Tümülüslerden, Kartal Şehitliğine (6)

Roma mitolojisinde Herkül olarak bildiğimiz ve Yunan mitolojisinde ise Herakles olarak bilinen “mitolojik kahraman”ın, birçok yerde lahdi ve anıtı bulunmuştur. Antalya ve Konya’da bulunan lahitler müzelerde sergilenmektedir.

Kayseri’de; içinde, Seyyid Burhaneddin Tirmizi Hazretlerinin Türbesinin olduğu Selçuklu Mezarlığı ile Arkeoloji Müzesi’nin arasında kalan boş alan; atıl durumda iken, 1980-1983 yılları arasında Köy Garajı olarak kullanılmıştı. İçerisine yüze yakın dükkanın yapılarak hizmete açılan garajda Tomarza, Bünyan, Sarıoğlan ve Felahiye yöresi ve çevresindeki köylere ait otobüs ve minibüslerin toplanması ve şehir trafiğinin rahatlaması planlanmıştı.

İlçe, kasaba ve köy ulaşım araçları, buraya girmek istemeyip, şehir içindeki ara sokakları park yeri olarak kullanmaya devam ettiklerinden, burası rasyonel kullanılmayınca, küçük ölçekli bir oto tamir ve bakım alanına dönüştü. İçinde kahvehanelerinde olduğu bu alan, bu şekilde esnafın yüzünü güldüremeyince, köylülerin getirdiği ürünlerin satıldığı bir pazar yerine dönüştü. Özellikle Tomarza ve Bünyan yöresine ait çeşitli köy otobüsleriyle gelen köylüler, ürettikleri peynir, yoğurt, bal, nohut, fasülye, mercimek ve bulgur gibi ürünlerini sergilediler. Bir süre bu şekilde kullanılan alan, sahipsiz ve bakımsız kalmamsı sebebiyle, Kayseri Belediyesi tarafından mevcut  dükkanlar yıkıldı ve pazar yeri de, o dönemde boşaltılan sebze ve meyve halinin içerisine taşınmış oldu.

1990 Yılına kadar atıl ve terk edilmiş bir alan görünümünde olan bu bölge, Kağnı Pazarındaki çevre düzenlemesi sebebiyle, Turizm Müdürlüğü ile İl Halk Kütüphanesi binalarının yıkılması üzerine, bu geniş alana Kayseri Kültür ve Turizm Müdürlüğü binası ile 75. Yıl İl halk Kütüphanesi binası yaptırılmasına karar verildi. Bu sebeple, temel kazısına başlanıldı. 

Özellikle; Kültür ve Turizm Müdürlüğü binasına tekabül eden alanda, temel kazısı çalışmaları sırasında 3 metre derinlikte “Herakles Lahdi”ne rastlanılmıştır. Yapılan incelemelerde, lahdin arka kısmından bir delik açılarak soyulduğu anlaşılmıştır. İçerisinden, sadece iki insan iskeleti ve iki cam gözyaşı şişesi bulunmuştur.  Anıt mezarların, Tümülüslerin ve bazı tarihi eserlerin çoğunun, eserin yapıldığı zaman diliminde soyulduğu,  tarihi bir hakikattir.

Herakles lahdi gerekli çalışmalar tamamlandıktan sonra müzeye kaldırılmıştır. Kayseri Arkeoloji Müzesi’nin en önemli salonunda sergilenen ve paha biçilmeyen envanter eserlerinden birisi olan lahid,  215 cm uzunluğunda,  101 cm genişliğinde ve  133 cm yüksekliğe sahiptir. Yekpare mermerin içi oyularak yapılmış ve yüzeyi çeşitli figürlerle işlenerek Roma medeniyetinin bütün şaşa ve gösterişini günümüze taşımıştır.

Lahdin ön cephesinin haricindeki yüzeylerde, Herakles’in yaptığı 12 önemli işi, bir başka deyimle macerası kabartma olarak işlenmiştir. M.S. 150-160 yıllarına tarihlendirilen lahid üzerindeki kabartmaların her biri ayrı bir sanat ve ustalık eseri olarak ortada durmaktadır. Lahdin üzerindeki 12 kabartmanın sırayla anlatımı şu şekildedir:

  1. Nemea aslanını öldürme sahnesi,
  2. Lerna ejderinin öldürülme sahnesi,
  3. Yaban domuzunun yakalanma sahnesi,
  4. Kyrene geyiğinin yakalanma sahnesi,
  5. Stymphaios Gölünde yaşayan ve insan eti yiyen kuşların vurulma sahnesi,
  6. Augias’ın ahırlarının temizlenme sahnesi,
  7. Girit boğasının yakalanma sahnesi,
  8. Trakya kralının insan eti ile beslenen atlarının yakalanma sahnesi,
  9. Amazonlar kraliçesinin altın kemerinin alınma sahnesi,
  10. Üç başlı dev cüsseli çoban tarafından korunan Geryoneus’un sürülerinin götürülme sahnesi,
  11. Kerberos köpeğinin yer altı dünyasından çıkarılma sahnesi,
  12. Batı kızlarının altın elmalarının alınma sahnesi.

Anadolu’da kurulan bütün medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir alanda ortaya çıkarılan Herakles lahdi, hemen yanı başında bulunan ve sadece 50 metre uzaklıktaki Tümülüs yok edilerek ortaya çıkarılan Roma mezarında olduğu gibi, aynı kaderi paylaşmıştır.  Herakles lahdi de yerinde bırakılmamıştır ve Arkeoloji Müzesi’nin salonlarına taşınmıştır. Eğer; binlerce yıl öncesinden günümüze ulaşan bu eserler, çevre düzenlemeleri yapılarak yerlerinde sergilenmiş (taş yerinde ağırdır…) olsalardı, bu manzaranın Kayseri turizmi bakımından önemi, nasıl olurdu? 

Diğer Makaleler