Başkan Mustafa Çelik'le dobra dobra...

OKTAY ENSARİ'NİN ÖZEL RÖPORTAJI...

 

MUSTAFA Çelik, her şeyden önce bir elektronik mühendisi. Teknoloji ve teknolojik aletlerin kullanımı konusunda son derece donanımlı bir işadamı. Evli, 4 çocuk babası… Türkiye genelinde otobüs firmalarının biletlerinin dijital ortamda ve internet ortamında alınması konusundaki yazılımı ilk olarak Biletal adıyla uygulamaya koyan, turizm ve madencilik alanlarında faaliyet gösteren İpek Bilgisayar aile şirketinin sahibi. Siyasi geçmişine gelince, dayısı Refah Partisi eski milletvekili Şaban Bayrak gibi siyasete erken atılanlardan. Milli Selamet Partisi Refah Partisi derken Ak Parti'de boy gösterdi. Çelik,  AK Parti'ye kuruluşundan bu yana hizmette bulunmuş önemli isimlerden birisi. Özellikle seçim kampanyalarında SKM adı verilen Seçim Koordinasyon Merkezini yıllarca elektronik ortamda başarıyla yönetti. Partiye kurduğu bilgisayar ağıyla Ak Parti'nin seçim sonuçlarını Türkiye genelinde ilk bilenlerden olmasını sağladı.

Sonra, Bekir Yıldız’ın ardından Kocasinan Belediye Başkanlığı ve görev süresi dolmadan 2015 Şubat ayında Mehmet Özhaseki’nin milletvekili seçilmesiyle birlikte Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna mecliste yapılan seçim sonrası oturdu. Günahıyla sevabıyla,4 yıldır bu koltukta oturuyor. Partisi 31 Mart seçimlerinde tercihini bu görev için aynı partiden Melikgazi Belediye başkanı Memduh Büyükkılıç’tan yana kullandı. O nedenle Çelik’le seçim sath-ı mahalline girilmişken, gazetecilik refleksi ve dürtüsüyle, çıkarsız, siyasi bir amaca matuf olmayan, birilerine dokundurma veya hizmet etme amacı olmaksızın yalın, sansürsüz röportaj gerçekleştirdim. Umarım Kayseri kamuoyu, siyaset dünyası Çelik’in anlatımlarından kentin yararına, siyasetine katkı olabilecek fikirler çıkarabilir…

 

Oktay Ensari: Memnun musunuz halinizden?

 

Mustafa Çelik: Oldukça memnunum hiç sıkıntım yok moralim iyi sağlığım iyi önemli olan ne biliyor musunuz? Sağlık, sıhhat, afiyet ve itibar… Bunlar olduktan sonra gerisi kolay

 

Oktay Ensari: Kayseri Büyükşehir Belediye başkan adaylığına bir başka isim söylendiğinde ne düşündünüz? Yeniden başkan adayı konmayacağını önceden mi biliyordunuz?

 

Mustafa Çelik: Aday olacak mısınız diye, seçimler yaklaştıkça sorular bana sorulduğunda ben çok rahatım diyordum. Çünkü gelirken de bu göreve aday olmak için gayret etmedim, çabalamadın ben ille de bir şey olayım diye. Dolayısıyla burayı kaybedeceğim diye de korkum olmadığı için çok rahattım. Olsaydı hizmet ederdim, olmasa işime gücüme giderdim. Dolayısıyla hiç böyle olağanüstü şok etkisi yaratacak beni sıkıntıya sokacak hiçbir şey hissetmedim.

 

Oktay Ensari: Hazırlıklı mıydınız?

 

Mustafa Çelik: Her zaman hazırız. Şimdi siz ölüme hazır değil misiniz, Öbür dünyaya giderken namaz borcum var mı ibadet eksiğim var mı birinin kul hakkını yedim mi?

 

“SOĞUK DEĞİLİM”

 

Oktay Ensari: Sizinle ilgili bir takım algılar oluştu veya oluşturuldu. Örneğin soğuk, insanlara dokunmuyor diye… Bu algılar bilinçli olarak mı söylendi?

 

Mustafa Çelik: Yok öyle algı falan yapıldığını zannetmiyorum.

 

Oktay Ensari: Örneğin sizin için sürekli, hep soğuk dediler insana dokunmuyor, sosyal ilişkilerde zayıf dediler.

 

Mustafa Çelik: İnsana dokunmuyor olur mu? Bir kitap fuarı yaptık 680 bin kişinin içindesiniz. Bir Ramazan Sokağı yapıyorsunuz günde 25 bin kişinin içindesiniz. Spor etkinlikleri yapıyorsunuz, hadi dediğiniz zaman 10 bin 12 bin kişi ile yürüyüş yapıyorsunuz. Öyle bir algı yoktu. Bazıları öyle bir şey olsa diye içinden geçirdiler. Yoksa öyle bir algı yoktu. Şimdi bir belediye başkanı için en zor olan şey nedir biliyor musunuz otobüse binmek tramvaya binmek vatandaşla yolculuk etmek. Günün her hangi bir saatinde gideriz, onların içinde gezeriz, halkla karşı karşıya, içi içe oluruz.

 

Oktay Ensari: Vatandaşlarla iç içe olmanın zorluğu nedir?

 

Mustafa Çelik: Zorluğu şu. Benim ara ara hep söylediğim şu var. Büyükşehir’in yaptığı hizmet ile ilçelerin yaptığı hizmetteki ana farklılık para karşılığı yapılan hizmetler Büyükşehirde. Su iyi bir hizmet ama para karşılığında, Ulaşım iyi bir hizmet ama para karşılığında ekmek deseniz aynı mezarlık öylesine. İlçelerin böyle bir görevi yok.

 

“FIRIN, RESTORAN AÇIP ESNAFI RAHATSIZ ETMEDİM”

 

Oktay Ensari: Özellikle esnafı rahatsız ettiğiniz, büfeler yaptınız restoranlar açtığınız yani esnafın işine karıştığınız sıkça dillendirildi.  Diyorlar ki, kendisi de esnaftan geldi niye esnafların görev alanına girdi?

 

Mustafa Çelik: Esnafı hiç rahatsız etmedik o da yanlış bir algı 3 bin tane yeme içme esnafının olduğu Kayseri’de 3 tane belediyenin yeme içme mekânı var binde bir rahatsız etmez. Ya da işte 1 milyon ekmeğin üretildiği tüketildiği bir yerde 20-25 bin civarında ekmek üretiyorsunuz bu rahatsız etmez.

 

Oktay Ensari: Kent ekmeği neden yaptınız?

 

Mustafa Çelik: Çıkın büfelerin önündeki ekmek alan vatandaşa bunu sorun. En kaliteli en uygun fiyata ekmeği yedirmek için piyasayı stabil hale getirmek için bunu yapmaya mecburduk. Yapılması gerekiyordu. Bütün Büyükşehirlerde vardı Kayseri’de yoktu vardı zamanında kaldırıldı.

 

Oktay Ensari: Olmasaydı ne olurdu?

 

Mustafa Çelik: 60 kuruşa yiyemezdik. En az bir buçuk liraya yerdik bakın başka şehirlere…

 

Oktay Ensari: Kalitesi de mi öyle olurdu?

 

Mustafa Çelik: Bunları söylemek şimdi fırıncı esnafımıza karşı biraz yanlış algıya sebebiyet verebilir biz esnafımızı seviyoruz. İki tür fırıncı esnafı var. Bir mahalle fırınları pide fırınları iki endüstriyel üretenler ikisi de memnun iki grup esnafta memnun neden memnun küçük esnaf fırıncılar büyük endüstriyel üretenlerin psikolojik baskısı altındaydı piyasayı stabil hale getirince biz rahatladık dediler. Endüstriyel yapan büyük fırınlarda rekabetten birbirleri ile yarışıyorlardı. Şimdi bizim fiyatımız bir denge unsuru oldu onlarda kendi aralarında rekabeti bitirmiş oldular.

 

Oktay Ensari: Sizin fiyatınızın altında satan var mıydı?

 

Mustafa Çelik: Vardı, hala o büyük marketlerde bizim fiyatımıza yakın ekmek satanlar var.

 

-------- RÖPORTAJIN İKİNCİ BÖLÜMÜ KAYSERİ TELGRAF'TA--------

Diğer Haberler