ÇOKLU BARO, ADALETE HALEL GETİRİR

Avukat, mimar- mühendis, eczacı, hekim, veteriner, mali müşavir gibi birçoğu kanunla kurulmuş mesleklerin tepe örgütlerinin yönetimleri kısmen sıkıntılı. Bunların hepsi olmasa da bir bölümü, mesleki tavırlarından çok ‘marjinal’ çıkışları ile gündeme geliyor.

Ankara Barosu’nun Diyanet İşleri Başkanı’nın bir açıklamasına tepkisi, kamuoyunda adeta infial uyandırmış ve ara ara pişirilip pişirilip servis edilen meslek örgütlerinin yapısına yönelik düzenleme yeniden gündeme gelmişti...

Aslında yola çıkarken yukarıda zikrettiğim tüm meslek örgütleri odaklı böyle bir çalışma olduğu hem Cumhurbaşkanı’nın hem de Külliye ve Parti’deki bazı çevrelerde kısmen dillendirildi.

Önce bütün meslek örgütleri ile ilgili yeni bir düzenleme gibi yola çıkıldı, nedense sonra iş barolar odaklı konuşulmaya başlandı.

Evet, birçok meslek örgütünün tepe yöneticisinin duruşunu ben de tasvip etmiyorum. Hatta bunların seçim sistemlerinin mümkün olduğunca Anadolu’daki meslek örgütlerinin de etkili olacağı şekilde düzenlenmesinin doğru olduğuna inanıyorum.

Ancak bir ilde birden fazla baro kurulmasını asla doğru bulmam. Bu manada baroları da diğer meslek örgütleri ile eşdeğer tutmak doğru da değil. Zira baroları oluşturan avukatlar, yargı erkininin en önemli ayağı olan ‘Savunma’yı halkın verdiği vekaletle yürütüyorlar.

Siz eğer sendikalar gibi barolar içinde ‘çoklu’ bir anlayış ortaya koyarsanız, emin olun yarın birçok ilde her partinin, her mezhebin, hatta her nesebin barosu olur.

Adaletin mülkün (Devletin) temeli olduğunu hepimiz söylüyoruz. ‘Çoklu Baro’ uygulaması adalete halel getirir. Avukat işini ifa ederken yargının diğer ayaklarını oluşturan savcı ve hakimlere adeta, ‘Bak ben iktidara yakın baro mensubuyum’ veya ‘Bak ben de senin mezhebinden, nesebinden geliyorum. Bunun için de filan baronun üyesiyim ha...’ algısına neden olacak bir tavır ortaya koyarsa adaletin hakkaniyetli tecelli ettiğine hiçbirimiz inanmayız...

Toplumda ‘Acaba’ sorusu sorulmaya başlarsa, bu, yargıya güveni sarsar. Çok değil, biz geçtiğimiz 3-4 yılda 12 bin yargı mensubundan neredeyse yarısını ( 5 bin kadar ) FETÖ’cü diye meslekten atmadık mı? 2013-2016 arasında vatandaş veya avukat yargı mensuplarına ‘Acaba bu hakim ve savcı FETÖ’cü mü? İşimin halledilmesi için bu yapının adliye imamını görsem mi?’ diye düşünmüyor muydu?

Evet, baroların da, diğer meslek gruplarının da üst örgütlerinin seçim sistemi hakkaniyetli ve Anadolu’nun yönetimlerde bulunmasına vesile olacak şekilde düzenlenmeli. Bunu yaparken özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır gibi bazı barolara ‘ders verme’ gibi bir gerekçeyle, vatandaşın adalete güvenine halel getirecek bir adım atarsak, bu devlete, bu millete en büyük kötülüğü etmiş oluruz.

Kayseri Barosu Başkanı Cavit Dursun düzenlediği basın toplantısında barolarla ilgili çalışmayı çok ağır bir dille eleştirdi. Son yirmi yıldan 5-6 tarih vererek ‘Çoklu baro düşüncesinin FETÖ projesi’ olduğunu söyledi.

Bu sözün doğruluğunu tartışabiliriz. Ama bu şehirde dün AHUDER yok muydu? AHUDER denen dernek mensuplarının önemli bir bölümünün o malum yapıyla delmeli-takmalı olduğunu hepimiz bilmiyor muyduk? İşte çoklu baro adı şu veya bu olan her ilde yeni yeni konseptlerde AHUDER türü örgütlerin kurulmasına yol açar...

Kimse demesin ki böyle bir yapılanma hakimi-savcıyı etkilemez. Böyle bir yapılanma hem toplumu, hem de yargı mensuplarını etkiler. Böylece adaletin temeline de dinamit konulmuş olur. Dolayısıyla devleti çürütmüş olursunuz. Ara ara aynaya bakmadan, ‘Türkiye’de hukuk talimatla hareket ediyor’ vs. diyen AB ülkeleri başta, uluslararası hasımlarımızı da sevindirmiş olursunuz.

Özet çoklu baro yanlış; ama meslek örgütlerinin seçim sistemlerinin yeniden revizesine eyvallah.

Kayseri Barosu Başkanı Av. Cavit Dursun’un oldukça ağır cümlelerinin de yer aldığı üç sayfalık açıklamasını noktasına-virgülüne dokunmadan yazımın devamını aynen koyuyorum. İster okuyun-isterseniz okumayın.

 

 

Mış… Miş… Muş…

00- Bilim Kurulu Üyesi ve Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. İlhami Çelik’in ‘Günde 2 vakamız varken şimdi 30-40 vakaya çıktık’ açıklaması sıkıntının hangi boyutlara ulaştığını çok iyi anlatıyormuş.

00- Kayseri’de son bir haftada Kovid 19 vakasında yaklaşık 200 kadar artış olduğu söyleniyormuş.

00- Vali Günaydın, vakaların artması üzerine, polis ve sağlıkçılarla çarşıda denetim yapıp, maske ve mesafeye uymayanları uyarmış.

00- Kayseri Serbest Bölgesi 4 Temmuz’da mali kongre yapacakmış.

00- Kayseri eski Milletvekili ve Senatörü Maliye Eski Bakanı Ziya Müezzinoğlu’nun 101 yaşında vefatını şehir duymamış.

00- MHP’de bir grup, eski defterleri açarak daha çok da sosyal medya üzerinden ‘hesap görmeye’ çalışıyormuş.

00- MHP’nin büyük kongre tarihini 14 Mart 2021 olarak açıklamasından sonra, ilçe ve il kongrelerinin de yılsonuna kadar tamamlanması gündeme gelecekmiş.

00- İYİ Parti’de il başkanlığı hesapları yeniden yapılmaya başlanırken sürpriz bir aday çıkmazsa emekli Albay Sebati Ataman’ın şansı artıyormuş.

00- İYİ Parti Kocasinan İlçe Başkanı Mustafa Işık görevi devraldığı Yurdaer Şahin’e plaket vermiş.

00- Vali Günaydın ve Başkan Büyükkılıç’ın şehrimizin örnek-duayen müteşebbislerinden Faruk Molu’yu ziyareti alkışlanmış.

Diğer Makaleler