OLUR BÖYLE VAKALAR, ELİTAŞ, BOYDAK VS.

Değerli büyüğümüz Milletvekili Mustafa Elitaş, KEPSAŞ’ın bir Kayseri Şirketi olduğunu bilmiyormuş. Haberi okuyunca, önce ironi yapıyor sandım. Dikkatli okuyunca ciddi olduğunu anladım.

Normaldir. Yadırgamadım… Olur böyle vakalar. Hatırlar mısınız sık sık verdiğim bir politikacı fıkrası var. Buna uygun mu bilmem? Olsun!.. Bir kez daha vereyim:

Politikacı seçmene sormuş; “Geçen seçimlerde ölen siz miydiniz yoksa babanız mıydı?” Sormaya devam etmiş; “Geçen seçimlerde öptüğüm siz miydiniz yoksa ananız mıydı?” Bu fıkranın patenti de sanırım merhum Çetin Altan idi…

***

Biliyorsunuz bazı politikacılar, seçim sırasında,  öptüğü insan, sıktığı el sayısı ile övünür. Bu öpüş de o bağlamdadır, efendim!..

***

Hazretin, Kayseri ile ilgisinin ölçüsü, bu haberde yatıyor… Elitaş’ın, Kayseri’de herhangi bir şirketi bilmemesi çok normal ama partililerin görev aldığı, Büyükşehrin hakim hisseye sahip olduğu KCETAŞ bünyesinden çıkan bir kuruluşu bilmemesi tuhaf değil mi?

***

Anladınız mı şimdi, meydanlarda “hızlı tren” sözü verilip Ankara’ya gidilince neden unutulduğunu… Havaalanı sözü de böyle… Diğerleri de…

***

Hani diyorduk ya; AK Parti döneminde, “rutin” hizmetler dışında, merkezi yönetim ne yaptı, Kayseri’ye? Ve yine demiştik; Mehmet Özhaseki’nin, doğru-yanlış, kendi taşımızla kendi kuşumuzu vurma hizmetleri de olmasa hapı hapı yutmuştuk.

İyi ki de varmış, Özhaseki

***

Kayseri Sanayi Odası eski Başkanı, “Fetö” davasından yargılanan, gün yiyen ama yargısal süreci tamamlanamayan Mustafa Boydak, ilginç, ilginç olduğu kadar da düşündürücü; “gelinim sana söylüyorum kızım sen anla!” türünden “twitler” atmaya başlamış. Bunları, Recep Bulut refikimizden öğreniyoruz.

Mesela, Kayseri’de, konkordato ilan eden bir şirkete, bazı kamu bankaları kredi vermiş. Buna da AK Parti yerel ileri gelenlerinden bazıları referans olmuş. Sanırım, zaman içerisinde çok şeyler duyacağız. Hazır olun… 

Ama Boydak da karından konuşmasın, bildiklerini net bir biçimde anlatsın. Bir camiayı zan altında bulundurmak da doğru değil. Tabii, muhatap kendisini bilir ama bizler bilmiyoruz.

***

Yazımıza elektrikle girdik isterseniz onunla devam edelim: Hani, sık sık; “Başkaları çalacak ama bana ödetecekler. Bu, Allah’tan reva mı?”, derken bilerek söylüyordum. Unutmayın, “çalıntı, hırsızlık elektriğin” ceremesini de biz çekiyoruz. Hani rahmetli Üstat’ın; “Şah olsa kuzulara, kurt yapmaz bu taksimi!” dizesi tam buna uygun. 

Haber şu: “Dicle Elektrik ekipleri, Silopi'de tarımsal sulama alanlarında kullanılan kaçak trafoların toplanması amacıyla jandarma desteğiyle çalışma başlattı. Çiftlik köyünde belirlenen kaçak trafolara el konulması için jandarma eşliğinde köye giden ekipleri, köylüler tarafından engellemeye çalışıldı.

Aralarında kadınların da bulunduğu bazı köy sakinleri, 13 metre yüksekliğindeki elektrik direğine çıkarak trafoların işlevsiz hale getirilmesini engellemek istedi.”(Kaynak Yeniçağ: Kaçak elektrik kontrolü yapan memura saldırı)

***

Abdullah Bey destekli Ali Babacan’ın kuracağı Huzur Partisi az çok su yüzüne çıkmaya başladı. Ama Sayın Gül, bunca, bazen hakarete varan, eleştirilere rağmen ortada pek gözükmemeyi tercih ediyor.

Tabii, taktir kendilerinin ama sahaya çıksa iyi olur. Unutmasınlar; “Çok naz âşık usandırır”mış. Böyle devam ederse; kendisi için lider değildir, korkaktır, ürkektir türü yakıştırmalar mâkes bulmaya başlar. Bu bile yıpratır insanı.

Yok, böyle bir niyeti yoksa onu da açıklasın. Bizden haber vermesi…

Diğer Makaleler