İMAMOĞLU´NUN UFKUNU DEĞİŞTİREN KAYSERİLİ ERMENİ

“... Birinci dünya Savaşı sırasında Kayseri´de Belediye Başkanı idim. İl Mutasarrıfı Zekai Bey bir gün bana dert yandı. Hükümet kararı ile Ermeniler´in tehciri gerektiğinden, fakat bu işte çalıştıracak doğru memur bulamadığından ve kaymakamlara güveni olmadığından bahsetti. Benim, bir ilçeyi seçerek ve yanıma istediğim kişileri alarak, orada tehcir işlemlerini kontrol altında bulundurmaklığımı rica tarzında söyledi ve hissiyatıma müracaat etti. Ben de o zamanki İttihat ve Terakki Derneği sorumlu Katibi Cemil Bey, Belediye Üyesi Feyzizade Osman Bey, polis (akrabamdan) Sami Efendi´yi kapsayan bir kurul yaptım. Tümen  Komutan Vekili Albay Şahap Bey, Akçakayalı Nazif Ağa´nın oğlu Hacı Abdurrahman komutasında 15 er verdi. Bünyan ilçesinde meczup (dengesiz) bir kaymakam vardı. O´na da ilçenin inzibat kuvvetlerinin Kurul emrine verilmesini yazdı. Kurul´a da yazılı bir emir verdi.

Böylece Bünyan ilçesi merkezine gidildi. İlçe Jandarma Komutanı Teğmen Mustafa Efendi ve birkaç jandarma eri de katılarak Ekrek Köyü´ne gidildi. Köy akşamdan abluka altına alındı. Köy ihtiyar kurulu çağırılarak muharebe ve Ermenilerin devlete sadakatsızlığı dolayısıyla Hükümet kararı ile başka yere nakledilecekleri, sabaha hazır olmaları bildirildi. Arzu edecekleri kadar eşya götürecekleri söylendi. Ertesi sabahtan itibaren 600 küsür haneye varan köy halkı kağnıları ve eşyaları ile birlikte jandarma koruması altında köyden yolcu edildi. O vakit Sivas´a bağlı olan Aziziye(Pınarbaşı - V.A.) ilçesinin Sarız Bucağı Müdürlüğü´ne teslim edilmeleri gerekiyordu. Karakoldan karakola, Halep´e kadar gideceklerdi. Halk içeriden çıkıncaya kadar, köyün içerisine dışarıdan kimse bırakılmadı. Boşalan köy, bucak müdürü ve Jandarma Komutanı Mustafa Efendi ve başkalarından kurulu bir heyete, ilerde verilecek emre kadar muhafaza etmeleri kaydı ile teslim edildi... Ermeniler de o süratle yollandılar. Kurul bütün Ermeniler´in hükümet emrine göre yolcu edilmeleri için gayret sarf etti. Fakat bazı Ermeniler komşuları olan İslamlar tarafından korundular. İslamlar Ermenileri sakladılar. Kurul kimsenin menfaat sağlamaması için büyük bir titizlik gösterdi.”

Noktasına, virgülüne dokunmadan aktardığım yukarıdaki satırlar ‘Kurtuluş Savaşı´nda Adalet Bakanı Ahmet Rıfat Çalıka´nın Anıları´ adlı eserden alınma.

Rıfat Çalıka´nın Anıları´ndan ara ara bazı pasajları bu sütunda yayınlıyorum. Fakat bu kez derdim başka... Çalıka Ermeni Tehciri´ndeki bu görevi nedeniyle daha sonra İstanbul 1 Numaralı Harp Divanı tarafından tutuklanmak istenecektir...

Konumuz bu da değil... Asıl konumuza gelelim.

İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçilmeden önce ‘şehirlere ve hayata bakışını ve memleketi Trabzon´u keşfetmesini bir Ermeni mimara borçlu olduğunu´ söylemişti. O mimar, İmamoğlu ailesinin 1990´ da Beylikdüzü´nde inşaatına başladığı konutların mimari projesini de çizen Zakarya Mildanoğlu´ymuş..

Oda Tv seçimlerden sonra ‘İmamoğlu´nun Hayatını Değiştiren Ermeni Mimar İlk Kez Konuştu´ başlığı ile Zakarya Mildanoğlu ile bir mülakat yayınladı.

Rifat Çalıka´nın yukarıdaki anılarından iki cümleyi tekrar aktaralım.

Çalıka anılarında ne diyordu: “Fakat bazı Ermeniler komşuları olan İslamlar tarafından korundular. İslamlar Ermenileri sakladılar...”

Çalıka´nın ‘korundular-saklandılar´ dediği Ermeni ailelenin çocuklarından biri de, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu´nun ‘Trabzon´a bakışını değiştiren, ufkunu açan´mimar-yazar Zakarya Mildanoğlu´dur.  Zakarya Mildanoğlu, 1950´de Bünyan Ekrek´de (Köprübaşı) doğmuş, kısa süre sonra İstanbul´a giderek ilkokulu Şişli´deki ‘Karagözyan Yetimhanesi´nde okumuş. İTÜ mezunu olup, mimarlığı kadar, yazarlığı, gazeteciliği, hatta siyasi kimliği ile de entellektülel biri. Bu zat, ebeveynlerinin Bünyan Ekrek´deki hayatı ile ilgili acaba ne dinledi? Mesela köyündeki tehcir konusunda ne düşünüyor? Mildanoğlu´nun Agos´daki yazılarına kısmen baktım; sözde soykırıma inanmış, iman etmiş olduğunu gördüm. Acaba İmamoğlu ile tehcir üzerine sohbetleri de oldu mu?

Mildanoğlu ünlü bir mimar. Çok sayıda önemli projeye imza atmış, birçok eserin restorasyon projesini çizmiş. Agos Gazetesi´nde uzun süre yazılar yazmış. Türkiye Kominist Partisi´nde aktif görev almış. Hatta 12 Eylül´den sonra tutuklanmış. Türkiye, Amerika ve Avrupa´nın çeşitli kentlerinde Ermeni sanat tarihi, Anadolu Ermeni yerleşimleri, Ermeni basın-yayın tarihi üstüne çok sayıda konferans vermiş. Bu konferanslarında, Ermeniler ´in Osmanlı döneminde Kayseri´de yayınladığı Hayg isimli gazeteden de bahsetmiştir.

Kayserili Ermeni Mildanoğlu, Trabzonlu İmamoğlu´na şehirciliğin ötesinde acaba hangi ufuklar açtı?

KULİS BULVARI

BABACAN´IN YENİ PARTİSİ

Ali Babacan´ın yeni bir parti kuracağı artık kesinleşti. Ne diyelim inşallah devletimiz ve milletimiz için hayırlı olur. Bu topraklar çok siyasi parti gördü. Belli ki bir tanesine daha şahit olacak.  Ahmet Davutoğlu da arayışlarını sürdürüyor. Davutoğlu parti kurarsa Abdüllatif Şener´in partisinden kötü olur. Ali Babacan´ın toplumda bir karşılığı kısmen var. Ancak, liderlik vasfı tartışılır. Ali Babacan  yola çıkarken bildiğimiz o AK Partili eski bakanları vitrine koyacaksa başlamadan yanlış yapar. Yeni bir vizyon ve yüzlerle yola çıkarsa bir miktar oy alabilir. Ama parti kurmakta, siyaset yapmakta aslolan iktidar olmaktır. Babacan´ın partisi hiçbir şekilde iktidar olamaz. AK Parti´yi kısmen bölüp, CHP ve muhalefetin ekmeğine yağ sürer o kadar.

Mış… Miş… Muş…

-Babacan´ın yeni partisine ‘sünen´ epeyce bir isim varmış.

-Yarın Kayseri´ye gelecek olan Abdullah Gül´ü kimlerin karşılayıp, AGÜ´de dinleyeceği merak ediliyormuş.

-Belediyelere yönelik ‘T.C.´ tartışmalarının sürdürülmesinin kimseye yararı yokmuş.

-Büyükşehir ve çevresindeki ‘polisiye tedbirler´  Kayseri geneline yönelik olası bir istihbari ihbar odaklıymış.

-Bürokrat kararnamelerinin eli kulağındaymış.

-Talas Belediyesi´nin Cemil Baba Mezarlığı´nın güneyinde yapacağı kentsel dönüşüm ‘örnek´ olacakmış.

-Kayseri´de 15 Temmuz hazırlıkları tamamlanmış.

Diğer Makaleler