'1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü' ya da diğer kullanımıyla işçi bayramı dünya sathında emeğin gücünün korunması ve hatırlanması maksadıyla anılar bir gündür.
Her ne kadar ülkemizde sol tandanslı kurumların sahiplenmesiyle akıllarda yer etse de işin aslı itibariyle bakıldığında, ülkemizde emek yoğun işlerde çalışan kesim genel olarak sola yatkın değildir.
Emek yoğun dediğimiz meslek kollarında çalışanlar genellikle Anadolu topraklarında bir dönem ziraatla uğraşmış, sonraları hayat şartları nedeniyle kırsaldan kente göç etmiş çoğunluktur. Bu insanlar kendilerini sol görüşün temsil etmesinden daha çok alın terinin karşılığına bakmaktadır. Dolayısıyla kendilerini işçinin hamisi gören metropol solcularının bu sahiplenmesi boşunadır. Hâl böyle olunca vatandaşımızın aklında genellikle şiddet görüntüleriyle yer eden '1 Mayıs' kutlamalarında işçinin değil, sol marjinal örgütlerin neden başrol oynadığı daha açık görülmektedir. Ekmeğinin derdindeki devletine ve milletine gönülden bağlı işçilerimizin beklentileri şiddet eylemlerinden uzak, iş güvenliği ve ücret politikasıdır.
Emek gerektiren herhangi bir işte çalışmayıp, gürültü çıkararak işçinin hakkını savunduğunu iddia eden grup, batıya giden bir geminin içinde doğuya doğru koşunca doğuya gittiğini sanan bir grup komedyenden başkası da değildir. Haddizatında dünkü eylemlere bakıldığında, etnik ırkçıların, bozuk cinsiyetlilerin ön plana çıkışı da fikrimizi örnekle desteklemiştir.
Gerçekten işçinin hakkının savunulduğu, işçinin güvenli ve ekonomik olarak müreffeh olduğu bir '1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü' olması dileğiyle, tüm işçilerimizin günü kutlu olsun.
Kalemine sağlık. Aynen bazıları haddi olmadığı halde 1 Mayıs ı kendi tekelinde zannediyor