Osmanlı'nın ilk profesörü (müderrisi) Kayserili Fakih Davud

Sanayi, ticaret ve bürokraside sayısız isim yetiştiren Kayseri, Osmanlı İmparatorluğu döneminde de ilk profesörü bağrından çıkarmıştı.

Ünlü tarih yazıcısı (vakanüvis) J. Von Hammer'in "Büyük Osmanlı Tarihi" eserinde yer alan bilgilere göre Osmanlı’da ilk medrese Orhan Bey zamanında yapılmış olup, bu medresenin ilk müderrisi (profesörü) Kayseri’den Fakih Davud’tur.

Tasavvuf, hadîs ve tefsîr âlimi, aklî ve naklî ilimlerde mütehassıs idi. İsmi, Dâvûd bin Mahmûd bin Muhammed’dir. Aslen Kayserili olduğu için Kayseri ve Karamânî nisbet edildi. Şerefüddîn lakabı verildi. Osmanlı Devleti’nin ilk medresesi olan İznik’teki Orhâniye Medresesi’ne ilk olarak müderris ta’yin edilen bu zâttır. 751 (m. 1350) yılında İznik’de vefât edip, oraya defnedildi.

İlk önce Kayseri ve çevresinde ilim tahsil eden Dâvûd-i Kayserî, ilmini ilerletmek maksadıyla Mısır’a gitti. Kâhire’de hadîs-i şerîf, tefsîr ve diğer naklî ve aklî ilimleri tahsîl etti. Arkadaşları arasında zekâsı, çalışkanlığı ve ilmi ile çok parladı. Sadrüddîn-i Konevî hazretlerinin talebelerinden “Füsûs-ül-hikem” şarihi Kemâlüddîn Kâşânî’nin talebeleri arasına katıldı. Onun yüksek ilminden istifâde edip, feyzlerine mazhar oldu. Tasavvuf yolunda ilerleyip, yüksek derecelere kavuştu. Onun ilmindeki üstünlüğü, derecesinin yüksekliği, Anadolu’da meşhûr oldu. Bu sırada Osmanlı Devleti Sultanı olan Orhan Gazi, İznik’i alıp, ilim sahiplerine durak ve ilim taliplerine mekân olması için bir medrese inşâ etti. Dâvûd-i Kayserî’yi de da’vet edip, bu medreseye müderris ta’yin etti. Burada vefâtına kadar vazîfe görüp, nice âlimler yetiştirdi. İlk Osmanlı medresesinin ilk müderrisi olması dolayısıyla, Osmanlı devletinin ilmiye hey’etini teşkil eden ilk kadrolar onun talebeleri arasında yetişti.

Sâlih, zâhid, çok ibâdet eden, insanlara karşı çok merhametli ve güzel ahlâk sahibi bir zât olan Dâvûd-i Kayserî’nin şöhreti. Muhyiddîn-i Arabî’nin “Füsûs-ül-hikem”ini şerhederek “Matla-ı husûs-il-kelâm fî meânî Füsûs-ül-hikem” adını verdiği eseriyle daha çok duyuldu. Bu kıymetli eser, Hindistanda basılmıştır. Dâvûd-i Kayserî’nin bu şerhinden başka; “Tahkîk-ı mâ-il-hayât ve keşf-i esrâr-iz-zulâm”, “Nihâyet-ül-beyân fî dirâyet-iz-zemân,”, “Şerh-it-Teiyye li İbn-il-Fârid” ve daha birçok eseri vardır.

Diğer Haberler