KAYSERİSPOR’A DESTEK…

İstikbal Mobilya Kayserispor eski Başkanı Erol Bedir, sarı kırmızılı takıma destek vermek gerektiğini söylemiş. Bunu; “Amasız, ancaksız destek” başlığıyla yazılı bir açıklama ile yapmış, şunları ilave etmiş: “Bunları bir kenara bırakıp hep birlikte kenetlenme zamanıdır”.

 

“Olumsuz düşüncelerin”Kayserispor’a bir fayda getirmeyeceğine dikkat çeken Bedir; “Fakat, gün bugün, saat bu saattir. Bana da, ilgililere de, taraftara da düşen şey amasız, ancaksız destek olmaktır”, demiş.

***

Erol Beyyerden göğe kadar haklı amma lakin unutulmasın, rahmetli Başkan Mehmet Çalık’ın ifadesi ile; “Yüz paralık bakkalın on paralık defteri olur. Önce defterinizi ‘temeseğinizi’ bir getirin. Bir görelim sonra düşünürüz desteği”.

 

Çalık bu sözü, 1972 yılı Kayserispor kongresinde, kendisini Kayserispor’a yardım babında yıpratmak  isteyenlerin yüzüne söylemişti.

***

Soru şu: Mesela yapılan destek, “dipsiz kuyuya” mı gidecek yoksa yerini bulacak mı? Mesela önce Erol Bedir açıklamalı şahsi ya da ortaklıklarının alacağını, tabii varsa… Saniyen, geçmiş alacaklarını nasıl tahsil ettiğini de… Merak etmesin, biz veririz desteğimizi tezahüratla, teşyi ile…

***

Yine mesela, eski Başkanlardan Recep Mamur’un bir sürü alacağı olduğu basına yansımıştı. Ne oldu bu alacaklar?

***

Beyler, üç beş kuruştan, cep harçlığından söz etmiyoruz. Ortada dolaşan rakamlar, herkesin ama herkesin ulaşamayacağı servet mesabesinde…

***

Çok merak ettiğim bir husus daha var… Kayseri Büyükşehir Belediyesi, elemanları vasıtasıyla ne diye sürekli ”yönetimi üstlenmek” ihtiyacı hissediyor? Geçmişten beri…

***

Yardım tamam ama yönetmek arzusu neyin nesi? Yoksa, kamuoyunun bazı şeyleri bilmesinden mi çekiniliyor?

***

Sözgelimi, Büyükşehir ve İstikbal sürekli desteğini taahhüt etsin, yarın başkan olmaya hazırım. İstiyorsunuz ya destek; buyurun size destek… Öyle ya Kayseri ahalisinin bir kısmı parası/malı ve yönetimde görev alması; bir kısmı “tezahüratı” ile destek olur…

***

Ben de Başkan olarak destek vermek istiyorum… Geçmişte “toptan anlamam!” falan dedim ama “ironi” yaptım. Toptan da çok iyi anlarım. Az çok oynadım, bir hücumun nasıl sonuçlanacağını falan da kestirebilirim. Hücumdaki futbolcunu gölü atıp atamayacağını; kalecinin kurtarıp kurtaramayacağını da…

***

Dedim parasal yardım yapamam ama birikimim bir kulübü yönetmeye yeterli. Yine dedim Büyükşehir ve İstikbal yani eski Boydak Grubu desteğini çekmemek kaydıyla…

***

Tekrar soruyorum: Büyükşehrin bu işi bırakmamasının nedeni ne? Bunu birisinin açıklaması lazım!..

***

İsterseniz derdimi şöyle anlatayım: Başka yerde var mı? Bilemem… Kayseri zenginleri başkasından kız almak, başkasına kız vermek istemez. Miras yolu ile mal “ile” gitmesin, diye… Yanılıp da verildiğinde de bu sefer mal, türlü çeşitli yollardan, “mirasçılardan” kaçırılmaya çalışılır.

***

Kusura kalmasınlar; durumu biraz buna benzetiyorum. Mesela MHP Milletvekili Baki Ersoy, “ben bu işe talibim, falanı başkan olarak görmek istiyor ve destekliyorum!”, diyor ama “kültür, doku uyuşmazlığı!” gibisinden abuk sabuk gerekçelerle reddediliyor. Versenize Baki Beye… Değerli saylavımız talip olmuş. Hem yönetim yükünü sırtınızdan atarsınız.

***

Söz Kayserispor ve İstikbalden açılmışken basına da yansıyan bir ağız dalaşına değineceğim. Eski Boydak Holding CEO’su Ertekin Bey ile Boydak ailesinin bir ferdi Mustafa Beyin son günlerde, birbirleri ithamı manşetlerden düşmedi.

 

Onlar kavgalarını yargısal platformda yapsınlar. Bu, hakları da, görevleri de… Ama şuanda “kamuya” ait bir kuruluşun kaynaklarının kullanılması söz konusu… “FETÖ” ile falan ilgisi yok. Öyle ya, mal “benim” yani “kamunun” olunca bir şeyler sormak durumundayız. Bundan da rahatsız olmamak gerekir…

 

Sayın Ertekin, geçenlerde nerelere yardım yaptıklarını tadat etmiş, “vs.” ile sonlandırmış. Tabii, şunu sormak durumundayız; Sayın Ertekin, “vs.”nin açılımı ne? Kime, karşılıksız, hangi amaçla ve ne kadar mal ve para verildiğini bir bir kamuoyuna açıklamak zorundasınız… Öyle, “vs.” diyerek geçiştiremezsiniz. Zira; kamusal bir kurumu yönetiyorsunuz; tıpkı Kayserispor’u yönetenler gibi…

***

Bir hatırlatma yapayım… Sanılmasın ki, gün gelir hesap sorulmaz? Hani demişler ya; “Keser döner sap döner; bir gün gelir hesap döner!”. Bunun gibi bir şey… O zaman da, bugün destek verenlerin hiç birini arkanız da bulamazsınız.

***

Geçenlerde, eski yöneticilerinden birisi, Kayseri OSB’de geçmiş yılların, müfettişler tarafından denetlendiğini söyledi… Bu vesile ile bir şeyi tekrar anımsatayım. Çok yazdım ama taştan ses geldi fakat yöneticilerden ses gelmedi. Umarım, geldikleri söylenen müfettişlerin dikkatini çeker.

 

Konu şu: Sayın Valimiz Nihat Canpolat’ın Müteşebbis Teşekkül Başkanı olduğu dönemde, OSB arıtması için KASKİ’ye yani Büyükşehre, yanılmıyorsam ki yanıldığımı sanmıyorum, “5 milyon mark” verilmişti. Yani, OSB arıtma kurmayacak, bu görevi KASKİ’nin yapmayı düşündüğü genel arıtma üstlenecekti.,. Bu süre, sanırım yirmi yıl, zarfında da OSB arıtma bedeli ödemeyecekti.

***

Bu paranın akıbeti ne oldu? Umarım, Sayın Müfettişler umarım bunu da sorgular…

***

Kayserispor’a yapılan yardımlar ve Kayserispor’un “defteri ve temeseği” için de anımsattım bu olayı. Unutmayın, tekrar ediyorum “kamusal bir tasarrufta” bulunuluyor. Başınıza bir bir iş geldiğinde mutlaka şunu söyleyecek güvendikleriniz: “Bana mı danıştın harcarken; bana mı danıştın verirken!” Hatırlar mısınız;“Mavi Marmaracılar!” için de söylenmişti bu söz.

***

Bir zamanlar, Kayserispor’a başkanlık yapan birisi, başkanlığı bıraktığında,  “çok güvendiğine”; “Abi kulüpten şu kadar alacağım var. Bana yardımcı olur musunuz?” dediğinde; “Bırak git… Senin gibi birisinin kulüpten bu kadar alacağı mı olur!”, dediğini gün gibi anımsarım.

Diğer Makaleler