MAKAM ARAÇLARI

Kayseri Büyükşehir Belediyesi, 122 araç kiralıyormuş. Ne için? Çeşitli kademelerdeki personel ve diğer amaçlar için… Bu da büyük yük getirmeye başlamış. Arayış içerisine girmişler… İlk etapta 60 binek aracı almak için piyasa araştırması yapıyorlarmış. Ayrıca; satın alma mı, yoksa kiralama mı daha hesaplı, diye bir değerlendirme de yapılıyormuş…

Recep Bulut refikimizin köşesinden öğrendik bunları… Sonuçta, resmi bir belgeye değil de “telefon” konuşmasına müstenit bu haber bizde de bir şeyler karalama ihtiyacını peşinden getirdi.

Konunun gündeme getirilmesi, Büyükşehir Belediyesi’nde, “iktisadi aklın” yavaş yavaş devreye girdiğini göstermekte bize… “Kent Ekmek, büfeler” gibi BİT’lerin gündeme gelmesi de bu cümleden…

Biliyorsunuz BİT’ler, Belediye İktisadi Teşebbüsleri’nin kısa adı… Bunlar da “bit” gibi belediyelerin kanını emer… Bazıları için bir yemlik kapısıdır.

Keşke bu karşılaştırmalar, belediyelerin yatırımlarında da yapılabilse… Mesela çok merak ettim; Kayseri ölçeğinde, ulaşım bağlamında, lastik tekerlekli (mesela metrobüs) sistem mi yoksa tramvay mı tercih edilmeli?

Böyle bir araştırmanın mutlaka yapılmış olması gerekir. Mesela, Büyükşehrin, hemşerileri ile bunu paylaşmasını beklerdik. Ben, paylaştıklarını anımsamıyorum. Yok, paylaştılar ise özür dilerim. Ama gecikmeli de olsa “metni” görmek isterim…

Zira; 2020 için öngörülen, “saatte tek yönde 13 bin yolcu taşıma” hedefine asla ulaşılamayacak. Buna İLDEM ve Talas da dahil edilmesine rağmen. Biliyorsunuz, bu rakam işin başında belirtildi. 16,5 km.’lik “1. Etap (OSB-Doğu Garaajı)” için bu rakam, 2.700 yolcu seviyelerinde kalmıştı.

Talas ve İLDEM hattı devreye girince bu rakam 3 bin, 3 bin 200’ler seviyesinde kaldı. Her ne kadar, yetkililer “pik saate” bu rakamın “7 bin yolcu” olduğu söyleniyorsa da pek ihtimal vermiyorum.

Bu konuyu sık sık gündeme getiriyorum. Dostlarımız kusura kalmasın. Olay olmuş bitmiş. Ne gerek var? Diyenleriniz olabilir. Ama bundan sonraki projeler için bir örnek olabilir ümidi ile tekrarlıyorum. Mühendislik ekonomisi, iktisadi aklın sonuçlarından birisidir. Bu, kurum ve kuruluşlarda egemen olmazsa, borç batağına düşmek de kaçınılmazdır.

***

Peki, önemli olan bu kriter için bakınız “10. Kalkınma Planı” (2014-2018) ne diyor: “Dokuzuncu Kalkınma Planı döneminde, kentiçi raylı sistem projelerinde tek yönde doruk (pik) saatte asgari 15.000 yolcu/saat yolculuk talebi tasarım kriteri olarak uygulanmıştır.”

***

Sevgili Başkanımızdan, tramvay için hazırlanan, “ön fizibilite” ya da “sonuç raporunu” rica etsek, lütfederler mi acaba? Yok, “devlet sırrı” falansa, mutlaka bir gözden geçirmeli. Durumu ve nerede hata yapıldığını görmeli.

***

Bakınız, yukarıda verdiğim 13 bin rakamı da “ekmeği katığa denk getirebilmek” için uydurulmuş bir rakam… Zaten, o yıllarda DPT’nin Kayseri tramvayına izin vermeyiş nedenlerinden birisi de buydu. Tabii, biz, “yapacağız ama bürokratik oligarşi buna izin vermiyor!” türünden salvolarla karşı karşıyaydık; vesayetçi rejimi eleştire eleştire bir oluyorduk.

Sonra, Abdullah Gül devreye girdi, DPT’ye rağmen, sanırım, Yüksek Planlama Kurulu kararı ile yapım izni çıktı.

***

O nedenle, geriye doğru dönüşü olmayan kararlarda, sık eleyip sık dokumak zorundayız. Yoksa, kaynak ve zaman israfı söz konusu olur…

***

Gelelim araçlara… “Kiralama” ile “satın alma” arasında bir “hesap-kitap” yapıldı mı, getirisi götürüsü nedir? Bu net bir şekilde ortaya konmadan, yeni bir karar ya da satın almaya yönelik bir karar daha da kötü sonuçlar doğurabilir.

Zira, her bir araç için sürücü gerekir… Bu yetmez, bunların izin ve hastalık durumlarında “yedekleme” de yapmak kaçınılmaz. Bakım, yıkama-yağlama hizmetleri bir başka dert… Bunlar da satın alınacaksa ne anladık…

Yok, belediye tamirhanelerinde verileceklerse bu hizmetler, o işin uzmanı eleman çalıştırmak gerekir. Biliyorsunuz, yeni araçlar, otuz yıl öncesinin araçları gibi değil. Daha kompleks, “mikro uzmanlık” gerektiren konuları içeren donanımlı bir bakım servisi kurmak kaçınılmaz.

Yani, demem o ki, “satın almanın” yüzü astarından pahalı olabilir… İleride bir de araç mezarlığı açmak zorunda kalırsınız. Acele karar verilmemesini salık veririm.

Benim fikrimi soracak olurlarsa, hizmet satın almadan yanayım. Hem ucuz ve hem de kaliteli olur. Baktınız yükleniciden memnun değilsiniz, sırtınızda “yumurtacı küfesi” yok ya, sözleşme bitiminde sırtınızdan atarsınız.  Bir başkası ile anlaşırsınız.

Mesela, söz konusu 122 kiralan aracın tespiti nasıl yapıldı geçmişte? Bu konuda titiz ve seçici davranmak gerekir. Mesela, belediye dışında bu araçlardan yararlanan var mı?

Belediye iştiraklerine de hizmet veriyor mu? Yok, sırf belediyeye hizmet veriyorsa, 122 araç fazla gibime geliyor. Sayının optimal hale getirilmesi, sorunu önemli ölçüde çözecek gibime geliyor.

Diğer Makaleler