Oktay ENSARİ

YEREL GAZETELER ÜZERİNE (1)

Yerel gazeteler bulunduğu yerleşim biriminin adı il, ilçe, belde, köy olsun aynasıdır. Gözüdür, kulağıdır. Adı üstünde yereldir. Yerelin sözcüsüdür, savunucusudur…

Benim gazeteciliğe başladığım 1972 yılında böyleydi. Kalem ustaları vardı. Etik vardı, şantaj, dolandırıcılık, yerel medyayı kalkan gibi kullanma alışkanlığı yoktu. Gazeteciler daha bağımsız daha özgürdü. Daha donanımlıydı.  Gece yatıp, sabah gazeteci olunmuyordu. Gazetecilerle dolaşıyorum diye, çala-kalem iki yazı yazdım diye mühendisler, avukatlar, doktorlar ben de gazeteciyim diye caka satıp, hava basmıyordu. Hatta böyle tipler bırakın Gazeteciler Cemiyeti'ne üye olmayı, gazetelerin kapısından bile geçemiyordu.

İster alaylı, ister mektepli olsun gazeteciler saygındı. Reklam-ilan diye insanları canından usandıran, tehditler savuran, mesleğin onurunu, haysiyetini ayaklar altına alan tipler yoktu. Yazılı olmasa da etik kurallar herkes için geçerliydi. Yanlış yapanlar mesleğe ihanet edenler önce meslektaşlarınca dışlanırdı, eleştirilirdi.

Tam 46 yıldır, 3 aylık askerlik dönemim hariç fasılasız gazetecilik mesleğini yapıyorum. Bu süreçte basın dışında, hiçbir başka kurumda, kuruluşta çalışmadım. Meslekte şu kadar yıl çalıştım diyenler, mesleğin çilesini çekmemiş kendini gazeteci sanan matbaacılar ve reklamcılar, gazetecilik dışındaki yıllarını, ara verdikleri, askerlik  ve ticaret yaptıkları dönemleri  de  gazetecilikten sayanlara inat, dolu dolu gazetecilik yaptım, yapıyorum. O nedenle mütevazı davranmayıp, bir öz eleştiri hakkını kendimde fazlasıyla buluyorum.

Zira mesleğe paraşütle inenlerden değilim. Medyada her  saatin her günün hesabını, hakkını vererek, emeğimle, onurumla basamakları birer birer tırmandım. Benim yerel gazeteciliğe başladığım yıllarda  Ülker, Milli Ülkü, Emel, Yeni Sabah, Hakimiyet, Akın Günlük gibi günlük gazeteler yayınlanırdı. Sonra onlara Günaydın gazetesi destekli ilk rotatifte basılan Kayseri Haber ve Mülayim ailesinin Kayseri’ye  Tercüman Gazetesi sahipleri Ilıcak’larla ortak getirdikleri rotatifte basılan Kayseri gazetesi eklenince 8 resmi ilan alan gazete vardı.

Her biri okul gibiydi. Ustalarım Mustafa Gümüşkaynak, Mahmut Sabah, Mehmet Aydoğan çoğu ebediyete giden meslek büyüklerim, Hasan Sami Bolak, Hulusi Turgut, Ahmet Mülayim, Şemsettin Çetinsöz, Murat Taşkın, Mustafa Şapçı, Fahri İkiler, Ataner Yüce, Güntaç Aktan Mehmet Kocakahyaoğlu, Mehmet Kiracıoğlu, Ahmet Çınar buralardan yetişmişlerdi. Unuttuklarım kusura kalmasınlar ama benim kuşağımda Üstün Tuncer, Salih Balcı, Süleyman Keskin, Hasan Sarıçicek, Zafer Işık,  Ahmet Culfacı, Mustafa Topçuoğlu gibi şimdilerde duayen diye adlandırılan meslektaşlarım vardı.

Onları orta kuşakta Rifat Açıkgöz, Mehmet Delibaş, Veli Altınkaya, Recep Bulut, Ahmet Zorlu, Davut Güleç, Metin Sönmez, Ali Ceran, Mustafa Cengiz, Demet Öztürk, Cem Atakan,Süleyman Erciyes, Mustafa Aydoğan, Vedat Doğan, Levent Çil, İlter Sağırsoy, Ömer Faruk Hamurcu sonrasında dönemin genç kuşağında Canan Bayram, Osman Koca,İbrahim Özçekiç, Doğan Havur, Orhan Canbulatel, Osman Çiftçi, Metin ve Sena Kösedağ kardeşler, Abdülmecit Avşar, Mehmet Tuna, Orhan Gazi Başgül, İsmail İçer, Mehmet Uğurlu, Yusuf Yerli, Mehmet Serbez, Murat Metiner, Ceyhun Üsten, Erkinbey Uygurtürk, Erhan Kan, Yüksel-Yavuz Yıkılmaz kardeşler, Faruk Aydemir,Celal Kösedağ, Dursun Açıkyürek, Ersan Temizel, Mustafa Gürbüz, Ahmet Şan, Ruhsar Aktaş, Semra Acar, Mehmet Yılmaz, Semra Acar,Kürşat Açıkgöz, Şeref Kahraman, Hakan Çiftçi, Ali Altuntaş, Mehmet Nilkalı, Cafer Zengin,Deniz Çağan, Azim Deniz , Jale Ahıskalı, Necmettin Çuhadaroğlu, Devrim Çalışkan, Ferhat Yağmur , Ali Türkaslan gibi meslekta 15 yılı dolduranlar izledi.

Bir çok arkadaşımız bu yarışta ya döküldü ya sonlarda kaldı. Çileli, zor bir mesleği seçmiştik çünkü. Gazeteciliğe başladığım yıllarda her matbaanın nasıl ki bir gazetesi varsa, son yıllarda Kayseri’de her televizyonun bir de gazetesi oldu. Yazılı basındaki gazeteci kavramı  medya adı altında, medya gruplarında televizyoncu, radyocu, gazeteci ve internetçi gibi kavramlarla harman oldu. Kayseri’de yerel gazeteler, önce yerel televizyonlarla sonra da günümüzün en etkili iletişim aracı olan sosyal medya ve internet siteleriyle geriledi ve ekonomik kıskaca girdi.

Aynı medya kuruluşunda çalışan gazeteciler emeklerini hem tv, hem radyo hem gazeteye verir olunca, yerel gazeteler ikinci plana itilir oldu. Buna bir de matbaa, kağıt, mürekkep, kalıp ve baskı masrafları eklenince yerel gazeteler SGK ödemeleri ve vergilerini ödeyemez hale geldi. Biriken kıdem tazminatları da cabası. Hal böyle olunca bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda olan gazeteciliğin içinden gelen gazete patronları ile Kayseri medyasına hakim olan sanayici, müteahhit ve iş adamlarından oluşan yerel gazete patronları her geçen gün büyüyen borç sarmalına bir dur demek için kolay olmasa da birleşme kararı aldı.

Bize hayırlı olsun demek düşer. İnşallah sosyal medya ve internet haberciliğinin zirve yaptığı günümüzde 3 yeni gazetemiz, habercilikte yeni bir heyecana, yeni bir anlayış ve soluğa imza atar. Eskisi gibi habercilikte yarışılır. Gazetelerin muvazaalı kadro yapılanması, sözde kastecilerin(!), mesleğimizi kendi çıkarlarına kullanan yüz karası şantajcı, dolandırıcı tipler, 'madem SGK’yı ben ödüyorum o zaman yakınlarımı kadroda göstereyim' anlayışı biter, hava-civa olsun diye gazete kadrolarında yer alan ayrık otları ayıklanır ve dışlanır. Gazete patronlarının karışmadığı, gazetecilerin yaptığı haber dolu gazeteler önümüze gelir. 

Her doğum sancılıdır. Kayseri yazılı medyası yol ayrımında tercihini yapmıştır. Tek endişem birleşen gazeteler kendi logolarıyla resmi ilansız günlük, haftalık, 15 günlük veya aylık olarak yayın hayatlarını sürdürürse ortaya çıkacak karmaşadır. 14 gazete 3’e düştü derken, inşallah 17 gazete ile karşılaşmayalım…

NOT: Unuttuğum isimler olabilir peşinen affola dedim. Ayrıca, meslekte 15 yılı doldurduğunu bildiklerimi baz aldım. İsimler arasında unuttuklarım varsa benimle irtibata geçsin

Diğer Makaleler