OSMANLI ÜZERİNE…

“Bizim ecmain”tarafından Cumhuriyet Türkiye’sine alternatif gösterilen, mirasıyla övünülen -ve aynı zamanda Halife olan, Osmanlı padişahları örnek alınması gerekenlerden miydi; yoksa, her imparator, her insan gibi miydi?

 

Tabii, “ecmain” dek dursa bunları yazmak aklımızın ucundan bile geçmez; olaya bir imparatorluk konseptinde bakarız. Döneminin bağlamında değerlendiririz. Ama dek durmuyorlar. Baksanıza, “ecmainin” okumuş takımından hemşerimiz Burhan Kuzu, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı “Fesli Kadir”i, “büyük tarihçi!” olarak vasıflandırıyor. Tabii, ne olur ne olmaz diye, mülahazat hanesini de açık tutuyor.

***

Adam formel bir tarih eğitimi almış olsa anlarım. Tek bir özelliği var, ömrü Atatürk ve laik Cumhuriyet düşmanlığı ile geçmiş birisi. O nedenle, saplantıları olan birisi nasıl büyük tarihçi olur, anlamak mümkün değil. Tabii, Kuzu’nun duymak istediklerini söylediği için baş tacı ediliyor.

 

Yine tabii, Kuzu’nun “bilimci çapı” neyse, “Fesli Kadir’in”, “büyük tarihçiliği” de o… Bizim “ecmain” tarihçi çıkartamadığından Mısıroğlu, Armağan ile yetinirler… Bildikleri de, bunların, “kustukları” “kin” ve “nefret” tohumlarından öteye geçmez. Hal böyle olunca, öykündükleri, “alternatif” gördükleri padişahlar neyin nesiydi? Bu konuda, merhum Reşst Ekrem Koçu’nun “Osmanlı Padişahları” kitabını tavsiye ederim.

***

Sizlerle, İbrahim Halil Baran’ın bir çalışmasından aldıklarımı paylaşmak istiyorum: Eceliyle ölen padişahının, sadrazamın, vezirin, şehzadenin çok çok az olduğunu söylersek hiç de abartmış olmayız. Evet, bunların hepsi sarayların kalın duvarları arkasında dönen entrikaların ve iktidar hırsının kurbanı olmuşlardır.

 

Zaten fiilen var olan, kuruluştan bir buçuk asır sonra Fatih Sultan Mehmet, ünlü “Kanunname”’siyle “devletin bekası için” baba, kardeş, amca, anne vs. akrabaları öldürme hakkını yasallaştırır. 600 yıllık saltanatın, saraylarda yaşananları, padişahların kendi ailelerine yaptıkları, bırakılan miras hakkında bir hayli aydınlatıcı olabilir.

***

Osmanlı devletinin kurucusu Osman Bey’le birlikte aile içi cinayetler dizisi başladı. Osman Bey, öz amcası Dündar Bey’i kendi elleriyle boğarak öldürdü ve cesedini sergiledi. I. Murat, babadan büyük oğla geçen saltanat geleneğini bozarak, padişah olması gereken ağabeyi Halil’i öldürüp tahta geçti. Tahta geçtikten sonra diğer kardeşi İbrahim’i de öldürttü. Öz oğlu Savcı Bey’i öldürüp cesedini şehrin merkezine astı.

***

Yıldırım Beyazıt’ın tahta geçtikten sonra yaptığı ilk iş, “on kardeşini” vahşice boğazlatmak oldu. Yıldırım Beyazıt Timur’a esir düşünce, “Fetret Devri” başladı. Kardeş kavgaları nedeniyle devlet parçalanma noktasına geldi. Tahta geçen oğul Çelebi Mehmet, kardeşi İsa’yı boğdurttu.

***

II. Murattahta geçince cinayet geleneği sürdü. Kardeşi Mustafa’yı öldürttü, diğer kardeşlerinin gözlerine “mil” çektirdi. Amcası Mustafa’yı öldürdükten sonra ibret olsun diye cesedini Edirne surlarına astırdı. Daha sonra alelacele bir ferman yayınlayarak ahaliyi amcasının cesedini izlemeye zorladı. Ceset, asıldığı yerde çürüdü.

***

İstanbul’u fethiyle ünlenen, sahih olmayan, “uydurma” bir hadis ile Hazreti Peygamber tarafından müjdelendiğine inanılan Fatih’in kundaktaki kardeşini boğdurarak öldürttüğünü biliyor muydunuz?..

***

Fatihöldükten sonra iki oğlu hayatta kaldı: II. Beyazıt ve Cem... Tahtı II. Beyazıt alınca, Cem İtalya’ya kaçtı. Beyazıt İtalya’ya kaçan kardeşi Cem’in peşini bırakmadı. Önce Cem’in ülkede kalan çocukları Oğuz Han ve Ahmet’i öldürttü. Daha sonra yüklüce rüşvet ödeyerek İtalya’da yaşayan kardeşini boğdurttu.

***

Yavuz, işe kardeşleri Şah, Alem Şah, Mahmut ve Mahmut’un oğulları Mehmet, Musa, Emin, Orhan ve Osman’ı boğdurtmakla başlamıştı. Sonra büyük ağabeyi Korkut’u öldürdü.

 

Kardeşi Ahmet’le yaptığı Yenişehir savaşını kazanınca kardeşi Ahmet’e ağır ağır işkence ederek öldürttü, ölüsünü sergiledi. Amcasının Bursa’da bulunan beş oğlunu İstanbul’a getirterek öldürttü ve böylece kendisinden başka soyunda insan bırakmadı.

***

Kendisinden önceki padişah bütün soyunu öldürdüğü için I. Süleyman’a öldürecek akraba kalmamıştı. O da araştırdı, soruşturdu, nihayet Rodos adasında yaşayan Fatih’in torunu Cem’in oğlunu buldu ve öldürttü. Kısacası, Osmanlı soyunun öldürecek akraba bulamama konusunda en şanssız padişahıdır Birinci Süleyman.

***

“İki cihanın padişahı”olarak andıkları Kanuni Sultan Süleyman’ın Osmanlı saltanatının en vahşi padişahı olduğunu biliyor muydunuz? Kendi öz oğlunun öldürülmesini zevkle izleyen bir insan nasıl yüceltilebilir? Cellat bile Kanuni’nin oğlu Mustafa’ya acımış, onu öldürmek istememişti. Kanuni öfkeyle celladın üzerine yürüyerek oğlunun asılmasına yardım etti. Cellat, Kanuni’nin bu vahşeti karşısında dona kalır.

***

Babasının gaddarlığına tanık olan Kanuni’nin ikinci oğlu Beyazıt, korkup İran’a kaçtı. Kanuni  rüşvet vererek bu oğlunu da İran’da boğdurdu. Bununla yetinmeyen Kanuni İran’da yaşayan Beyazıt’ın dört çocuğunu da (öz torunlarını) öldürttü.

 

III. Murat tahta geçer geçmez 5 kardeşini öldürttü. Ama kardeş cinayetleri rekoru III. Murat’ta değil. III. Murat’ın yerine tahta geçen III. Ahmet, babasının öldüğü gün tam 19 kardeşini boğazladı. Öldürecek kardeş, akraba kalmayınca kendi öz oğlunu uykuda boğdu.

 

IV. Murat 4 kardeşini öldürdükten sonra, öldürülecek akraba bulamayınca annesi Kösem Sultan’ı işkence ederek öldürttü. IV. Murat’ın yerine geçen IV. Mustafa ise III. Selim’i öldürdü. Cesedi kazıklara çakarak yaban hayvanlarına yem yaptı.

 

IV. Mustafa,III. Selim’i sarayda vücudunu kılıçla parça parça doğrayıp öldürdükten sonra, tahtta uzun süre kalamadı. Onun yerine geçen II. Mahmut Osmanlı geleneğini sürdürdü. Tahta geçer geçmez IV. Mustafa’yı öldürmekle siftah etti. Sonra IV. Mustafa’nın annesini zehirletti. Bursa’da sürgünde ölen III. Mustafa’nın karısını ve çocuklarını İstanbul’a getirterek boğdurdu.

***

Cinayetler sürüp gitti. Saray, boğdurulan şehzadelerin çığlıkları ile inledi. Bu cinayetler zincirine Yedikule zindanlarında Yeniçeriler tarafından ırzına geçildikten sonra işkenceyle öldürülen Genç Osman’ı, zehirlenerek öldürülen Sultan II. Ahmet’i ve yüzlerce veziri ekleyebiliriz.

***

Sonra; cinayetlere son verildi. Bu sefer, “şimşirlikte” hapisler başladı. Yıllarca süren bu hapis ve her an öldürülme korkusu şehzadelerin “akıl sağlığını” bozdu.

***

İşte miras bu. İster sahip çıkın, ister reddedin. Ama şunu peşinen söyleyebilirim. Osmanlı da “Doğu Türk Devletleri” gibi bizim olan “Batı Türk Devletleri”nin de bir parçası. Türkiye Cumhuriyeti de... O nedenle sahip çıkarız.

***

Derdimiz, asırlık Türkiye Cumhuriyeti’ne parantez açıp kapatanlarla. Derdimiz, bir “Türk devrimi” olan Türkiye Cumhuriyeti’ni bir film arası olarak görenlerle… Onlar, dek durmadıkça, elbette “öykündükleri”, “alternatif” gördükleri Osmanlı’yı, bu yanıyla da gündemde tutacağız. Ne demişler; “Men dakka duka!”

***

15 Temmuzhain darbe kalkışmasının yıldönümünde şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize sağlıklı bir ömür diliyorum. FETÖ terör örgütü, 15 Temmuz başkaldırı eylemi ile, çok eskiden başlayan bir süreç sonunda, devleti, illegal unsurlara teslim etmenin bedelinin çok ağır olduğunu bize gösterdi. Umarım bundan ders çıkartırız.

Diğer Makaleler