Kartal Şehitliği

Milli Mücadelenin tamamlanması, Türk düşmanların Anadolu’dan atılması ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra başlayan barış ortamında, Kayseri’de 1925 yılında Tayyare Fabrikası’nın temeli atılmıştır. Yeniden yapılanma, hayata tutunma, kaybettiklerini telafi etme ve medeniyet mücadelesinde geri kalmamak amacıyla başlatılan bu önemli hamleler içerisinde, bu fabrikanın fonksiyonel bir yeri vardır.

            Kayseri’de sürdürülen havacılık çalışmaları sırasında meydana gelen kazalarda şehit olan, askeri ve sivil personel için 1946 yılında Kartal Şehitliği yapılmıştır. Hava İkmal Bakım Merkezi’nin kuzey batı köşesinde, Seyyid Burhaneddin Mezarlığına en yakın noktada kurulan şehitlik, önceleri “Hava Şehitliği” olarak planlanmıştı. Üstelik, 1960 ve 1970’li yıllarda Belediye Otobüsleri ve minibüslerde burası, Hava Şehitliği olarak ifade edilirdi. Şehitliğe ilk defnedilen şehitlerimizde, Türk Hava Kuvvetleri’ne mensup personeldir.

            “Hava İkmal Alanı’nın Saçcılarbaşı mevkisine rastlayan köşesinde yaptırılan Hava Şehirleri Abidesi, halk arasında ‘karatl’adı ile anılmaktadır. Planaı Hava İkmal Merkezi Mühendislerinden Ahmet Germirli ile Yüzbaşı Adil Giray tarafından çizilen şehitlik, Vilayet ve Belediyenin yardımı ile Fabrika Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılmıştır. Şehitlik ortasında ‘H.Ş.’ (Hava Şehitleri) amblemi bulunan kanatlarla çevrilmiş, üzerinde kırık bir pervaneyi pençesinde sıkan, hakimiyet timsali bir kartalı ifade etmektedir.” (Halit Erkiletlioğlu, Geniş Kayseri Tarihi, Kayseri 2006, s 712)

            Toplumumuzun 1970’li yıllarda yaşamak zorunda kaldığı anarşi ortamı ve 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesinden sonra, bu çizginin PKK terörüne dönüşmesi ile Türk Askeri’nin her kademeden “şahadet şerbetini” içmeye başladığı dönem olarak, tarihteki yerini almıştır.

            Türk Milleti’nin Anadolu’da, 1000 yıldan beri sürdürdüğü yaşam mücadelesi müddetince, yabancısı olmadığı ihanet, arkadan hançerlenme, düşmanlarla işbirliği yaparak pusuya düşürülme ve benzeri entrikaların artmasıyla birlikte, Türk Askeri’nin mukavemeti neticesinde Kayseri’ye gelen şehitlerimizin sayısı artmış ve şehitlerimiz, buraya defnedilmiştir.

            Kayseri’deki şehitlerimizin “ebedi istirahatgâhı” ve Türk Milleti’nin şeref ve haysiyetinin tapusu olan “Kartal Şehitliği”nde, halen 63 şehidimiz bulunmaktadır. Kartal Şehitliğindeki cennet mekanı şehitlerimiz, aslında orada yalnız değiller. O bölge, adeta bir şehitlik bölgesidir. Hemen yanı başında, bütün heybeti ve görkemi ile 800 yıldan beri “ben buradayım… buralar bana aittir…al bayrak ve kara toprak benden sorulur…” diye haykıran Emir Ali Türbesi (Pişrev Ali Türbesi) aynı zamanda bir Selçuklu Şehitliğidir.

Kartal Şehitliğinin 50 metre kuzeyindeki Seyyid Burhaneddin Hazretlerinin Türbesinin etrafı da, 800 yıllık Selçuklu mezarlığı olması sebebiyle, kutsiyeti en üst noktadadır. Aynı zamanda, o civarda bulunan Mehmet Zengi Türbesi ile Emir Erdoğmuş Türbesi de birer şehitlik vasfındadır.

Roma dönemi Tümülüslerinden Kartal Şehitliğine kadar uzanan küçük alandaki, açık hava müzesindeki en anlamlı mekan olarak dikkat çeken Kartal Şehitliğinde metfun, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne mensup Subay Şehitlerimiz :

Hava Kuvvetleri Komutanlığı…………: 10

Kara Kuvvetleri Komutanlığı…………:   1

Jandarma Genel Komutanlığı…………:  4

 

Astsubay Şehitlerimiz :

 

Hava Kuvvetleri Komutanlığı…………:  4

Kara Kuvvetleri Komutanlığı…………:   5

Jandarma Genel Komutanlığı…………:  4

 

Uzman Çavuş Rütbesindeki Şehitlerimiz :

 

Kara Kuvvetleri Komutanlığı…………:   4

Jandarma Genel Komutanlığı…………:  4

 

Sivil Memur Şehitlerimiz :

 

Hava Kuvvetleri Komutanlığı………… : 3

 

Rütbesiz Er Şehitlerimiz :

 

Hava Kuvvetleri Komutanlığı…………:   1

Kara Kuvvetleri Komutanlığı…………:  12

Jandarma Genel Komutanlığı…………: 11

 

            Şehitlerimizin sınıflarına göre dağılımına baktığımızda, herhangi bir ülke ile sıcak cephe savaşına girmeden, bu kadar çok şehit vermemiz, yaşadığımız çıkmaz sokakların ciddiyetini ve uğradığımız ihaneti ortaya koymaktadır. Renkli ve süslü temennilerde bulunabilirim, ama bu şehitlerimiz ne ilk, ne de son olacaktır. Bu sıcak coğrafya, Türk Milletinin varlığı ile barışa ulaşacağından, toprağa verdiğimiz şehitlerimizin, beyhude ölmediklerini ispat etmek için daha çok çalışmalı, daha çok alın teri dökmeli, daha çok risk almalı, daha az yalan söylemeli ve Müslüman Türk kimliğine yakışır bir şekilde yaşamasını öğrenmeliyiz.

 

SONUÇ

            Havasını teneffüs ettiğimiz, ekmeğini yediğimiz ve mensubu olmaktan keyif aldığımız Kayseri’nin, bir dünya şehri olması için gökdelenler dikmeniz, metrolar ve havaalanları yapmanız ve onlarca üniversite açmanız yetmiyor. İçinde yaşadığımız zaman diliminde; bir yerleşim yerine gelişmiş, kalkınmış ve yaşanılabilir bir yer diyebilmeniz için;

  1. Bozulmamış ve tahrip edilmemiş bir ekolojik yapı
  2. Bozulmamış ve tahrip edilmemiş bir tarihi doku olması gerekiyor.

 

İnsanlığın ulaştığı en son nokta olarak ifade ettiğimiz, günümüz medeniyet anlayışı içerisinde, bütün dünya bu iki husus etrafında birleşmiş durumdadır. Bozulmamış bir çevre ve bozulmamış bir tarihi kültürel yapıya sahip olan ülkeler, hem turizm konusunda merhale katetmiş durumdalar, hem de bunun ekonomik getirisinin keyfini yaşamaktadırlar.

 

Fotoğraf böyle olunca, Kayseri’nin geri kalmaması ve çocuklarımıza daha yaşanılabilir bir şehir bırakabilmemiz için enerjimizi, bilgi birikimimizi ve insani kaygılarımızı, bu çizgide şekillendirmemiz gerekir. Aksi takdirde; altı bin yıllık geçmişi olan Kayseri, bin yıl sonra dahi hâlâ “işini bilir, açık göz, uyanık, ticaret yapar, yüksek binaları diker, düz tarım alanlarını imara açar, yeşil alanları kamulaştırır, sulak alanları kurutur, oradan alır buraya verir, en büyük parayı müteahhitlikten kazanır, tarihi eserleri bir gecede yıkar ve küme düşen takımının adını değiştirir vb.” diye anılacaksa, cenneti hiç birimizin hayal etmeye hakkı yok demektir. Bu çizgiyi daha anlamlı hale getirmek ve insani kalkınmışlığımızı geliştirmek, bizim mecburi vazifemiz olmalıdır.

 

Bu hayali gerçekleştirmek ve Kayseri’yi bir “Dünya Kültür Şehri” yaparak, bunun getirileriyle hayatımızı zenginleştirmek için, bu çalışmamda sınırlarını çizdiğim alan çok önemli olup, pilot bölge niteliğindedir. Gültepe Parkı ile yanı başındaki Garipler Mezarlığı Tümülüsü’nden başlayarak, Kartal Şehitliğine kadar uzanan bu  küçük alanı, dünya standartlarında bir kültür merkezi, bir açık hava müzesine dönüştürmemiz gerekmektedir. Bunu gerçekleştirebilmemiz için de;

 

  1. Doğu tarafında Gültepe Parkı, Arkeoloji Müzesi ile Merkez Endüstri Meslek Lisesi, Güneyde Kartal Şehitliği ile Emir Ali Türbesi, Batıda Döner Kümbet ile Ahi Evran Zaviyesi ve Kuzeyde Seyyid Burhaneddin Mezarlığı’nın bulunduğu alanı içine alan bu bölgenin trafiğe kapatılması,
  2. Bu alan içerisinde bulunan Müze Apartmanı ile birlikte üç apartmanın, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün, Acıbadem Hastanesinin ve Merkez Endüstri Meslek Lisesi’nin kaldırılarak, başka uygun alanlara taşınması,
  3. Yok edilen Tümlüsün altından çıkan Roma mezarının asıl yeri olan Müze Apartmanının yerine taşınması,
  4. Herakles Lahdinin Kültür ve Turizm Müdürlüğü binasındaki yerine taşınması,
  5. Seyyid Burhaneddin Mezarlığı’nın isminin “Selçuklu Mezarlığı” olarak değiştirilmesi ve 800 yıllık mezarlık alanının, iyi tasnif edilerek tarihi ve mimari özelliklerinin kültürümüze kazandırılması,
  6. Bu alanın projelendirilmesi için uluslar arası alanda uzman kişilerin davet edilerek, fikirlerinin alınması ve proje yarışmaları düzenlenmesi,
  7. Bu alan içerisinde yer alan 16 adet tarihi kültür mirası için ayrı ayrı belgesellerinin hazırlanması, romanlarının yayınlanması, öykülerinin uluslar arası platformlara taşınması gerekmektedir.

 

Kayseri’de bu şekilde değerlendirilecek başka alanlarda vardır. Bu tür alanlar hayata aktarıldıkça; Kayserililer daha kolay ve daha getirisi yüksek ticaret yapacaklardır, Kayseri’yi ziyaret eden ve konaklayan turist sayısında artışlar olacaktır, Kayseri’nin ürettiği katma değer artacaktır ve en önemlisi, çocuklarımız Kayserili olmaktan ve Kayseri’de yaşamaktan onur duyacaklardır. 

Diğer Makaleler