Talat Eyüp ENSARİ

PINARBAŞI SEÇİMLERİ VE GERÇEKLER

31 Mart'ta ülke genelinde yapılan mahalli idareler seçimlerinde Pınarbaşı'da gerçekleşen usulsüzlükler sonucu seçimin 2 Haziran'da gerçekleşeceği YSK tarafından duyurulmuştu.

Son 5 yıldır MHP'li Başkan Menduh Uzunluoğlu tarafından yönetilen Pınarbaşı, yapılan başarılı çalışmalar sayesinde kasaba hüviyetinden kurtulup ilçe kimliğine büründü. Muhakkak ki eksiklikler ve hatalar vardır. Beşerin olduğu yerde bunlar olmaya da devam edecektir. Fakat özellikle temeli atılan ve ilçeye gelmek üzere doğalgaz yatırımı bile hizmetlerin en büyüğüdür. Pınarbaşılıları hava kirliliğinden ve soğuk kış günlerinde soba ve sıcak su zahmetinden kurtaracak bu hamle, ilçeden göçün azalmasını dahi sağlayacaktır.

Öte yandan bir ilçe belediyesi için önemli sayılacak kilitli taş parke üretim tesisi yine bu dönemde hizmete geçmiştir. Belediyenin boş arsalarında güneş enerjisi tesisleri, yenilenen araç filosu, cami, cem evi, okul yapımı gibi hizmetlerin yanı sıra belediyecilik faaliyetleri yine Menduh başkan döneminde gerçekleştirilmiştir. Elbette işin hizmet boyutunu en iyi Pınarbaşılı hemşerilerimiz bilecek ve takdir edeceklerdir.

31 Mart gecesi Pınarbaşı'da yaşananlar ise işin demokratik bir hizmet boyutundan çok bazı görevlilerin basiretsizliği ve CHP'nin bu basiretsizlikten faydalanıp işi oldu-bittiye getirme telaşıdır. İşin adını net bir şekilde koymamız gerekir. O gece yaşananlar CHP Milletvekili Aşkın Genç ve il yönetiminin iddiaları gibi kuru gürültü değildir, kavga hiç değildir. O gece Pınarbaşı Adliyesi'nde yaşananlar MHP'nin hakkını yedirmeme ve hak arama davasıdır. Hiçbir nefis hakkının yenmesine razı olmaz, MHP Milletvekili Baki Ersoy ve orada bulunan yöneticiler de buna göz yummamıştır. Kimse nasıl ki haksızlığa sessiz kalmıyorsa, MHP yöneticileri de sessiz kalmamıştır.  'Hak, hukuk, adalet' sloganlarını dillerine pelesenk eden CHP'li milletvekili ve yöneticiler ise hukuksuzluk işlerine geldiği için sessizliği yeğlemiştir. Vicdan sahibi hiç kimse o gece yaşanan, çetelesiz sandıklara, ağzı dahi bağlanmadan gelen sandık çuvallarına, sandık başkanlarının imzası olmadan elden ele gezen evraklara sessiz kalamaz. Sessiz kalsa bile buradan mağduriyet çıkaramaz. Ama 31 Mart gecesi yapılan usulsüzlüklere şahit olan CHP'liler bundan faydalanarak sandık çuvallarını adliye dışına çıkartmış, gece yarısı sandık başkanlarının eksik imzalarını almaya evlerine kadar gitmişlerdir. Ne de olsa fırsat, bu fırsattır. Fakat MHP'nin başvurusu üzerine bu tiyatro sonlanarak, seçimlerin yenilenmesine önce ilçe ardından il seçim kurulunca karar verilmiştir. Neticede Yüksek Seçim Kurulu da bu kararı tasdik etmiştir. CHP'lilerin kendilerinin dahi inanmadığı mağduriyet yaratma çabaları hâlen sürmektedir. Seçimler kazanılır, seçimler kaybedilir. Fakat yalanın, hukuksuzluğa göz yummanın kara lekesini çıkaracak temizleyici henüz icat edilmemiştir.

Sosyal medyaya kırpılarak servis edilen görüntülerde ise görevli hakimin tartaklandığından tutun da olmadık iddialar ortaya atılarak mağduriyetin safhası arttırılmaya çalışılmıştır. Orada yaşanan sözlü ve fiziki arbede CHP Belediye Başkan Adayı Deniz Yağan'ın yanındaki kalabalıkla, MHP Milletvekili Baki Ersoy ve diğer partililer arasındadır. At gözlüğüyle bakanlar iyi bilmelidir ki MHP sadece kendi seçmeninin değil her bir Pınarbaşılının helal oyuna sahip çıkmıştır.

Özetle 31 Mart gecesinden itibaren Pınarbaşı'da yaşanan hukuksuzluk neticesinde 2 Haziran'da yenilenecek seçimleri hemşerilerimizin sürece vakıf olması gerekmektedir. Algıya ve iftiraya değil gözleriyle gördüklerine oy verecek Pınarbaşılılarının demokratik tercihini ise herkes saygıyla karşılayacaktır.

Diğer Makaleler