SULAMA TESİSLERİ…

DSİ 12. Bölge Müdürü, geçenlerde, Kayseri’deki sulama tesisleri ile ilgili açıklama yapmıştı. Açıklama yeterince açık olmadığından olsa gerek bu sefer de; Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'ye, yaklaşık 6 senedir atıl olarak bekleyen Pınarbaşı- Karamanlı Göleti’nin, durumunu sormuş. “Sayın Bakanım, ne olacak bizim Karamanlı’nın hali?”, demiş…

Aslında gölet 2012 yılında bitmiş ama su tutmamış. Ersoy böyle söylüyor… Tıpkı, Kıranardı (Öküz Çukuru) Göleti gibi… O da su tutmuyor, bir türlü… Vallahi, şimdiye kadar bir Keban yapılırdı ama bizimkilerin “sızdırmasızlığı” bir türlü hallolamıyor? Ne iştir? Anlamak mümkün değil!..

Umarım değerli milletvekilimiz bunu yanı Öküz Çukuru’nu da sorar, Pakdemirli’ye. Öyle ya, Müdür Bey, değinmeyi unutmuş. Tıpkı, Yamula Sulaması gibi… Bakalım, Yamula Sulaması’nı da sorabilecek mi, Bakana?

Yine bakalım, ne diyecek, Sayın Bakan?

Muhtemelen “para yok!” diyecek. Peki, Sayın Milletvekili, bilmiyor mu, bunu? Sanırım biliyordur. AK Parti Milletvekilleri de biliyor bunu. Ne yapsınlar aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık. O nedenle, Ersoy’un gayreti “sormuş olmaktan” öteye geçmeyecek.

***

Demem o ki, para bulunduğu taktirde hem Karamanlı ve hem de Kırnardı göletleri “tamir” olacak, hizmet vermeye başlayacak. Ama unutmayın bunlar, zaman zaman açılışı yapılan bilmem şu kadar tesis arasında geçiyor…

***

“Ya Allah, ya bismillah!”diye açılışı yapanlar bir de yerine gitseler, bir damla suyun olmadığını görecekler, içlerinde.

***

Tabii, Yamula Sulaması’nın akıbeti şu sorunun yanıtında yatıyor: Yamula bağlamında sulama ile elektrik üretimi arasında bir ilişki var mı? Hemen arkasından sorumuz şu: Sulama tesislerini kim yapacak?

Birinci soruya aklım ermez. Aslında bunu Taner Yıldız’a sormak gerekir. Öyle ya, konunun uzmanı. Ama sulama tesislerini baraj işleticisinin değil, kamunun yapacağını biliyorum… O nedenle, siyasi iktidar temsilcilerine sormak gerekir: Gövde ve pompaj sulaması neden gecikiyor?

***

Çok sorduk, cevap alamadık. Bu suskunluk neyin nesi? Umarım Baki Beyin dikkatini çeker bu sorularım. Evet. Bu sulama neden gecikiyor, kimler geciktiriyor?

***

Aslında bu soruyu Kayseri, Yozgat, Nevşehir, Kırşehir Ziraat Odalarının sorması gerekmez mi? Nedense onlar da bir türlü sormuyor…

***

Yoksa, proje mi yanlış? Bu tesisten hem elektrik üretimi ve hem de aynı zamanda sulama yapılaması zor mu? Yapılabilirse öncelik hangisinin?

Bunlar ve benzeri soruları, elektrik üretimin başladığı 2005’ten beri sorarım? Net bir yanıt alamadım… Alabileceğimi de tahmin etmiyorum. Ama Üretim Şirketi’nin imtiyazının dolacağı, 2025 yılına kadar da sormaya devam edeceğim. Tabii, ömrümüz yeterse…

***

Yeri gelmişken bir konuya değineceğim. Tüm olup bitenler karşısında, örgütler kadar muhterem ahali de duyarsız. Mesela; Tekir pınarlarına el konuyor, doğaya akması engelleniyor ama Kıranardı, Hisarcık ve Hacılar ahalisi ile yöre bağcılarını “gıkı, çıkmıyor!”

Kadınlar evde iş görüyor, erkekler kahvede okey oynuyor. Olup bitenlerden haberleri yok. Yazın, belirli bir kısmında sulama suyu bulamayınca, farkına varıyor… Oysa, Karadeniz’in kadınları öyle mi? “Sularımıza dokundurmayız!”, diye tepki veriyor. Mesela ben, “Tekir sularına el koymayın!” diyen bir Hisarcıklı’ya rastlamadım. Neden bu böyle? Mutlaka sosyolojik izahı vardır?

Özellikle Hisarcıklılar ve bağcılar unutmasın… Tekir Göleti artık miadını doldurmak, ekonomik ömrünü tüketmek üzere. Yakın bir gelecekte, sadece su depolayan ama sulama imkanı olmayan bir havuz haline gelebilir. Öyle ya, bittiğinden beri biriken çamur (teressübat) vs. göletin aktif hacmini doldurmaya başladı. Bunun temizlenmesi lazım.

Peki, bunu kim yapacak? Belediye mi yoksa DSİ’mi? DSİ, bizimle ilgisi yok, belediye ile “çıktık-çıkıştık!” diyerek topu taca atabilir. Yük ise, Büyükşehre kalabilir… Bununla birlikte; Tekir tesislerine su temini amacıyla, Lifos ve Koçdağı sularına KASKİ’ce el konca bu havza Kerbela’ya dönebilir… Umarım farkındalar.

Aslında, bu hikaye, insan eli ile doğanın nasıl ölüme terk edildiğinin bir örneği. Hadi, bu keyfiyeti de ben haber vermiş olayım, Belediyemize… 

Diğer Makaleler