KALENİN KAPISI AÇILDI

İç kale nihayet açıldı...

Kaleiçi projesinin temeli 2013´de atılmıştı. Öncesinde de beş yıldan fazla kalenin kapıları kapanmıştı. İçerdeki esnafın bir bölümünün Hunat Çarşısı´na taşınması, bir bölümü ile başka anlaşmalar yapılmasından sonra uzun süre boş kaldı kaleiçi...

Hakkını teslim etmek lazım Özhaseki Başkan kaleiçinin tahliyesi için çok uğraştı. O günleri hatırlıyorum, ismi lazım değil, konfeksiyon işi yapan bir esnafın başını çektiği grup kaleiçini tahliye etmemek için belediyeye adeta ‘kök söktürdü´...

 Kaleiçinin tarihini, bu proje aşamasına nasıl geldiğini bu hafta bir yazı konusu daha yaparız. Ama, gelin eskiden bahsetmeden, kapılarını muhteşem bir görsellikle (atlı askerler, geleneksel kıyafetli insanlar ve mehterle kaleyi feth edercesine giriş) açan kalenin içinde gördüklerimi anlatayım.

Programa erken gittim. Oturup ‘büyüklerimizin´ gelmesini beklemektense, boş ve rahatken kaleiçinde hızlı bir tur attım. Orjinalinde olmayan, sonradan Meydan´a bakan cepheye açılan kapıdan girdim iç kaleye... İlk dikkatimi çeken devasa saksılara dikilmiş çınarlar oldu. Meydan girişinin solunda kalan iki dev lahit gözüme battı... Genel bir bakışla surların restorasyonu güzel olmuş. İçerideki hakim havada kale surları binalarla boğulmamış. 1988´de açılışı yapılan projede bazı binalar neredeyse surlarla yarışıyordu. İçeriye ilk girdiğinizde kalenin surları ve burçları bütün güzelliği ile karşınızda duruyor...

Ama, içeri sanki biraz boş gibi... Arkeoloji müzesi üstündeki köprücük geçişleri, tahta muhafazalar güzel bir dekorasyon olmuş.

Bodrum katta ki arkeoloji müzesine girmeden üstte ne var, ne yok hızlıca dolaştım. ‘Kaleiçi Kayseri mutfağı´ adıyla bir restorant var. Sordum,  ‘Kayseri yemekleri ikram edeceğiz´ dediler. Yanında bir tatlıcı. Yeşil künefe, baklava ve katmer diyor... Keşke nevzinede yazsaydı.  ‘Nevzine yanındaki Kayseri mutfağında var ya diyebilirsiniz.´ Üçüncü işyeri ise ‘Star´ adlı bir pastane. ‘Bu ulusal bir marka mıdır´ diye sordum müstecire, ‘Abi Kayseri´de 8 şubemiz var´ dedi.

Güney surların dibinde ‘Sanatçılar Sokağı´ vardı... Nitekim bir kısım eserler sergileniyordu bu sokakta...

Sonra alta, müzenin olduğu yere indim... Unutmadan; iniş ve çıkışlar rahatsız edici değil.

Müzeye doğru giderken sol tarafta  ‘İhtisas Kütüphanesi ve Konferans Salonu´ dikkatimi çekti. Kapı açık mı diye baktım, görevliler, ‘Başkanım kapalı, gelin kalabalık olmadan size müzeyi gezdirelim´ dedi.

 Sağ olsun bir yetkilinin refakatinde arkeoloji müzesini gezdim. Modern bir müze olmuş. Müze beş bölümden oluşuyor. Erken Tunç Çağı, Hitit-Asur Ticaret Kolonileri Dönemi, Roma Dönemi, Doğu Roma (Bizans) Dönemi, Selçuklular, Beylikler ve nihayet Osmanlı Dönemi...

Bu dönemlere ait binlerce eser var müzede... Detaylı inceleyemedim; ama, en çok dikkatimi  Tabal Kralı´nın başı kopmuş heykeli ile Heraklas Lahdi çekti...

Müze binası modern olarak dizayn edilmiş... Ama, eksiklikler var. Aydınlatma zayıf gibi... Eserlerle ilgili bilgilendirme de öyle... Çoğu eserin hangi döneme ait olduğu ve ne olduğu bile yazmıyor.

   Bir da bazı lahit ve tarihi eşyalar orta yerde duruyor. Toprak ve kilden yapılmış lahitler açık. Halkımız o lahitler camekanlar içerisinde olmazsa veya eli uzanacak mesafeden ötede durmazsa, emin olan gelip gidip mıncıklar. Bir süre sonra bunların bir bölümünün kırıldığını duyarsınız. Dilerim bu eksiklikler kısa sürede giderilsin.

Tanıtım etkinliğinde yapılan konuşmalar ve verilen mesajları ayrıca yorumlayacağım; ama, gördüğüm bir eksiği daha yazmalıyım... Meydan girişinin iki tarafına toplar konmuş. Önce orjinal, hatta tarihi top zannettim. Sonra baktım strafordan yapılmış. Tören esnasında kapının iki yanında duran strafor toplara çıkarken baktım vatandaşlar sağa-sola savurmuş böle. Çok komik olmuş. Allah aşkına iki top bulup koyamadık mı buraya da?..

Projeyi genel olarak sevdim... Yazının girişinde de ifade etmeye çalıştığım gibi, içeri girdiğiniz de surlar ve burçlar boğulmamış. Burada en kıymetli şey şüphesiz ki surların bizatihi kendisi..Sonradan yapılan ne varsa ondan daha değersiz...

Ama vatandaşı arkeoloji müzesinin dışında da orda tutabilecek etkinlikler yapmak gerek. Sanatçılar sokağı bunun için bence yeterli değil. İnsanların daha uygun fiyata çay-kahve içebileceği mekanlar olmalı. Kayseri geleneksel kültürü ve değerleri ile ilgili alış-veriş yapabilecekleri bir-iki dükkan olmalı... Vatandaş müzeyi bir kez gezdiği zaman bir daha gitmez. Onun için vatandaşı mutlaka sürekli buraya çekecek etkinlikleri hayata geçirmeliyiz.

Projeye katkı veren Haseki Başkan, Çelik Başkan ve Mumduh Başkan ile tüm ilgilileri kutluyorum. Konuşmaları ve diğer gördüklerimi yarın yazalım inşallah.

 

Mış… Miş… Muş…

00- Kayserililer cumartesi kapılarını açan Kale İçi´nin yeni projesini sevmiş.

00- Özhaseki ve diğer milletvekilleri ile belediye başkanları ve AK Parti Teşkilatı hafta sonu Kazancıları gezerek, ‘Biz buradayız, biriz-beraberiz ve birlikte güçlüyüz´ mesajı vermiş.

00- Yeni emniyet müdürümüzün trafik kazasında yaralanan çocuklarının tedavisi ERÜ Hastaneleri´nde sürecekmiş. 

00- TBMM yarın açılıyormuş.

00- KAYÜ kampüsünün kurulacağı arsa ile ilgili problemlerin aşılması bekleniyormuş.

00- Tarım Bakanı Pakdemirli haftaya bugün ‘Tarım ve Hayvancılık Destek Programını´ Kayseri´de açıklayacakmış.

00- Talas Başakpınar´da coşkulu bir ‘Belediye Mahallenizde´ toplantısı yapılmış.

 

 

KULİS BULVARI

AKINCI BAKANLAR

Osmanlı´da padişah ve ordu, sefere çıkmadan Malkoçoğlu gibi akıncı beyleri güzergahı kolaçan eder ve hünkara rapor sunarlardı. Cumhurbaşkanımızın bu ayın sonu gibi Kayseri´ye bir programı planlanıyor. İşte o program öncesinde iki bakanımız adeta ‘akıncı´ gibi şehrimizi ziyaret edecekler. Milli Savunma Bakanı hemşerimiz Hulusi Akar ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan. Ulaştırma Bakanlığı ile şehrimizin çok işi var. Hem de çok. Havaalanı genişlemesinden YHT´ye, Kayseri´nin otobana bağlanmasından, Belsin-Şehir Hastanesi raylı sistem hattına, Kayseri bağlantılı yolların sıcak asfalt çalışmasından lojistik köy kurulmasına kadar, birçok işin bakanı Mehmet Cahit Turhan. Allah ömür verirse iki değerli bakanımızın şehrimize teşrif ettikleri gün, kendilerine hitaben bir açık mektup yayınlayacağım. Lütfen bu ziyareti ‘Kayserili işini takip eder´ metoduyla iyi değerlendirelim.

Diğer Makaleler