Hacı Osman YILDIZ

KORONA VİRÜS İŞ KAZASI MIDIR?

İş kazası nedir ?

  • Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
  • İşveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla,
  • Sigortalının işveren tarafından görevle başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
  • Emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
  • Sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında

meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olaydır.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 4. Maddesinde  "İşverenin Genel Yükümlülüğü" düzenlemiş olup, madde hükmünde özetle "...İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür." demektedir.  Yani işveren işçilerin çalışma ortamında bulunan bütün riskleri minimize etmek ve gerekli bütün tedbirleri almak zorundadır.  Aksi takdirde bedenen yada ruhen özre uğratan olaylardan işveren sorumlu olacaktır.

Korona virüs oldukça ölümcül olması ve hızla yayılması ile dünya gündeminden düşmeyen  bir virüs halini almıştır. Ülkemiz şartlarında birlik ve beraberlik içerisinde hareket ederek her ne kadar  evde kalmamın ve izolasyonun sağlanmasının en önemli korunma tedbiri olduğundan bahsedilse de ekonominin ve işleyen sistemin çökmemesi adına bir çok işçi evden çıkmak ve çalışmaya gitmek zorunda kalmaktadır. Elbette kendi geçimini sağlamak ve sorumluluklarını yerine getirmek için evinde kalamayan ve çalışmak zorunda olan işçileri koruma görevi de işverenlere düşmektedir. Bu durum hem kanun hükmü hem de tarihin sarsılmaz bir kaidesidir.

Yukarıda iş kazasının şartları belirtilmiş olup, özetle iş kazası işveren tarafından verilen bir iş esnasında, işverenin gerekli  tedbirleri almamış olması ve sorumluluklarını yerine getirmemesinden dolayı meydana gelen bedenen yada ruhen özre uğratan olaydır . Korona virüs oldukça yeni bir salgın olup, bu salgınla alakalı işverenlerin alması gereken tedbirler yetkili makamlarca hemen hemen her gün belirtilmektedir. Gerekli koruyucu kıyafetlerin sağlanması, maske ve eldiven kullanımı, sosyal mesafenin korunması, işyerinde dezenfektan kullanılması, esnek çalışma modeline geçiş alınan ve alınması önerilen tedbirlerden başlıca olanlardır. Korona virüsün oldukça yeni bir virüs türü olması ve etkilerinin, kuluçka döneminin henüz tam anlamıyla kesinleşmediği bir dönemdeyiz.  Burada değinmek istediğim husus; Bu virüs nerede, ne zaman ve ne şekilde bulaştığının henüz belirlenememesidir. Bu soruların cevaplarına ulaştığımız takdirde "Korona virüs iş kazası mıdır?"  ana sorunumuza da cevap bulmuş oluruz.

Hemen her alan yaşanılan belirsizlik hukuk alanında devam etmektedir. Bir yanda Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin (Esas No: 2018/5018, Karar No: 2019/2931)  kararında  bir Tır şoförünün işveren tarafından Ukrayna’ya sefere gönderildiği, işçinin Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra H1N1’in 1-4 gün arasındaki kuluçka süresi içinde hastaneye başvurduğu ve  şoförün işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle Ukrayna’ya yapılan sefer sırasında bulaştığı anlaşılan H1N1 virüsüne bağlı olarak daha sonra ölümünün iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiş ve kararın korona virüs için emsal niteliği taşıdığı tartışılırken bir yanda da korona virüsün nerde ve ne zaman bulaştığının tespitinin henüz sağlanmadığı bu nedenle iş kazası olmayacağı tartışılmaktadır.

Kanaatimce sorunun çözüleceği nokta yine ilerleyen aşamada bilimin korona virüsü daha net bir şekilde tanıdıktan sonra  " Nerede, Ne zaman, Nasıl" sorunsallarının çözülmesi ile bu problemin de çözüleceğidir. Her alanda yaşanılan bu belirsizlikte yine bilimin aydınlatacağı karanlığın görülmesi ile ortadan kalkacaktır.

Belirli olan bir şey varsa o da şudur:

İşveren gerekli bütün tedbirleri almalı ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Kanunun işveren üzerine yüklediği sorumlulukların işveren tarafından sağlanması neticesinde işçinin sorumsuzluğu nedeniyle ortaya çıkacak neticelerden işveren sorumlu tutulamayacaktır. Ancak sorumluluklarını yerine getirmeyen işverenlerle bedenen ya da ruhen özre uğrayan işçiler arasında çıkacak uyuşmazlıklarda işçilerin haklı olacağı da su götürmez bir gerçektir.

Diğer Makaleler