Oktay ENSARİ

ŞEHİR HASTANESİ Mİ, ŞEHİR EFSANESİ Mİ ?

Bir dönem çeşitli sorunlarla gündemde tutulan, adeta Şehir efsanesine dönüştürülen Kayseri Şehir Hastanesinden söz edeceğim.

Hem de bu hastanede  ayrımsız, ayrıcalıksız 6 gün tedavi gören biri olarak. Bu satırları okurken hinlik yapıp (canım sen gazetecisin ondan iyi bakılmışsın) diyen, ak’a kara demekten hiç sakınmayan, allame, çok bilmişlerin, önyargılı, yapan yapar, yapamayan eleştirmen olur anlayışında "Kasabanın Şerif"liğine soyunmuş, Kayseri kendi üstlerine kurulmuş sanıp, her bir şeye maydanoz olanların, atıp tutacakları lafları sözleri ciddiye bile almadan gerçek neyse onu yazacağım.

"Kasabanın şerifi olmayın" sözleri gazeteci büyüklerimizin, ustalarımızın en önde gelen öğütlerindendir. Zamane kalemşörleri bilmez ama, ustalarımız  şehri, ilçeyi, kasabayı tek başına yönettiğini sanan, burnu kaf dağında yetersiz, kifayetsiz, muhteris, mızıkçı,’’Ben’’ odaklı sözde gazeteciler için bu deyimi kullanmıştır. Oradan aklıma geldi.

Bu tipler, bıraksan doktor, bıraksan doçent, bıraksan profesördür. Her şeyi onlar bilir. Bol keseden ahkam keserler. Halkın haber alma hürriyeti veya kamuyu bilgilendirme zırhının arkasına sığınıp, sormadan soruşturmadan yalın kılıç, bir önyargıyla kalem sallarlar. Sormak, soruşturmak, dinlemek, karşı tarafından görüşünü almak, hak getire…

9 bin kişinin çalıştığı, günde 4-5 bin hasta ve yakınının geldiği ortalama 15 bin kişinin bulunduğu Kayseri Şehir Hastanesinden söz ediyoruz. Kayseri’nin bir çok ilçe nüfusundan fazla bir kampusu konuşuyoruz. Yeni bir model, yeni bir anlayış, Şehir hastaneleri… Sorun, aksaklık yok mu ? Var. Herkesin çalıştığı kurum, işyeri ve ailesindeki kadar. Benim gibi hastane muhabirliği  yapan meslektaşlarım Devlet Hastanesini de Sosyal Sigortalar Hastanesini de iyi bilir ve yaşananları hatırlarlar. Şartlar, modern tıp ve teknolojik tıbbı cihazlar elbette eskisiyle kıyaslanamaz. Odalar desen 4 yıldızlı otel odası gibi… Hijyen on numara. Lafı uzattığımın farkındayım ama asıl  olan, sağlık personelinin hastalara ve yakınlarına yaklaşımı. Pandemi yükü de fazlasıyla sırtına binmiş bu hastanenin özverili çalışanlarına gelin, haksızlık etmeyin. Görmek lazım, tanık olmaz lazım. Hastalar kadar her an ölümü hisseden temizlikçisinden, kat görevlisinden, hemşiresine, doktorundan, üst düzey yöneticilerine biraz olsun empati ile bakmak, onları anlamak lazım.

Gecesi gündüzüne karışmış, şifa dağıtmak için çırpınırken, ailelerini, kendilerini, uykuyu unutan başhekiminden en alt kademedeki çalışanlara kadar bu insanları sadece balkona çıkıp alkışlamayın, onlara moral verin. Anlayış gösterin.

Bir haftalık hastane günlerimi uzun uzun yazacağım ama, özellikle pandemi hastalarının bu günlerde tedavilerinin yanı sıra , dua ve  sonra bardak veya şişe hazır suya ihtiyacı var. Büyükşehir Belediyesi Kaski aracılığıyla hazır su ihtiyacını dönem dönem karşılıyor. Ancak,yetmiyor.

Haydi, neredesiniz ? Kayseri’nin hayırseverleri…

Diğer Makaleler