“YİĞİT DÜŞTÜĞÜ YERDEN KALKAR”

Değerli Başkanım, sizi yarım asır geriye götüreceğim… Selefiniz merhum Mehmet Çalık’a… Rahmetli, bir Kayserispor kongresinde; “Getirin Kayserispor’un defterini temeseğini yarın devralıyorum!” demişti. Bu sözünün hikayesini uzun uzun anlattım, hem de defalarca bu köşede… Herhalde, ulaşmadı size…

***

Şimdi var mı? Bilmem… O dönem için söylüyorum, nasıl getirsinler, yoktu ki!

***

Rica ediyorum bana; “Kayseri Milliyetçiliği!” yaparak cevap verilmesin ya da saldırılmasın. Çok ciddi ve altından kalkınmasının mümkün olmadığı, Kayseri’nin iliğinin emildiği bir olaydan söz ediyorum…

Nereden bulacaksınız, borç için, 300 milyonun üzerinde parayı?

Bu da yetmez, “hop oturup hop kalkmamak!”, tekrar birinci lige yükselebilmek için en azından 50 milyon dolarlık bir transfer yapmanız gerekir?

***

Bakınız, değerli Başkanım: Sözü edilene 300-350 milyon lira ile Havaalanı genişlemesi ya da Belsin-NYY hafif raylı sistem bağlantısı ya da mesela Kayseri-Yerköy hızlı tren hattının en azından elektrifikasyonu yapılır…

***

Yapmayın, etmeyin. Kayserispor’u düştüğü yerden kim kaldıracaksa kaldırsın. Kaldı ki, Maliye Hazinesi dışında kimse kaldıramaz… Kayseri’den de bu para çıkmaz…

***

Yok, Boydak Holding’in yerine geçen Erciyes Holding’in kaynaklarına güveniyorsanız, bu mali açıdan sorunlu olduğu gibi, bu sefer de Holding’i çökertirsiniz. Zira bu ve müstakbel borçların böyle bir domino etkisi var… Ayrıca, bu da bir kamu kaynağıdır, bir gün gelir, hesap sorarlar.

***

Sorunu, defalarca yazdığım halde, Kayseri’yi yönetenler ve haliyle muhterem ahali göremedi… Çok yazdım bu konuda, bir kitap olur… İsterseniz bundan on beş yıl önce bir Şubat başında yazdığım bir yazıdan bir alıntı yapacağım… Umarım, okuma zahmetine katlanır, Kayseri’yi ve dahi Kayserispor’u yöneten ve gönül verenler:

***

“Efendim. Bir mucize olmasa Kayserispor gitti gider artık… Biz bunu aylarca öncesi söylemiştik ama demek ki anlatamamışız…

Bir kez daha işin püf noktasını anlatayım: Profesyonel bir olay, amatörlerce yönetilemez. Bunun mühendislik lisanıyla tercümesi şu: ‘Yanlış kurulmuş denklemden doğru çözüm beklenmemeli’. Zaman zaman doğru çıkan sonuçlar sizleri aldatmasın…

Rahmetli Üstad’ın [NFK] ifadesiyle de bu; “Tahlil için Haliç’in neresinden numune alırsanız alın, aynı sonuç çıkar!” benzetmesinde nefis bir biçimde özetlenmiştir.

Galiba bu gerçeği öncelikle başta Mehmet Özhaseki olmak üzere, bu işe soyunan diğer sevgili Başkanlarımıza anlatmamız gerekiyor!.. Özelde Kayserispor’un ve dahi Erciyesspor’un genel de profesyonel ligin ülkemizde,  temel sorunu bu.

Amatör adamlar profesyonel ligi yönetiyorlar. Olmaz efendim, olmaz… Bakınız, başka bir gerçeği de sizlerle paylaşmak isterim: Belediyeler kanalıyla şu ya da bu ölçüde profesyonel kulüplere aktarılan kaynaklar başkanların cebinden, belediyelerin kasasından çıkmadığına göre bunları kim ya da kimler ne adına veriyorlar?

Bunu çok merak etmişimdir?

Ama şunu çok iyi biliyorum: Üç kuruş için kardeşin kardeşle kavga ettiği bir dünyada, kimse onlarca milyar parayı, babasını hayrı için vermez. Evet. Karşılığında ne alıyorlar?

Bilmek zorundayım çünkü ben bu kentin bir “hemşerisiyim”. Ayrıca; kırk yıldır yapılan kaynak transferine rağmen, şöyle bir rahatça, ayağınız gere gere, hiç maç seyrettiniz mi? Kırk yıldır, hop oturur hop kalkarsınız. O halde bu işte bir yanlışlık olmalı!..”

***

İşte böyle sevgili Başkanım ve değerli yöneticilerimiz… Ha. Başkan Berna Hanım ve onunla birlikte yönetime girenleri bu değerlendirmeden azâde tutuyorum… Zira onları, havuza attılar… Havuzdan çıkınca; “Bizi buraya kim attı!” diyorlar ama nafile…

Berna Hanım ve ekibinin iyi niyetli olduğundan, var güçleri ile uğraşı verdiklerinden kuşku duymuyorum… Ama dibi belli olmayan bir borç batağı içerisine girdiklerinin farkında değillerdi ama ben yine uyardım, o günlerde… Öyle ya, bir bataklığın derinliği içine girilmeyince bilinmezmiş…

Ayrıca; sonra kapanan “Mamur-Bedir” savaşı, bunun ipuçlarını veriyordu… Bu “kavga” bile işin boyutunu gösteriyordu… Berna Hanıma bu bile uyarı olmalıydı; “Tamam Kayserispor’u devralıyorum ama getirin arkadaşlar şu kulübün defterini temeseğini!” diyebilmeliydi… Dedi mi acaba bunu? Bilemiyorum…

Fakat ben, 1970’lerde, dört yıl kadar bu işin içinde bulunan birisi olarak o uyarıyı yapmış ve fırsat buldukça da yapmaya devam eden birisiydim… Çalık merhumun o toplantıda söylediği şu veciz sözü kaç kere taşımıştım köşeme: “Yüz paralık bakkalın on paralık defteri olur!”

Evet. Eski Başkanlar Erol Bedir ve Recep Mamur bu hesabın altını çalmalılar… Bu kadar borç nereden kaynaklandı? Ayrıca; alacakları varsa çizmeliler, hesabı kapatmalılar.

Bir de merak ediyorum; MHP Milletvekili Baki Ersoy’un “suç duyurusunu!” Hangi aşamada… Peki, Kayseri’nin muhterem ahalisi hiç merak etmez mi?

Diğer Makaleler