GIDA GÜVENLİĞİ

Geçenlerde Hüseyin Cömert Hocamız, “facebook”unda bir fotoğraf yayınlamıştı… İçeriği, kilosu  15-18-20 liraya vs. satılan sucuklarla ilgiliydi. Olumlu/olumsuz çok tepki çekti bu fotoğraf. Hocamız, bilinen bir gerçeğe parmak basmıştı.

 

Aslında bu fotoğrafın amacı şu soruya yanıt aramaktı: “Dana kıymanın en az 40 lira olduğu bir ortamda 15-20 liraya, bundan elde edildiği söylenen ve satılan sucuk ne anlama geliyordu?”

***

Sizi yirmi yıl kadar geriye götüreceğim. O yıllarda da “hileli gıda maddeleri” ile ilgili yargı kararları, ulusal basında, açıklanırdı. Ben de inadına okurdum. Zira; “hileli et-süt” gibi gıda ürünleri üretenler arasında az da olsa Kayseri firmalarının adı çıkardı.

 

Hatta birkaç yazı da yazmıştım. Tepki de çekmişti bu yazılarım; sektörün üst düzey kurumsal temsilcileri tarafından. Tabii, mahkeme ilamlarında bir şey dikkatimi çekerdi…

 

O ilanlarda; ceza alan ve bu cezası paraya çevrilen şahsın kim olduğu? Öyle ya, çok yakından tanıdığımız firma sahiplerinin “soy ismini” taşıyan kimse değildi. Araştırdık; bunlar veteriner hekim ya da Ziraat/Gıda Mühendisi falan değildi.

 

Uzatmayalım, öğrendik ki; “Mesul Müdürlerin” bir kısmı firmada çalışan “müstahdem”di… Sonra nedendir bilinmez, “mahkeme ilamları” yayından kaldırıldı. Belki de “mevzuat” değişti, kim bilir?

 

Şimdi bu yayın işini Tarım Bakanlığı üstlendi. Bakanlık, inceleme sonuçlarını, zaman zaman toplu halde yayımlıyor. Maalesef, bunların arasında yine Kayseri firmaları da var…

 

Bakanlık; “Ülkemizde gıda güvenilirliğinin sağlanması, gıdalarda taklit ve tağşişin önlenmesi, kişilerin sağlığının ve tüketici menfaatlerinin korunması ile sektörde haksız rekabetin engellenmesi amacıyla gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzemelerin üretim, işleme ve dağıtımının tüm aşamalarında resmi kontrol faaliyetleri Bakanlık olarak büyük bir titizlikle yürütülmektedir”, diyor.

 

Anlaşılan işi sıkı tutuyorlar… Umarım ve temenni ederim, görevlilerin bu çalışmalarına özellikle siyasiler takoz koymazlar… “Sen, ben, bizim oğlanı!” koruma şemsiyesi altına almazlar.

***

Tabii, bunlar, Kayseri’de et-süt üretenlerin (lokanta/kebapçı vs. dahil) ne kadarını temsil eder? Bilemem… O nedenle genelleme yapmaktan kaçınırım. Ama unutmayın, “sinek küçük mide bulandırır” kavli gereği tüm sektörü etkiler…

 

Bakanlık bu uygulama ile, evvelemirde: Tüketici sağlığının ve menfaatinin korunması, Sektörde haksız rekabetin önlenmesi amaçlıyor.

 

Ayrıca; söz konusu uygunsuzlukların tespit edilmesinde Bakanlık; “…yürütülen denetimlerin yanında,

tüketiciler tarafından yapılan ihbar, şikâyet, CİMER ve Alo 174 Gıda Hattı başvuruları neticesinde gerçekleştirilen denetimlerin de büyük payı”olduğunu açıklıyor.

 

 Benim merak ettiğim şu: çarşaf çarşaf listeler yayınlanırken sektör örgütleri nerede duruyor? Yoksa, “kol kırılır yen içinde mi?” diyor…

 

Şayet durum böyleyse, “sektör” çöker, bizden haber vermesi… Mesela; “ahiliği kutsayanlar” da orta da gözükmüyor… Onların da yani Esnaf ve Sanatkar Odaları’nın da bir şeyler söylemesi, bir şeyler yapması gerekmez mi? Unutmasınlar; tüm sektör, tüm kenti ilgilendiriyor, bu tür ürünler…

 

Bildiğim kadarı ile afişe olan firmalar Kayseri Ticaret Borsa’sı, Kayseri Ticaret Odası ve Kayseri Sanayi Odası’nın da üyesi… Hiç olmazsa onlar da birer tepki veremez mi? Hiç olmasa, bu işe bulaşmayan, dürüstçe imalat yapan  üyelerinin haklarını koruma bağlamında…

 

Bakınız; dana kıymanın en az 40 TL/kğ. Olduğu bir ortamda, bir kilo dana eti sucuk 18-20 bilemedin 25 liraya satılamaz… Bunu kimseye inandıramazsınız. Satan olmaz mı? Elbette olur… O da sürdüremez bunu… Bir yere gelir tıkanır ya da sistemden çıkar…

***

Perakende sektörü öyle bir noktada ki? İnanamazsınız… Bir pastırmacı dükkanında biraz oturun. Gelen bir yabancı müşterinin; “tavsiye üzerine geldiğini!” söylediğini duyacaksınız. Çok rastladım, “fiyattan” çok “güvenilirlik” sorgulanıyor…

***

Sektörün ne kadar güvenilir olduğunu merak eden bir “Oda” varsa, tüketici üzerinde bir araştırma yaptırtsın? Bakalım ne sonuç çıkacak. Bu çürük dişlerin, tüm bünyeyi etkilediğinin şuurunda olmalı, diğer üreticiler… Evvelemir de onlar mücadele vermeli, “çürük dişlerle!”

***

Bir tarihte, İstanbul’da büyük bir şarküteri de, ismi çok geçen bir firmamızın ürününü olup olmadığını sordum. Verdiği yanıtı olumlu beklerken, sükutu hayale uğradım: “Beyefendi, anlaşılan siz Kayserilisiniz… Söylediğiniz marka, market ürünüdür. Şarküteriler de bulamazsınız!”

Diğer Makaleler