahıslar hakkında hukuk ve ceza davaları açtırmak, hapse göndermek, şahsı aile, sosyal ve iş hayatında itibarsızlaştırmak, tayin ve terfisini engellemek, aile düzenini bozmak yer almaktadır.

Diğer Haberler