Metin KÖSEDAĞ

GÜN BİRLİK OLMA GÜNÜDÜR!

ESAT denen kalleş, Rusya ve İran’dan aldığı destekle Mehmetçiklerimize saldırdı.

Şehitlerimiz var, yaralılarımız var.

Bir yandan Esad rejimine karşı kinimiz artıyor, bir yandan da verdiğimiz şehitlerimiz için içimiz yanıyor.

Gün, kayıtsız şartsız Mehmetçiğin yanında yer alma günüdür.

Gün, bir olma, beraber olma, dayanışma içine girme, metin olma günüdür.

Gün, şehitleri siyasi çekişmelere alet etmeme günüdür.

El birliği içinde hareket edip, tek yumruk olma günüdür.

Siyasilerin, STK’ların ilk dakikalardan itibaren açıklamaları bunun en büyük göstergesidir.

İdlib’deki saldırılar bir kez daha gösterdi ki, “Türkiye kendi göbeğini kendisi kesecek”; yeri geldiğinde masada, yeri geldiğinde sahada gerekeni yapacaktır.

Masada güçlü olmak isteyen Türkiye, önce sahada gerekeni yapmalıdır. 

Yaptığı için de bölgede bir süredir operasyonlarını yoğunlaştırmıştır. 

Dosta düşmana gereken cevap er-geç verilecektir.

Allah ordumuzu muzaffer eylesin.

 

BUGÜNDE DE PROVOKE OLUR MU!…

Gece saatlerinde İdlib’den şehit haberi gelmeye başladığı andan itibaren sosyal medya da vakit kaybetmeden çalkalanmaya başladı.

Özellikle şehit sayıları ile ilgili manipülatif çok sayıda paylaşımda bulunuldu. 

Manipülasyona engel olmak için de sosyal medya akışları yavaşlatıldı. 

Sosyal medya akışlarının yavaşlaması çokça tepkiyle karşılandı. 

Doğrudur, demokrasiye uygun bir tutum olup olmadığı tartışılır ama diğer taraftan, sosyal medyayı kötü emellerine alet etmek için “bilinçli olarak manipüle edenler” ve onların oyununa gelenler var ise, başka çözüm var mıdır?

‘Kamu diplomasisi’ bir gerçektir ve bu tür kritik dönemlerde “ülkelerin kendi çıkarlarının sürekliliğini sağlaması” açısından daha da önem kazanmaktadır. 

Ancak çıkarların sürekliliğini sağlamak için resmî açıklamalar yeterli değildir.

Sosyal medyanın ‘kuvvet’ olarak kabul edildiği günümüz enformasyon çağında, sosyal medya üzerinden gösterilecek ‘birlik’ duruşu da kamu diplomasisi açısından önem kazanmaktadır. 

Kritik durumlarda paylaşılan manipülatif mesajların birlik ve moral duygusunu zedeleyeceğini göz önünde bulundurduğumuzda, bilinçli kullanamadığımız bu alandaki provoke edici paylaşımları durdurmanın başka yolu kalmamaktadır.

Şimdi size soruyorum; evinizin içinde bir sorun varsa, düşmanınız olan komşunuza karşı o soruna rağmen birlik görüntüsü mü verirsiniz, yoksa dağılmışlığınızı ayan beyan ortaya mı serersiniz? 

Bu sorunun yanıtını atalar kısa yoldan vermişler: “Kol kırılır yen içinde kalır.”

Kolunu yen içinden ısrarla uzatanlar yüzünden maalesef akışın kısıtlamasını zorunlu kılmıştır.

 

GÖÇMEN KARTI...

ESED rejiminin saldırısından sonra Türk makamaları ani ve doğru bir kararla bütün dünyanın sorunu olan “göçmen kartını” sahaya sürdü.

Bundan sonra sınırlar göçmenlere sonuna kadar açık kalacak.

İsteyen istediği yere gidebilecek.

Görünen o ki, bıçak kemiğe dayandı ve Türkiye bu “göçmen kozunu” devreye sokarak Dünya ülkelerine, “buyurun biraz da siz uğraşın” dedi.

Doğrusunu da yapmış oldu...

Bakalım bundan sonra neler olacak.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Savaşta bütün gecikmeler tehlikelidir.  (John Dryden )

Diğer Makaleler