BİRAZ DA BAŞKALARI YARARLANSIN!..

AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Malatya’da Önder İmam Hatipliler Buluşması'nda bir konuşma yaptı. Öne çıkan başlıklar, yine bildik şeyler; İmam Hatip, sakal, türban vs.

***

Kusura kalmasınlar, bağışlasınlar… Vallahi, yirmi beş senedir harcaya harcaya bir türlü bitmedi, bu sermaye. Hani, Hoca Nasrettin’e sormuşlar; “eski ayları ne yaparsınız?” O da, “kırpar kırpar yıldız yaparız!” demişti. Bu da onun gibi bir şey.

***

Peki, günümüzde gerçek ne? “MEB verilerine göre, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında bin 99 olan imam hatip ortaokulu sayısı, 2018 sonu itibarıyla 3 bin 286'ya çıktı ve öğrenci sayısı 723 bin 108 oldu. 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 537 olan imam hatip lisesi sayısı ise 2018 itibarıyla bin 605 oldu ve öğrenci sayısı 627 bin 503'e ulaştı”. (www.dw.com/tr/imam-hatip-okullar)

 

“Geçen eğitim-öğretim yılında (2016-2017) imam hatip liselerinde derslik başına 16,8 öğrenci, öğretmen başına ise 12,3 öğrenci düştü. Fen, Sosyal Bilimler ve Anadolu liselerinde ise bu sayı derslik başına 26,3 öğrenci, öğretmen başına ise 15 öğrencide kaldı.”

***

Ayrıca; özel alanda hiçbir sıkıntı olmayan sakal, türban konusunda kamu kesiminde de bir sıkıntı kalmadı artık. Aksine, “modern” diye vasıflandırılan kadınların giyim-kuşamları konusunda bazı kurum ve kuruluşlarda bazı kısıtlamalar getirildi.   

***

Ama gerçekler buyken, nasıl olsa karşılığı var toplumda, anlat gitsin geçmişten. Yani; Hoca Nasrettin“eski ayları kırpıp kırpıp yıldız yaparken” haksız mı yani!

***

Tayyip Beyin konuşması içerisinde biri var ki, güncel olduğu için dikkat çekici: “Seçimden önce öğrencilere burs vermekten, ücretsiz yurt sağlamaktan bahsedenler koltuğa oturur oturmaz, işe öğrencilere hizmet veren vakıf ve derneklere saldırmaktan başladılar.”

Tabii, hangi dernek ve vakıf? Belirtmemişler. Acaba içlerinde mahdum beyin Vakfı; erkek çocuğa tecavüz ile ön plana çıkan o malum ve maruf vakıf var mı? Bilmiyorum…

 ***

Evet. İmamoğlu diyor ki; “İstanbul Büyükşehrin (İBB)varlıklarını tüm İstanbullular kullanacak”. Yani merhum “Üstad”’ın dediği gibi sadece, “Şah olsa kuzulara, kurt yapmaz bu taksimi” denecek türden belirli ve sayıca sınırlı yerlere kaynaklar akmayacak. Umarım ve temenni ederim, bu lafta kalmaz. Hayata geçer…

Bakınız; İmamoğlu, omalum vemaruf vakıflar/derneklerden söz ederken, aslında bilinen, hiç de yabancısı olmadığımız bir gerçeği ortaya koyuyordu. İstanbul'da onlarca, kamu yararına ve eğitim, öğretim ve yurt faaliyeti gösteren vakıf/dernek/cemiyet var.

Neden sadece TURGEV, Ensar, İlim Yayma Cemiyeti gibi üç beş tane "din soslu" ve iktidara yakın olanlar yararlanıyor da diğerleri yararlanamıyor, İBB kaynaklarından?

***

Yine bu, yani iktidara yakın Nâkşi ağırlıklı vakıf ve derneklerin, seçim öncesi, Binali Yıldırım’a verdikleri desteğin çarşaf çarşaf ilanlarının henüz mürekkebi kurumadı…

***

Mesela; Bir cemaatin önde geleni, binlerce “müridi” olan “Cübbeli Ahmet”, Haber Türk’te, Veyis Ateş’ın “Büyük Sorular” programında, İmamoğlu’na söylediği yakışıksız laflar unutulmadı. Peki, Kürt/Şâfi din adamı “Meleler”in, Yıldırım için, İstanbul’da “attıkları mitili” de mi görmezden gelecek, İmamoğlu?

Düşünebiliyor musunuz; Bir grup İBB çalışanı, hem de Belediye, hem de kayyım olarak atanan İstanbul Valisinin gözü önünde İmamoğlu’na veryansın ediyordu. Yine aynı belediye çalışanları, afişler asıyordu dağlara taşlara İmamoğlu’nu küçülten, Yıldırım’ı yücelten…

***

Soru şu: İmamoğlu ya da diğerleri haksız mı yani, yandaş vakıflara ab-ı hayat akan muslukları keserken; partili “militanların”, “bankamatik çalışanların” işlerine son verirken; hizmet dışı, kimlerin kullandığı henüz belli olmayan yüzlerce aracı iade ederken?  

***

Aksini yaparlarsa, kendi ayaklarına kurşun sıkarlar; 816 bin fark atan İstanbullulara anlatamazlar, bunu. “Men Dakka dukka!” yani; “çalma kapıyı çalarlar kapını” demiş bir Arap atasözü.

***

Asla bir intikamdan falan söz etmiyorum. Zira; intikam benim mezhebime de meşrebime de sığmaz. Bilinen bir gerçeği hatırlatıyorum, o kadar…

***

Tahammül edeceksiniz, kabulleneceksiniz…  25 yıl da çok yoruldunuz, bir dönem dinleneceksiniz. Biraz istirahata çekilin. Biraz sabredin… Hem, beş yıl sonra yeni bir seçim var.

***

Eeee... 25 yıl bunlar, destek gördü İBB'den, biraz da başkaları görsün; biraz da tüm İstanbullular görsün. Bunda rahatsız olacak ne var? Anlayamadım, doğrusu.

***

Evet… Mandoli Artin Ağa’nın rast yürük semainde ifadesini bulan; “Hep mürg-i dile mi bu cefa bülbüle yok mu/ feryada ne hacet” diyerek bu konuya bir nokta koyalım.

 

Kadir Dayıoğlu 10 Eylül 2019 Salı Yazısı

Diğer Makaleler