KAYSERİSPOR VE TRANSFER

Şimdi vereceğim haberi, bizim gazetenin internet sitesinden aldım… Aslında haber, yıllardır değindiğim konunun, Kayserispor Kulüp Başkanının itirafından başka bir şey değil…

Söylediklerim, yazdıklarım ve çizdiklerimin özeti şuydu: “Profesyonel bir olay, amatör ve amatörlerce yönetilemez!” Yönetilince ne olur? Adı profesyonel olan spor kulüplerinin düştüğü duruma düşer… O nedenle FİFA, UEFA da artık profesyonel kulüplerin gelir-gider tablosuna, transfer borçlarının ödenip ödenmemesine dikkat ediyor. Bir takım “yasaklara” kadar yaptırım uyguluyor…

Bunun mantığı şu: “Sen profesyonelsen, profesyonelce davranacaksın!” Aksi durumda sen, bizim için bir “ursun”, aramızda yaşamana izin vermem…

Türkiye’de profesyonel futbol kulüpleri, şimdiye kadar vilayetin, belediyelerin, firmaların şu ya da bu nedenle yardım ve bağışları ile hayatiyetlerini devam ettirdiler… Ben eminim, özellikle Anadolu kulüpleri için bu görevi belediyeler üstlendi. Üstlenince de bir takım özellikle imar uygulamalarında, taviz verdiler…

Ama bu sürdürülebilir değildi… Hele hele sporumuzun dışa açılma sürecinde, ayak uydurabilmek için pahalı ve yabancı sporculara davetiye çıkarttı. Tabii, kulübün rutin gelirleri buna yetmedi… Şehir imkanlarını da zorladı… Taş, harç bitti yapı paydos noktasına geldi… Kentlerin üzerine büyük yük olmaya başladı.

Hatta, siyasi nedenlerle, bazı kamu tüzel kişilikleri soruşturmaya bile uğradı; “Sen bu parayı nasıl ödersin!”, diye… Bu konuya, başlarına gelen bir bela nedeniyle. Kayserispor Başkanı Berna Gözbaşı bir parantez açmış: “sarı kırmızılı kulübün transfer yasağı ile karşı karşıya olduğunu söylemiş!”

Gözbaşı, "Geçtiğimiz dönemlerde kulübümüzde kısa süre forma giyen Landry N'Guemo ve Mensah'ın bonservisini aldığımız ama halen ödeme yapmadığımız Atletico Madrid kulübü FIFA'ya şikayette bulundu. FIFA da haklı buldu. Hem N'Guemo hem de Atletico Madrid kulübüne ödeme yapmazsak transfer yasağı alacağız. İspanyol kulübü 3 dönem yasak talebinde bulunmuş" demiş.

“Hem N'Guemo hem de Atletico Madrid kulübü ile avukatlar kanalıyla görüşme yaptıklarını söyleyen Başkan; "Her iki tarafa yapılacak ödeme de ağır. Hem futbolcudan hem de İspanyol kulübünden ödeme konusunda iyileştirme talebinde bulunduk. Hem indirim istedik hem ödeme kolaylığı istedik. Müzakere ediliyor. Bir şekilde anlaşacağımızı umut ediyorum. Aksi taktirde transfer yasağı cezası alacağız"diye ilave etmiş.

Bu, her türlü borç-alacak ilişkisinde normal… Taraflar oturur anlaşmaya varır. Sonunda el sıkışır… Ama bu sürdürülebilir değil. Zira, peşinden, bugün olmasa yarın yeni “dosyaların” geleceği muhakkak…

Gelelim konunun bam teline: “Kayserispor kulübünün kurtuluşu için şirketleşmeye gidilmesi gerektiğini de ifade eden Başkan Gözbaşı, ‘Şirketleşme olursa, sermaye bulmak daha kolay olur. Hesaplar daha şeffaf olur. Gelir sağlamak daha kolay olur’” açıklaması yapmış.

Evet. Şirketleşmek çok önemli ama bilinen şey… Nev zuhur bir şey değil… Biz, bu gerçekleri söylediğimizde, başta kamu olmak üzere belediyeler bu işten elini ayağını çeksin, dediğimizde, “Kayseri Milliyetçisi” olmadığımız söylemişlerdi…

Oysa, yıllara sari o uyarılarımız doğruydu… Borç yükü katlana katlana, kar topu gibi günümüze kadar geldi. Yuvarlanacak ama yokuş bitti… Bitince de “alacaklılar” birbirlerine düşmeye başladı… Tulumbada su kalmadı; çark dönmez oldu…

Sanırım, Başkan, bu havuza beni kim itti, moduna girdi… Vallahi, çıkış yok… Şayet varsa alacağınız, ilk gelen parayı alacaksınız, size devredildiği gibi kulübü bir başkasına devredeceksiniz. Tabii, sonu gelirse…

Yine tabii bunlar; MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy tarafından, eski yöneticiler için yapılan suç duyurusunu unutmaya terk gibi bir süreci de başlatamaz… Bir kere o, hem adliyenin ve hem de basının arşivlerine girdi bir kere…

O nedenle, bu kulüpten alacağı, vereceği olanların hesap vermesi gerekir. Kulübün resmi, gayrı resmi bilançosu kamuoyuna açıklanmalı. Öyle kapalı kapılar arkasında yapılacak pazarlıklar artık kimseyi tatmin etmez.

Bu kulübün kime borcu var, ne için? Kimin alacağı var, ne için? Bunlar bir bir açıklanmadığı sürece, özellikle belediyelerin bu işin içerisine girmelerini tavsiyem etmem… Umarım, Sayın Milletvekili’nin “suç duyurusu” kadük olmaz, unutulmaya bırakılmaz…

Diğer Makaleler